HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 18 MAYIS 2024, CUMARTESİ

HASAN AZKIRAN DİYOR Kİ – 2

12.10.2023 00:00
       Çok değerli okurlarım.

       Bundan önce ki yazımda da aynı başlığı kullandım niçin; çünkü Yurt içi ve Yurtdışında olmak üzere 2023 Altın Kalemler Plaket ödüllü Şiir yarışmasına katılan v e 26 Ağustos 2023 tarihine rastlayan Cumartesi günü de Gemlik te yapılan ödül töreninde ödüllerine kavuşan kıymetli  şairlerimizin isim ve eserlerinin bitimine kadar aynı başlığı kullanacağım ve yarışmaya katılan bu şairlerimizin eserleri bittikten sonra bir başka konuyu işleyerek sizlere sunacağım.

      Konu il ilgili olarak teferruata geçmek istemiyorum çünkü bundan önceki yazımda anlatmıştım.

     Şimdi bahse konu olan şairlerimizin eserleri ve eserini ve bitiminde de isimlerini yazarken, bana ait bir şiirimi de sunuyorum.

     Bu vesile ile tüm okurlarımıza, değerli gönül dostlarımıza ve kıymetli ilçe yöneticilerinin tümüne selam, saygı ve muhabbetlerimi sunuyorum efendim.

HASAN AZKIRAN

 

    ATATÜRK BÖYLE DEDİ






Yanıp, yıkılmış Çanakkale, Dumlupınar.

Enkaz altında Vatan, şehidini arar.

Coşmuş Sakarya'm, hep kanla karışık akar.

Tarih geçmişi, sayfalarına kanla yazar.

Korkma; Ordu, İzmir de son noktayı koyar.




Düşmanla sarılmıştı dağımız taşımız,

Oradan, buradan gelmiş kardeşlerimiz,

Çok savaştık, ne top kaldı ne de mermimiz,

Omuz omuzaydı, üç beş arkadaşımız,

Bine birle, İzmir'de son buldu savaşımız..




Göğüsler siper, gözlerimiz pek, başlar dik,

Kahpe düşmanla İnönü'de karşılaştık.

Anadolu'm yanarken, biz İzmir'e vardık.

Kordon boyunda düşmanı denize attık.

Sonra, selam eşliğinde böyle tokalaştık.


                  Hasan AZKIRAN/GEMLİK

…………………..X……………………

BİÇARE ÖLÜM

Zengin, fakir, herkesi ölüm buluyor.

Herkesin eceli başka türlü oluyor.

Azrail bir top bezle yuvandan salıyor.

Kurtuluşu olmayan biçare ölüm.

 

Olmasın kimseye karşı kinimiz.

Ahirette ne olacak bilinmez halimiz.

Varacağımız kara topraktır sonumuz.

Kurtuluşu olmayan biçare ölüm.

 

Yalan dünyada her şey fani geçer,

İnsanoğlu misafirdir, gün olur göçer.

Gün gelir de kabrimizde çiçekler açar,

Kurtuluşu olmayan biçare ölüm.

                 ŞENGÜL DOĞRUCA/BURSA

…………………………..X……………………….

SEN                                                                             

Beni neyin beklediğini bilmediğim

Yalnızlığımın kuytu dehlizlerinde

Sesimi duyuramadığım sessizliğinden

Düşer dururum içimdeki sensizliğe

 

Peşinden sürüklendiğim özlemini

Yankı yankı taşıdığım yüreğimde

Kaybolup yabancılaşsam da kendime

Hayalini kuşanır dönerim benliğime

 

O başına buyruk gelgitlerim

Sütliman olur aşkının dalgakıranında

Her gün bir umut doğar gönlüme

Sen canımdan bir parça oldukça

                                     HÜROL AKSU

………………………..X…………………….

TEZDEN EYLEYİN...                                                             

Anılar üstüme libasım olsun,

Nakışlı istemem düzden eyleyin,

Saatler geçmeyen bir hasım olsun,

Akrebi sinemde közden eyleyin.

 

Yolumu kaybettim naçar gezerim,

Gözümden yaşları saçar gezerim,

Derdimi taşlara açar gezerim,

Duayı garibe özden eyleyin.

 

Yolumuz burada ayrıldı derse,

Sevmeme diyeti böyle öderse,

Gönlünden meçhule sürgün ederse,

Bekleme olmasın tezden eyleyin.

