HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 17 EYLÜL 2025, ÇARŞAMBA

Halkın Gerçek Gündemi Nerede?

17.09.2025 00:00
Günlerdir televizyon ekranlarını açıyoruz, gazetelere göz atıyoruz, internet sitelerini takip ediyoruz. Karşımıza çıkan manzara hep aynı: CHP üzerine tartışmalar, Ekrem İmamoğlu hakkında yorumlar, DEM Parti'nin açıklamaları, sözde çözüm masası hikâyeleri… Adeta tek düze bir gündem kısır döngüsüne hapsedilmiş bir toplum var. Bu ülkede halkın sofrasına koyacağı ekmek, pazarda aldığı sebzenin fiyatı, çocuğunun okul masrafı, elektrik ve doğalgaz faturası, tarlasına yağan yağmurun azlığı ya da fazlalığı konuşulmuyor. Bunun yerine, halkın sorunlarından kopuk, siyaset kulislerinin dar odalarında pişirilip servis edilen meseleler gündemin tek sahibi kılınıyor.

Oysa gerçek hayat başka yerde akıyor. Anadolu'nun dört bir yanında işçiler sabahın köründe işe yetişmeye çalışırken akşam evine yorgun argın dönüyor. Üniversiteye yeni başlayan genç, aldığı bursun yetip yetmeyeceğini, mezun olduğunda iş bulup bulamayacağını düşünüyor. Emekli, aldığı maaşla ayın yarısını nasıl geçireceğinin hesabını yapıyor. Ama televizyon tartışmalarında bunların hiçbirine yer yok. Çünkü o ekranlarda halkın sesi yok, halkın gözü yok, halkın gündemi yok.

Üstelik konuşanların üslupları da ayrı bir sorun. Bilim insanı olduğunu iddia eden, profesör titrini taşıyan kişiler bile bağırarak, hakaret ederek, karşısındakini küçümseyerek söz alıyor. Tarafsızlıklarını, objektifliklerini çoktan kaybetmişler. Onlar da tıpkı siyasetçiler gibi, bir grubun yandaşı olmuş durumda. Televizyon programlarında, halka umut ve çözüm sunacaklarına, sadece birbirlerini karalamakla vakit geçiriyorlar. Bu tablo, koca koca bilim insanlarının halkın gözünde değerini azaltıyor.

Oysa gazetecilik, televizyonculuk, habercilik halkın sorunlarını gündeme taşımakla anlamlıdır. Halkın gerçekleri konuşulmadıkça, medya sadece belli odakların sesi olur. Bugün Türkiye'nin en yakıcı sorunu işsizliktir, en önemli derdi pahalılıktır, en büyük ihtiyacı adalettir. Ama haber bültenlerini açtığınızda bu sorunlar sanki yokmuş gibi davranılıyor. Bir markette peynirin kilosunun kaç liraya çıktığı, pazardaki domatesin fiyatının nasıl üç günde bir değiştiği konuşulmuyorsa, orada gerçek habercilikten bahsedilemez.

Halkın gündemine inmek demek, tarladaki çiftçinin yüzünü görmek demektir. Halkın gündemine inmek, fabrikada sigortasız çalışan işçinin derdini yazmak demektir. Halkın gündemine inmek, üniversiteyi kazanmış ama yurt bulamadığı için köyüne geri dönen gencin hikâyesini paylaşmak demektir. İşte o zaman medya halk için vardır.

İşte tam da bu noktada Orhangazi'ye dönüp bakmak gerekir. Çünkü burada yaşanan sorunlar, aslında tüm Türkiye'nin küçük bir yansımasıdır. Orhangazi'de çiftçi bugün en yakıcı mesele olarak sulama sorununu görüyor. Paşapınar hattının yetersizliği, Keramet ve Gürle'de yaşanan sıkıntılar, zeytinliklerin kuruma tehlikesi, üreticinin belini büküyor. Ama televizyon ekranlarında bu sorunlardan tek kelime edilmiyor. Çiftçi ürününü kaça satacağını, hasat zamanı fiyatların düşüp düşmeyeceğini düşünürken; gazetelerde, televizyonlarda gündem hâlâ kimin aday olup olmayacağı oluyor.

