HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 01 MAYIS 2025, PERŞEMBE

FETÖ Tehlikesini Deşifre Eden Tek İnsan Haydar Baş

FETÖ'YE İLK BAYRAĞI ÖNCE HAYDAR BAŞ AÇTI
O dönemde herkes Fethullah'ın yanında yer alırken Haydar Baş, "Bu adamın koynunda haç var. Dikkat edin" diyerek mücadeleye başlayan ilk kişi olmuştur.
15.07.2023 13:02
FETÖ Tehlikesini Deşifre Eden Tek İnsan Haydar Baş
FETÖ Tehlikesini Deşifre Eden Tek İnsan Haydar Baş


Herkes "Hocaefendi", "Gülen Hoca" veya " Hizmet", "Cemaat" derken, Haydar Baş tehlikeli diyordu.

Ülkemiz üzerinde sinsice oynanan en tehlikeli hainliklerden birisi de FETÖ kalkışması olmuştur. 1997 yılında FETÖ tehlikesini ilk gören, ülke gündemine taşıyan ve mücadele eden Haydar Baş ve kadrosu olmuştur.

FETÖ'nün Papa'ya yazdığı mektubun ardından Merhum Haydar Baş, Fethullah Gülen'e mektup yazarak, "Gittiğiniz yol yanlış, dönün yanlışınızdan" diyerek uyarmıştı.

Bu uyarıya rağmen dinler arası diyalog faaliyetleri devam edince; basın yoluyla, seminerlerle, mitinglerle, üniversitedeki münazaralarla ve 3'er kişiden oluşan 100 ekiple cadde cadde, kahve kahve, köy köy gezerek her yönden yapılan yanlış ortaya konularak, Türk milleti uyarılmış, ayıktırılmaya çalışılmıştır.

Bu yapılan çalışmada Haydar Baş şahsi çıkarlarını, milletin çıkarlarının arkasına koyarak korkusuzca yola revan olmuştur.

O dönemde Fetullah Gülen'e (Fetö'ye) kimse söz söyletmez iken Haydar Baş Fetullah Gülen (Fetö) Türkiye ve İslam için tehlikelidir. Biran önce önlem alınması gereken bir kişidir." demiştir.

O dönemde İstanbul üniversitesinde yapılan münazarada Haydar Baş'ın kadrosu ile Fetullan Gülen'in kardorosu karşı karşıya gelmiş, Haydar Baş'ın kadrosu karşısında Fetullahçılar hiçbir varlık gösterememişlerdi. O dönemde Dinlerraarası diyalog olmaz diyen Haydar Baş'ın kadrosu Dinlerarasıdiyaloğu savunan Fetullahın kadrosunu yerle bir etmişti.

Haydar Baş, 1998 yılından bu yana FETÖ tehdidini ortaya koymuş ve bununla tek başına mücadele etmiştir.

O dönemde Fethullah Gülen (FETÖ) Dinlerarası diyalog safsatasını ortaya atmış, "Üç Büyük Din" vurgusunu yaparak dinimize ilk kalkışmayı daha o zaman yapmıştır. Bu dönemde herkes duyarsız kalırken, hiç kimse bu konuyu umursamazken olayın vahametini daha o günlerde çözen Prof. Dr. Haydar Baş, "Yanlış Yoldasın"  diye bir mektup kaleme alarak Fethullah Gülen'i (FETÖ) uyarmıştı. 7 Şubat 1998'de…

Tam bir gün sonra Gülen, Papa'nın yanında soluğu almıştı. Gülen, "Bazı dar kafalılar, küresel açılımımızı anlamadı" diyerek, Müslüman'ca bir uyarıya, vatikanca bir cevap vermişti.

Kısaca, bu FETÖ İslam dinini erozyona uğratmak adına ilk kalkışmayı dinimize, Allah'a ve Resulüne karşı yapmıştı.

"Inneddîne Indallâhil Islam", "Allah C.C katında tek din İslam'dır" ayetini hiçe sayarak İslam'a "paralel" bir din oluşturmuştu.

O dönemde Fetö'nün çirkin içyüzünü ortaya koyan Haydar Baş olmuştur. Sadece Fetullah cephesi değil, birçok siyaside Haydar Baş hayal dünyasında yaşıyor" diyerek umursamamışlardı. Ama ne oldu yine haklı çıktı.

 "Üç Büyük Din" diyerek ilk kalkışmayı yaptıklarında, karşılarına sadece Prof. Dr. Haydar Baş çıktı. "Yanlış yoldasın" diye, bir mektupla nazikçe uyardı. 7 Şubat 1998'de… Tam bir gün sonra Gülen, Papa'nın yanında soluğu aldı. "Bazı dar kafalılar küresel açılımımızı anlamadı" diyerek, Müslüman'ca bir uyarıya, Vatikan'ca bir cevap verdi.