         

Gidenler geriye dönmek bilmezse,

Hasretin acısı dinmek bilmezse,

Yürekte yangınım sönmek bilmezse,

Üstüme yorganı buzdan eyleyin.

 

Hesapta olmayan gelse başıma,

Doymadı demeyin bu genç yaşıma,

İsmimi yazmayın mezar taşıma,

Sevgiyi sıralı sözden eyleyin.

                     FENDİYE DİNÇ

………………………X………………….

 

SANA BAKIŞLARIM                   

Sakın hasreti koyup yüreğime gitme

Maviler gibidir sana bakışlarım

Vuslat gibi koyma başımı göğsüne

Güneşin doğmasına benzer sana uyanışlarım

 

Al beni koy kalbinin bir köşesine

Soğuk iklimlerin güz mevsimlerine inat

Lodos esse de zülüflerime her gece

Gök yüzünde  yıldızlara benzer sana sarılmalarım

 

Hiç üşütme beni sensizliğinle

Hoyrat rüzgarın arasın da baykuş öterken

Dudaklarının alevinde ısınsın soluk alışlarım

Yeni doğan aya benzer sana bakışlarım

 

Sakın hasreti koyup yüreğime gitme

Solar sende kalan gülüşlerim

Göçmen kuşlar gibidir sensizliğim

Ağlar sonra sana haykırışlarım

                      SAADET KILIÇASLAN

………………………X………………………….

GÖZLERİME PERDE İNDİ                         

Mutlu göründüğüme bakma içim kan ağlıyor.

Yıllar geçti, sensiz biçareyim günler geçmiyor.

Yaramı deşme ne olur, kanım kalbime damlıyor.

Gözlerime perde indi, senden başkasını görmüyor.

 

Bugün gök kubbe karanlık, mehtap doğmuyor.

Akan selleri görme, Fırtınaları esir alıyor.

Beynimde esen kasırgalar, dinmek bilmiyor,

Gözlerime perde indi senden başkasını görmüyor.

 

Gecenin karanlığında ellerin ellerime değdi.

Bu bir rüyada olsa, kalbim seni çok beğendi.

Günler sayılı, geceler de hep hayaller gördü.

Gözlerime perde indi senden başkasını görmüyor. 

 

Takvim yapraklarını saymakla geçiyor günüm.

Son yaprak kopmadan hadi gel be gülüm. 

Yeter artık çektiğim çile, mazide kaldı dünüm.

Gözlerime perde indi senden başkasını görmüyor.

                     PROF. DR. İBRAHİM NECATİ GÜNAY

……………………………..X……………………………

HABERİM OLSUN                             

Kafana koyuysan çekip gitmeyi,

Anızın değil de, haberim olsun.

Hiç sevmem bilirsin hiç beklemeyi,

Dönmezsen ayrılık kaderim olsun.

 

Vurgun yeri gönlüm yaralı sanki,

Günler yıllar kadar uzun, geçmiyor.

Yok aydım dünyayı sensiz inan ki,

Artık dalımdaki güller açmıyor.

 

Kaç yılı harcadım heba ederek,

Yoluna ömrümü feda ederek.

Beni beklesen de yaşlar dökerek,

Geriye dönmek yok, haberin olsun.

Bekledim dolmadı yıllarca çilem,

Beklenen yıllarda hayaller biter,

Yarışır gözyaşıyla elem ve keder,

Hazan gelir, güller yaprağı döker.

Gönüller kervanı gelir de geçer.

 

Ne yapsan olmuyor fani dünyada,

Kaderinin çizdiği yolda gidersin.

Geçti gitti yıllar aklar saçlarsa,

Ne sen kaldın, ne ben haberin olsun.

            LATİFE GÜLMEZ DİKMEN

………………………..X…………………….

BİR BAKMIŞSIN                                                             

Bir bakmışsın;

Demleniyorum

Bir deniz kenarında,

Tarifsiz bir hüzün yüklendi Yine

Sol yanıma,

Belki de

Son gecemiz bu gece

Efkarım dalgalandı sahil boyuna,

Ne olurdu yani !?

Şimdi sen olsaydın yanımda.

Bir bakmışsın;

Var olmuşum gözlerinde,

Hiç haberin dahi olmadan

Vurulmuşum kalbine,

Sen olsan şimdi yanımda

Bakmaya hiç doymasam

O güzel gözlerine,

Belki de hayatının bir parçası olurum

Ummadığın bir anda,

Ahh keşke…o günler nerede !?

