HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 07 AĞUSTOS 2025, PERŞEMBE

Bir Milletin Ruhunu Yaşatan Tarihler 12 Mart ve 14 Mart

12.03.2025 00:00
Bazı tarihler vardır ki, yalnızca bir olayı değil, bir milletin ruhunu temsil eder. İşte 12 Mart ve 14 Mart da tam olarak böyle iki özel gündür. 12 Mart 1921, milletin bağımsızlık mücadelesini mısralara döken İstiklâl Marşı'nın Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edildiği tarihtir. 14 Mart ise, sağlık çalışanlarının fedakârlıklarının unutulmaması adına kutlanan Tıp Bayramı'dır.

İki tarih de farklı alanlara hitap etse de ortak bir ruha sahiptir: Biri vatanı için canını feda edenleri anlatırken, diğeri insan hayatını kurtarmak için kendi hayatını feda edenleri anlatır.

12 Mart 1921'de TBMM'de kabul edilen İstiklâl Marşı, Mehmet Akif Ersoy'un kaleminden dökülmüş ve Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini ölümsüzleştirmiştir. O dönemde Anadolu, işgal altındaydı. Cephede savaşan askerlerin, düşmana karşı koyan milletin morale ihtiyacı vardı. İşte bu ihtiyaç, Mehmet Akif'in dizeleriyle karşılandı.

"Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak!" dizeleriyle başlayan bu eşsiz eser, bir ulusun inancını ve kararlılığını yansıtır.

14 Mart 1827'de Osmanlı Padişahı II. Mahmud tarafından modern tıp eğitiminin temelleri atıldı. Ancak 14 Mart'ın bir bayram olarak kutlanmasının altında başka bir kahramanlık hikâyesi yatar. 1919 yılında, İstanbul işgal altındayken, Tıbbiyeli öğrenciler işgale karşı tepki göstermek için bir araya geldi. O gün, tıp öğrencilerinin bağımsızlık mücadelesine katılmasının simgesi haline geldi ve 14 Mart, Tıp Bayramı olarak kutlanmaya başlandı.

Bugün de sağlık çalışanları, tıpkı Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi, fedakârlıkla mücadele etmeye devam ediyor. Pandemi sürecinde hastalarına nefes olmaya çalışan doktorlar, hemşireler, sağlık teknisyenleri ve tüm sağlık emekçileri, insan hayatını kurtarmak için büyük özveriyle çalıştılar.

Sağlık Çalışanlarının Sorunları: Hayat Kurtaran Ellere Kıymet Veriliyor mu?


Her 14 Mart geldiğinde sağlık çalışanlarına övgüler dizilir, teşekkürler edilir. Ancak gerçek sorunlar konuşulmaz. Türkiye'de sağlık çalışanları, büyük fedakârlıklar yapmalarına rağmen birçok ciddi sorunla karşı karşıyadır.

Şiddet ve Güvensiz Çalışma Ortamı: Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet vakaları her geçen gün artıyor. Bir hastayı kurtarmak için gecesini gündüzüne katan doktorlar, hemşireler ve sağlık personeli, zaman zaman hasta yakınlarının fiziksel veya sözlü saldırılarına maruz kalıyor.

Düşük Maaşlar ve Özlük Hakları: Birçok sağlık çalışanı, emeğinin karşılığını alamamaktan şikâyetçi. Özellikle asistan doktorlar ve hemşireler, uzun çalışma saatleri ve düşük maaşlar nedeniyle mesleklerini icra etmekte zorlanıyor.

Tükenmişlik Sendromu ve Aşırı Çalışma Saatleri: Sağlık çalışanlarının çoğu, yoğun çalışma temposu nedeniyle psikolojik olarak tükenmiş hissediyor. Günde 36 saat nöbet tutan doktorlar, hemşireler, teknisyenler var.

İstiklâl Ruhuyla Sağlık Mücadelesi Devam Etmeli


12 Mart'ta İstiklâl Marşı'nı coşkuyla okuyan bir millet, 14 Mart'ta sağlık çalışanlarının fedakârlıklarını da unutmamalıdır. Kurtuluş Savaşı'nda, cephe gerisinde yaralı askerlere şifa olmaya çalışan sağlıkçılar nasıl büyük bir mücadele verdiyse, bugün de sağlık çalışanları insan hayatını kurtarmak için kendi hayatlarından fedakârlık etmektedir.