Baş Hoca, ülkenin dört bir yanına, kanaat önderlerine, parti Genel Başkanları'na dokümanlarla birlikte ekipler gönderdi. Ve özellikle de Türkiye'de önde gelen tüm dini gurupları uyarmıştı.

Ne yazık ki uyardığıyla kaldı Haydar Baş…

ABD'nin "Ilımlı İslam" dayatması Gülen vasıtasıyla, sinsice dalga dalga yayılıyordu. 

İş Baş'a düşmüştü! Gülen'in İslam'a indirdiği "darbeleri" bertaraf etmek için kadrosuyla, Türkiye'nin dört bir yanında paneller, konferanslar ve "dini bütünlük-milli bütünlük" programları icra ediliyordu.

Herkes "Hocaefendi", "Gülen Hoca" veya " Hizmet", "Cemaat" derken, Haydar Baş tehlikeli diyordu.

Şimdi "FETÖ" diye kendini yırtanların önemli bir kısmı, onların gazetelerini okuyor, başının üstlerinde tutuyor,  televizyonlarında "dizi" İslam'ın itikadını yerle bir eden uyduruk filmlerini izliyorlardı. "Türkçe Olimpiyatları" adı altında yürütülen "Türkçe" misyonerliklere "vatanseverlik" diyorlardı. 

Kelime-i Tevhid'e yapılan Atlantik müdahalelerine "hizmet" diyorlardı. 

Abant Toplantıları'nda "akıl vahiyden üstündür" diye el kaldıranlara alkış tutuyorlardı. 

Müslüman kadının Hıristiyan ile evlendirilmesine "evet" diyen bu nursuzları, göklere çıkarıyorlardı. Diyanetten sorumlu Mehmet Aydın gibi olaya şaşı Bakan'ları, dinledikçe dinliyorlardı.

Yani bugün meclisimizi bombalatanlar o günler "diyalog" ile bu milletin imanlarını patlatıyorlardı.

Peygamber'e karşı "kalkışma" içindeydiler. "Peygambere iman şart değil" diyorlardı. "Allah'ı kabul iman, Peygamberi kabul kemal" diyerek zehirler kusuyorlardı.

Devlete bastırdıkları din dersi kitaplarına Vatikan öğretilerini bastılar.

Ve ne yazık ki, bugünlere geldik!

Bundan dolayı Fetö tehlikesini 1998 yılında sezen, ortaya koyduğu iradeyle tek başına mücadele eden Haydar Baş'a hakkını teslim etmek gerek.

FETÖ'YE İLK BAYRAĞI ÖNCE HAYDAR BAŞ AÇTI

O dönemde herkes Fethullah'ın yanında yer alırken Haydar Baş, "Bu adamın koynunda haç var. Dikkat edin" diyerek mücadeleye başlayan ilk kişi olmuştur.

Başta Türk Silahlı Kuvvetleri ve emniyet olmak üzere Türkiye'nin birçok kurumuna sinsice sızan FETÖ tarafından düzenlenen hain darbe girişiminin üzerinden 6 yıl geçti. Eğer merhum Prof. Dr. Haydar Baş'ın yıllardır yaptığı ve en son da 2001 yılındaki uyarıları dikkate alınmış olsaydı bu hadise hiç yaşanmayabilirdi. Bağımsız Türkiye Partisi'nin (BTP) merhum Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, FETÖ tehlikesine darbe girişiminden yıllar önce dikkat çekmiş ve siyasileri bu tehlikeye karşı tedbir almaya çağırmıştı. 2001 yılında BTP'nin Ankara gerçekleşen 3. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada Prof. Dr. Baş, FETÖ'nün kirli çamaşırlarını ortaya dökmüş ve daha sonra teröristbaşı Fethullah Gülen'in hedefi haline gelmişti. Prof. Dr. Haydar Baş, 21 yıl önceki o konuşmasında şunları söylemişti: "ABD, işgal ettiği ülkeye girerken o ülkenin insanlarının onlara kurtarıcı gözüyle bakmasını istiyor. Bunu yapabilmek için dinler arası diyalog safsatasını ortaya koydular. Ilımlı İslam projesini uygulamaya koyarak, 'işgalciler cennetliktir, bunlar mahsum insanlardır hizmet ehli insanlardır' dedirtmeye çalıştılar. Ve maalesef hoca kılığında insanlarla beraber oldular. Bu insanlar geldi size hadis, ayet okudu. Bu ne korkunç bir hal! Siz böyle bir müslüman tipi hayatınızda gördünüz mü? Biz bu anlayışa karşı Çanakkale'yi verdik, biz bu mücadeleye karşı Kurtuluş Savaşı'nı verdik. Gerekirse yine veririz."

 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.