Emekli, aldığı maaşla pazara gittiğinde filesini dolduramıyor. Bir kilo patlıcanın, peynirin, zeytinyağının fiyatı dudak uçuklatıyor. Pazarda boş çantayla evine dönen bir anne, televizyon ekranlarında günlerce süren siyasi kavgaları dinlemek istemiyor; onun beklediği gerçek gündem, sofrasını nasıl ayakta tutabileceği. Ama medyada bunun karşılığı yok.

Gençlerimiz ise ayrı bir dert içinde. Orhangazi'de üniversiteyi kazanmış öğrenciler, yurt bulamadığı için her gün Bursa'ya gidip gelmek zorunda kalıyor. Ailesi, çocuğunun yol masrafını nasıl karşılayacağını düşünürken, televizyonlarda bu mesele yok. Oysa bu gençlerin geleceği, ülkenin geleceği demektir.

İşsizlik de ilçenin kanayan yarası. Fabrikaların varlığına rağmen yüzlerce genç işsiz geziyor. Çalışanlar ise düşük ücret ve ağır şartlarla mücadele ediyor. Mevsimlik tarım işçileri tarlalarda güneşin altında saatlerce emek veriyor ama karşılığında aldıkları ücret yoksulluk sınırının çok altında kalıyor. Bunlar, Orhangazi'nin gerçek gündemi ama ekranlarda yok.

Şunu görmek gerekiyor:

Halkın gündemini görmezden gelen medya, sadece bir propaganda aracıdır. Gerçek habercilik, halkın yaşadığı sorunları dile getirmekle mümkündür. Orhangazi'nin çiftçisini, emeklisini, öğrencisini, işçisini görmeyen bir medya halk için var olamaz.

Halkın gündemini konuşmayan, halkın sorunlarını görmezden gelen medya kendi varlık sebebini inkâr eder. Orhangazi'nin gündemi aslında Türkiye'nin gündemidir. Çünkü Orhangazi'de yaşanan her sorun, bu ülkenin dört bir yanında farklı biçimlerde karşımıza çıkmaktadır. Çiftçinin, işçinin, emeklinin, öğrencinin sesi duyulmadıkça; demokrasiden, özgürlükten, halkçılıktan söz etmek kuru bir laf kalabalığından ibaret kalır.

Medya eğer sadece siyasetçilerin kısır tartışmalarına ayna tutar, kulis dedikodularını gündem diye servis eder ve halkın gerçeklerini görmezden gelirse, o medya halk için değil, belli çıkar odakları için çalışıyor demektir. Böyle bir ortamda ne halkın güveni kalır, ne de medyanın saygınlığı. İnsanlar televizyonu kapatır, gazeteyi almaz, haber sitesine girmez. Çünkü biliyorlar ki orada kendi yaşamlarının, kendi sorunlarının, kendi gelecek hayallerinin yansımasını bulamayacaklar.

Oysa Orhangazi'de yaşanan bir sulama krizi, tüm tarım kentlerinin derdidir. Orhangazi'de işsiz kalan bir genç, aslında tüm Türkiye'deki işsizlerin simgesidir. Orhangazi'de pazardan eli boş dönen bir emekli, her şehirde geçim derdine düşmüş milyonların aynasıdır. İşte bu yüzden Orhangazi'nin gündemi görmezden gelindiğinde, aslında Türkiye'nin gerçeği karartılmış olur.

Gerçek gazetecilik; halkın acısını, umudunu, mücadelesini sayfalarına taşımaktır. Gerçek televizyonculuk; tarlada, fabrikada, pazarda, okulda yaşanan hayatı ekrana getirmektir. Medya, halkın aynası olmayı bıraktığında, sadece kitleleri yönlendirmeye çalışan bir propaganda aracına dönüşür. Bu da toplumu aydınlatmak yerine karanlığa sürükler.

Eğer medya gerçekten halkın yanında olmak istiyorsa, yeniden halkın gündemine inmek zorundadır. Çiftçinin, işçinin, emeklinin, öğrencinin sesini duymayan hiçbir yayın organı, hiçbir köşe yazısı, hiçbir tartışma programı halkın gözünde değerli olmayacaktır. Orhangazi'nin gerçekleri yazılmadıkça, Türkiye'nin gerçeklerini yazdığını iddia eden hiçbir medya samimi olamaz. Halkın sorunlarını dile getirmek, sadece bir meslek görevi değil, aynı zamanda bir vicdan borcudur.