Bu yüzden, sağlık sisteminin iyileştirilmesi, sağlık çalışanlarına hak ettikleri değerin verilmesi ve şiddetin son bulması için herkesin sorumluluk alması gerekmektedir. 12 Mart'ın bağımsızlık ruhu ile 14 Mart'ın fedakârlık ruhu birleştiğinde, Türkiye daha güçlü ve daha sağlıklı bir ülke olacaktır.

Bu vesile ile Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un; "Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı Yazdırmasın" duası ile kendisini de rahmetle anarken, 14 Tıp Bayramın nedeni ile başta sağlık çalışanı değerli eşim ve ablam olmak üzere tüm sağlık çalışanlarının da 14 Mart Tıp Bayramını kutluyorum.

 
Yüksel AKBAYRAK / TERS KÖŞE / diğer yazıları
•Depremi unutan geleceğini gömer! 05 00:00:00.08.2025
•İklim Kanunu Sonrası Orman Yangınları ve Doğa Katliamları: Ülkemizin Vahim Tablosu ve Yasal Mücadeledeki Eksikler 29 00:00:00.07.2025
•Kağan Usta’dan Gençliğe Yatırım, Bekir Aydın’dan Ücretli Tesis! 24 00:00:00.07.2025
•Bir Ahırın Sessizliği 15 00:00:00.07.2025
•“Zulme Boyun Eğmeyenlerin Efendisi: Hz. Hüseyin” 05 00:00:00.07.2025
•Hücrede Doğan Siyasi Cazibe: Ümit Özdağ ve Yeni Neslin Sessiz Haykırışı 02 00:00:00.07.2025
•150 GÜNÜN ARDINDAN ORHANGAZİ 25 00:00:00.06.2025
•“Hedef Türkiye” Gerçeği: Bir Uyarının Gölgesinde 20 Yıl 18 00:00:00.06.2025
•Ekonomik Gerçekler ve Çözüm Arayışları 11 00:00:00.06.2025
•İznik’te Sessiz Ama Derin Bir Değişim 29 00:00:00.05.2025
•ADD Aile Şirketi Değildir, Egoların Gölgesi Hiç Değildir ADD: Açılımı Artık “Aile Dostları Derneği” mi? 21 00:00:00.05.2025
•19 Mayıs bir uyanış, bir itiraz, bir meydan okumadır 18 00:00:00.05.2025
•Sadabat Paktı Krizler İçinde Doğunun Ortak Aklı 13 00:00:00.05.2025
•"Sadece Bir Kişiye Değil, Bir Duruşa Saldırıdır Bu" 05 00:00:00.05.2025
•Hayalden Hakikate 22 00:00:00.04.2025
•TÜRKİYE İÇİN KRİTİK BİR DÖNEMEÇ İKLİM YASASI VE DEVLETİN STRATEJİK KARARLARI 16 00:00:00.04.2025
•Sosyal Devlet, Milli Devlet ve Atatürkçü Duruşun Mirasçısı 14 00:00:00.04.2025
•En yüce değer ADALET 09 00:00:00.04.2025
•İklim Kanunu’na Karşı Çıkmalıyız! 26 00:00:00.03.2025
•OĞUZ TÖRESİ VE ÇANAKKALE - ATATÜRK'SÜZ ZAFER OLMAZ! 18 00:00:00.03.2025
•Bir Milletin Ruhunu Yaşatan Tarihler 12 Mart ve 14 Mart 12 00:00:00.03.2025
•Oğuz Kağan'dan Atatürk'e Uzanan Kutsal Miras Türk Kadını 07 00:00:00.03.2025
•Güçlü Türkiye için: İklim yasasına hayır! 04 00:00:00.03.2025
•AYNI SENARYO, AYNI FİGÜRANLAR 24 00:00:00.01.2024
•CHP ORHANGAZİ’DE NEREYE KOŞUYOR? 12 00:00:00.01.2024
•HAKSIZLIKLARA ve BASKILARA RAĞMEN... 03 00:00:00.01.2024
•CHP’DE AKIL TUTULMASI MI YAŞANIYOR? 27 00:00:00.12.2023
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.