 

Bir bakmışsın; sen olmuşsun yanı başımda,

Dualar etsem gece - gündüz varlığına,

Belki günün birinde kısmet güler bana da,

Varsan eğer kısmetimde

Allah'ım kavuşturur tez zamanda seni bana.

 

Bir bakmışsın; sen beni bekliyorsun

Tam ben umudumu kesmişken senle,

Gittiğin günden beri özlüyorum seni

Sevdiğim dönersin diye,

Ben bekliyorum.

Sen beni beklemesen de,

Aşk dolu yıllar bitmez asla

Aklımın ucundasın,

Hâlâ…

Dön sevdiğim

ben varsam birazcık olsun kalbinde

Gel bekliyorum…

Ne olur beni daha fazla bekletme.

                    GÜNER BILDIRCIN

……………………….X…………………

YAHYA ÇAVUŞ                                                             

O  aslan yürekli, dağ gibi adam.

Hilalle haçın dur, bitmez bu kavram.

Bu bayrak, bu Kur'an, sevdamdır sevdam.

            

Ertuğrul koyu bak, boyandı kana.

En çok da  selası dokundu bana.

 

Allah deyip geçti, topun başına.

Ümmetin yoluna, Allah aşkına.

Tekbir'le boğuldu, hep göz yaşına.

            

Ertuğrul koyu bak, boyandı kana.

En çokta selası dokundu bana.

 

Elleri tetikte, gözler ufukta.

Ezanlar okunur, şimdi şafakta.

Yaşlarım dökülür, öksüz yanakta.

            

En sonunda ismi, okundu bana.

En çok ta selası  dokundu bana..

 

Miras bize yavuz , fatih dedemden.

Dudaklar kurumuş, topraktan nemden.

Sıksan şüheda  bak, çıkar her yerden.

           

Ertuğrul koyu bak, boyandı kana.

En çok ta selası, dokundu bana....

 

Dinmiyor güllerde, bülbül avazı.

Dilde tekbir  hakka  ,olur niyazı.

Yahya çavuş verdi, en son vaazı.

          

Ertuğrul koyu bak boyandı kana.

En çok ta selası, dokundu bana

                       MEVLÜT IŞILDAK

…………………………X…………………….

GELME HİÇ                                                                     

Gülüp oynamaya devam et,

Hal hatır sormaya gelme hiç.

Dertlerimi sabrımla yendim.

Görmek istemem gelme hiç.

 

Umudumu kırmaya gelme hiç

Hani birbirimizi çok sevmiştik

Ama yaptıklarını asla unutmadım.

Görmek istemem gelme  hiç.

 

Teselli vermeye de gelme artık

Avare yüreğin divane çırak

Veda vakti geldi artık son durak

Halimi görmeye gelme hiç.

 

Bozuldu felekle benim aram

Elli iki yıldır hep kanadı yaram

Bundan sonra sen bana haram

Merhem sürmeye gelme hiç.

 

Sevda mahallesine savruldu külüm

Sevgiyle büyürken küf tuttu gülüm

Dermanım kalmadı bitti ömrüm

Sırtımdan vurmaya gelme hiç.

             ZATINUR CANBAZ

…………………………….X……………………..

ATAM'IN KIZIYIM                                            

Cephede askere aş kaynatanım,

Şanlı gazime merhem saranım.

Kağnıyla sipere taşıyanım,

Yürürüm izinde, ben Atam'ın kızıyım!

 

Dönmem ben hiç sözümden,

Türk'üm, doğruyum, çalışkanım.

İstikbali mavi göklerde arayanım,

Hürriyetin izinde, ben Atam'ın kızıyım!

 

Çanakkale geçilmez deriz biz,

Ya istiklal ya ölüm, bizim yeminimiz.

Şanlı bayrağıma iftiharla bakarım,

Cumhuriyetin izinde, ben Atam'ın kızıyım!

                                       SİBEL KAYA

……………………………X……………………..

KARA KALEM 

Bir resim çizsem;

Elimde kalemim, Rengârenk boyalarım...

Öylesine güzel mükemmele yakın.

Yabani otların yeri yok resmimde!

Ayrık otu, kaynana topuzu...

Salyangozların, karafatmaların gezindiği

Yosun kokan, küf kokan o ev   olmasın!

Bir resim çizsem ,

İçinde o kız olmasın.