Yüksel Akbayrak

 
Yüksel AKBAYRAK / TERS KÖŞE / diğer yazıları
•Halkın Gerçek Gündemi Nerede? 17 00:00:00.09.2025
•Bağımsızlık Bir Kimliktir 10 00:00:00.09.2025
•Boş Tencere Siyaseti Yıkar 03 00:00:00.09.2025
• Ağustos Türklüğün Zaferlerle Yoğrulmuş Ayı 29 00:00:00.08.2025
•ORHANGAZİ’DE SPORUN ÇÖKÜŞÜ: 20 00:00:00.08.2025
•Orhangazi: Kaybolan Potansiyelin Hikâyesi 12 00:00:00.08.2025
•Depremi unutan geleceğini gömer! 05 00:00:00.08.2025
•İklim Kanunu Sonrası Orman Yangınları ve Doğa Katliamları: Ülkemizin Vahim Tablosu ve Yasal Mücadeledeki Eksikler 29 00:00:00.07.2025
•Kağan Usta’dan Gençliğe Yatırım, Bekir Aydın’dan Ücretli Tesis! 24 00:00:00.07.2025
•Bir Ahırın Sessizliği 15 00:00:00.07.2025
•“Zulme Boyun Eğmeyenlerin Efendisi: Hz. Hüseyin” 05 00:00:00.07.2025
•Hücrede Doğan Siyasi Cazibe: Ümit Özdağ ve Yeni Neslin Sessiz Haykırışı 02 00:00:00.07.2025
•150 GÜNÜN ARDINDAN ORHANGAZİ 25 00:00:00.06.2025
•“Hedef Türkiye” Gerçeği: Bir Uyarının Gölgesinde 20 Yıl 18 00:00:00.06.2025
•Ekonomik Gerçekler ve Çözüm Arayışları 11 00:00:00.06.2025
•İznik’te Sessiz Ama Derin Bir Değişim 29 00:00:00.05.2025
•ADD Aile Şirketi Değildir, Egoların Gölgesi Hiç Değildir ADD: Açılımı Artık “Aile Dostları Derneği” mi? 21 00:00:00.05.2025
•19 Mayıs bir uyanış, bir itiraz, bir meydan okumadır 18 00:00:00.05.2025
•Sadabat Paktı Krizler İçinde Doğunun Ortak Aklı 13 00:00:00.05.2025
•"Sadece Bir Kişiye Değil, Bir Duruşa Saldırıdır Bu" 05 00:00:00.05.2025
•Hayalden Hakikate 22 00:00:00.04.2025
•TÜRKİYE İÇİN KRİTİK BİR DÖNEMEÇ İKLİM YASASI VE DEVLETİN STRATEJİK KARARLARI 16 00:00:00.04.2025
•Sosyal Devlet, Milli Devlet ve Atatürkçü Duruşun Mirasçısı 14 00:00:00.04.2025
•En yüce değer ADALET 09 00:00:00.04.2025
•İklim Kanunu’na Karşı Çıkmalıyız! 26 00:00:00.03.2025
•OĞUZ TÖRESİ VE ÇANAKKALE - ATATÜRK'SÜZ ZAFER OLMAZ! 18 00:00:00.03.2025
•Bir Milletin Ruhunu Yaşatan Tarihler 12 Mart ve 14 Mart 12 00:00:00.03.2025
•Oğuz Kağan'dan Atatürk'e Uzanan Kutsal Miras Türk Kadını 07 00:00:00.03.2025
•Güçlü Türkiye için: İklim yasasına hayır! 04 00:00:00.03.2025
•AYNI SENARYO, AYNI FİGÜRANLAR 24 00:00:00.01.2024
•CHP ORHANGAZİ’DE NEREYE KOŞUYOR? 12 00:00:00.01.2024
•HAKSIZLIKLARA ve BASKILARA RAĞMEN... 03 00:00:00.01.2024
•CHP’DE AKIL TUTULMASI MI YAŞANIYOR? 27 00:00:00.12.2023
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.