HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 01 MAYIS 2025, PERŞEMBE

Oğuz Kağan'dan Atatürk'e Uzanan Kutsal Miras Türk Kadını

07.03.2025 00:00
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, sadece kadın haklarının ve eşitliğin konuşulduğu bir gün değil, aynı zamanda Türk kadınının tarih boyunca sahip olduğu kutsal yerin de hatırlanması gereken bir gündür. Türk milleti, kadının toplumdaki yerini her zaman yücelten, onu bir birey olarak değerlendiren bir yapıya sahip olmuştur. Oğuz Kağan'dan Atatürk'e, Zübeyde Hanım'dan Hz. Fatma'ya kadar uzanan bu şanlı tarih, bugün hala ilham kaynağımızdır.

Oğuz Kağan ve Türk Töresi

Türklerin en eski destanlarından biri olan Oğuz Kağan Destanı'nda, Türk kadınının ne kadar değerli olduğu görülmektedir. Oğuz Kağan'ın annesi ve eşi kutsal varlıklar olarak anlatılmaktadır. Destanda Oğuz Kağan'ın annesi, nur içinde bir kadın olarak tasvir edilirken, eşi ise gökten inen kutsal bir ışıktan meydana gelmiştir. Bu tasvirler, Türk toplumunun kadını bir anaya, bir lider eşine ve kutsal bir varlığa dönüştürdüğünü göstermektedir. Türk devlet geleneğinde hakanların eşleri, "hatun" unvanıyla devlet işlerinde aktif roller almış, elçi kabul etmiş ve halkın sesi olmuştur.

Türk Tarihinde Kadının Yeri

Türk tarihine baktığımızda, kadınlar yönetimde, savaşta ve toplumsal hayatın her alanında önemli roller üstlenmiştir. Göktürkler döneminde hatunlar, kağanla birlikte devleti yönetmiş, diplomatik görüşmelere katılmıştır. Uygur Türklerinde ise kadınların ticarette ve eğitimde önemli yer aldığı bilinmektedir.

Tarihte Tomris Hatun, Türk kadınının cesaretini ve liderliğini simgeleyen en önemli figürlerden biridir. M.Ö. 6. yüzyılda İskitlerin (Saka Türkleri) hükümdarı olarak Pers Kralı Büyük Kiros'u mağlup etmiş ve Türk tarihinin ilk kadın hükümdarı olarak tarihe geçmiştir. Onun savaşçılığı ve devlet adamlığı, kadınların sadece aile içinde değil, devlet yönetiminde de etkin olabileceğini göstermektedir.

Türk tarihinde yalnızca Tomris Hatun değil, birçok öncü kadın da yer almıştır. Bunlardan biri de Alp Hatun'dur. Türk toplumunda "alp" unvanı cesur ve savaşçı kişiler için kullanılırken, kadınlar da bu unvanı taşıyacak kadar güçlü ve etkili roller üstlenmiştir. Alp Hatun gibi birçok kadın, savaş meydanlarında ordular yönetmiş ve toplumlarına liderlik etmiştir.

Süyümbike Hatun, Kazan Hanlığı'nın son hükümdarı olarak, halkını ve ülkesini korumak için büyük bir mücadele vermiştir. O, halkının bağımsızlığı için gösterdiği direnişle Türk tarihinde önemli bir figür olmuştur.

Atatürk ve Türk Kadınının Aydınlanması

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk kadınının toplumdaki yerini yeniden inşa eden en büyük liderdir. Osmanlı'nın son dönemlerinde yok sayılan, geri plana itilmiş olan Türk kadını, Cumhuriyet ile birlikte hak ettiği yere yeniden kavuşmuştur. Atatürk, "Dünyada her şey kadının eseridir" sözüyle, kadının toplumsal inşa sürecindeki yerini vurgulamış ve onlara eğitim, seçme-seçilme hakkı, çalışma hayatında var olma imkanı sağlamıştır.

Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım da bu bağlamda büyük öneme sahiptir. Onun sabrı, öngörüsü ve fedakarlığı, Gazi Mustafa Kemal'in yetişmesinde büyük rol oynamıştır. Zübeyde Hanım, Anadolu kadınının iradesini, direncini ve vatan sevgisini temsil eden bir figür olmuştur.

Hz. Fatma: Adaletin ve Bilgeliğin Temsili

Hz. Muhammed'in kızı Hz. Fatma da Türk-İslam geleneğinde önemli bir rol oynamıştır. O, bilgeliği, sabrı ve ahlakıyla, adalet ve fedakarlığın sembolü olmuştur. Hz. Fatma'nın hayatı, sadece dini açıdan değil, aynı zamanda toplumsal değerler bağlamında da bir rehber niteliğindedir. Onun fedakarlığı, ailesine ve topluma karşı duyduğu sorumluluk, kadının toplumdaki saygın yerinin bir başka örneğidir.

Türk ve Kurtuluş Savaşı'nda Kahraman Kadınlar

Türk tarihinde ve Kurtuluş Savaşı'nda kadınlar cephede ve cephe gerisinde büyük kahramanlıklar göstermiştir. Bunlardan biri Nene Hatun'dur. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Erzurum'da Aziziye Tabyası'nı savunmak için halkı örgütleyen ve savaşan Nene Hatun, cesaretiyle Türk kadınının vatan savunmasındaki rolünü kanıtlamıştır.

Kurtuluş Savaşı'nda ise Şerife Bacı, İnebolu'dan Ankara'ya cephane taşıyan kahraman kadınlarımızdan biridir. Soğuk kış şartlarında, çocuğunu kucağında tutarak donarak şehit olmuş ama taşıdığı cephaneyi yerine ulaştırmayı başarmıştır.

Halide Edib Adıvar ise Kurtuluş Savaşı'nın hem bir neferi hem de kalemiyle savaşan önemli kadınlarından biridir. İstanbul mitinglerinde halkı işgale karşı örgütleyen Halide Edib, aynı zamanda cephede de görev alarak mücadeleye destek vermiştir.

Kara Fatma (Fatma Seher Erden), bizzat savaşa katılan ve kendi müfrezesini kurarak düşmanla mücadele eden kadın kahramanlarımızdan biridir. Onun cesareti ve liderliği, Türk kadınının savaş meydanında da ne kadar etkili olduğunu göstermiştir.

Tayyar Rahmiye ise Adana bölgesinde Fransızlara karşı direnişin sembolü haline gelmiş bir kahraman kadındır. Cephede savaşmış ve şehit düşerek adını Türk tarihine yazdırmıştır.

Türk Kadınının Kutsal Yeri ve Görevi

Türk kadını tarih boyunca sadece bir anne, eş ya da kız kardeş olmamış, aynı zamanda toplumun mimarı olmuştur. Oğuz Kağan'ın efsanelerinden Atatürk'ün devrimlerine, Hz. Fatma'nın sabrından Zübeyde Hanım'ın fedakarlığına, Nene Hatun'un direnişinden Şerife Bacı'nın fedakarlığına kadar uzanan bu çizgi, bugün bizlere şu gerçeği hatırlatmaktadır: Kadın toplumun temelidir. Kadının eğitilmediği, yükselmediği ve ön plana çıkmasına izin verilmediği toplumlar, gerçekten medenileşmiş toplumlardan sayılamazlar.

Bugün 8 Mart'ta, sadece kadın haklarını konuşmuyoruz, aynı zamanda tarihimizde kadının hak ettiği değeri de hatırlıyoruz. Unutmayalım ki, Türk kadını dünyanın en köklü medeniyetlerinden birinin en önemli taşlarından biridir ve bu miras, gelecek nesillere taşınması gereken kutsal bir emanettir.

 
Yüksel AKBAYRAK / TERS KÖŞE / diğer yazıları
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.