Yanağında yaşlar kurumuş...

Kalabalığın içinde yalnız. 

Güllerin, leylakların kokusu burnunu tıkamış.

Işıklar içinde karanlıkta kalmış ... 

Bir resim çizdim;

Mavi gökyüzü, parlayan güneş,

Yemyeşil çimenler, kır çiçekleri...

Kollarını açmış koşuşturan

Kız ve erkek çocukları.

Çizdiğim resimler kara kalemden öteye gitmedi.

Yine birileri saklamış boya kalemlerimi .

                                ŞERİFE GÜZEL

…………………………x………………………

KERAMET KİMDE                                                

Kişi: kerameti kendinde bilir

Keramete aklı erdi mi ola

Zoru görür ise, boynu eğilir

Adamlığın hakkın verdimi ola

 

Başı sıkışırsa Anasın anan

Üç beş yaltakçının sözüne kanan

Kendi yumruğunu beş batman sanan

Elin yumruğunu yedimi ola

 

Pek keyif olup mal, mülk yapsa haybeden

Kul: imtihan olur, al sana neden

Türlü saltanat ve Tahtın kaybeden

Veren Mevla aldı dedi mi ola

 

Düşünce fikrinden geçen ne varsa

Onlarca fabrika, yüzlerce arsa

Zaloğlu  Rüstem ce dağları yarsa

Aklına hiç: veren geldi mi ola

 

Ölçülü: Haddin bil bardaktan taşma

Ukalalık edip sınırı aşma

El: Beyden yamandır, kuraldır şaşma

Atasözü ne der, gördü mü ola

 

Boz aşık derki: iki ölç, bir tart

Yılın dört mevsimi, Ocak, Şubat, Mart

Haddini bilmektir, zorlu gelen şart

Erdemlice haddin bildi mi ola.

                              ÖMER SAYIL

………………………….x……………………………….

RUHU REVANIM                                                                         

Ey ruhu revanım!

Etrafına bir kalp çizmişim.

Onun ötesinde dünya yok.

Çünkü beni seven tek kalpsin.

Ömrüme ömür eklersin.

Güneş gibi doğuşun sevgi dolu.

Batışın özlemle dolu.

Öyle içten bir sevgin var ki!

Geceler yıldızlara…

Yıldızlar gecenin umut dolu hayallerine hasret.

Öyle bir çiçek hayal ediyorum ki!

Toprağını sevgi beslesin.

Öyle bir çiçek hayal ediyorum ki!

Tıp ki sen gibi olsun.

Gündüzleri güzel koksun.

Geceleri sevdasına ışık olsun.

Sır dolu kalbimin anahtarı sende.

Bu kalbin tek sahibi sensin.

Yaşanası bir hayatsın.

Senden bir çiçek yaptım.

Sol yanımda taşıyorum.

Umudun…Hayallerin…Sevgin…O güzel kokun…

Ve;

En önemlisi de birlikte yaşayacağımız hayat.

Sol yanımda bir çiçek gibi büyüyor.

Kalbim sen diye çarpıyor.

Ve;

Her çarpışında senden bir çiçek oluyor.

Büyüyor, büyüyor.

Sevda dolu bir hayat oluyor

                                AHMET YILMAZ

……………………..x……………………

ÇİLELİ ÖZÜM                                                         

Doğdum ben anamdan gülmedi yüzüm

Mevsimler geçtikçe çileli özüm

Derilmedi bağda bak benim üzüm

Mevsimler geçtikçe çileli özüm

                            

Şehrin Işık'larına hiç aldanma

Seviyorum diye gönüle alma

Bilmediğin derindir suya dalma

Mevsimler geçtikçe çileli özüm

                           

Zaman su misali uçtu gidiyor

Dost yolda kendini belli ediyor

Azırail dur  geleceğim diyor

Mevsimler geçtikçe çileli özüm

                            

Sabahın yokumdur senin be çilem

Yaşamın sırını nasıl ben bilem

Silgisi yok hayatın nasıl silem

Mevsimler geçtikçe çileli özüm

                              

Gül baharım gülünü dermedim

Saçları şu sineme sermedim

Naçar gönlümü kimseye vermedim

Mevsimler geçtikçe çileli özüm                               

               ZEKİNE KARAKÖÇEK



 
HASAN AZKIRAN - GÖNÜL PENCERESİ / diğer yazıları
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.