HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 13 AĞUSTOS 2025, ÇARŞAMBA

Orhangazi: Kaybolan Potansiyelin Hikâyesi

12.08.2025 00:00
Ne Tarım Kenti, Ne Turizm Cenneti, Ne de Sanayi Üssü…

Orhangazi…

Tarih boyunca bereketli toprakları, İznik Gölü'nün büyüleyici manzarası, zeytin ağaçlarının kokusu ve tarihi dokusuyla anılan bir yer. Bir yanı tarıma, bir yanı turizme, bir yanı sanayiye yaslanabilecek güçte bir ilçe. Yani Allah'ın her üç nimeti de bu topraklara cömertçe bahşedilmiş.

Ama gelin görün ki bu potansiyelin hiçbiri doğru yönetilemiyor. Yerel yönetimler ve ilgili sivil toplum kuruluşları, yıllardır "tarım kenti olacağız", "turizmde atağa kalkıyoruz", "sanayide büyüyoruz" söylemleriyle günü kurtarmaya çalışıyor. Peki gerçekler ne? Turizm gözümüzün önünde çürüyor, tarım sahipsiz, sanayi ise bereketi zehirliyor. Yönetim ise bu tabloya ya sessiz ya da seyirci…

Orhangazi'nin geleceği için en büyük sorumluluk makam koltuklarında oturan belediye yönetimindedir. Ancak gelin görün ki bu yönetim, sorunları çözmek yerine süslü törenlerle, protokol fotoğraflarıyla ve reklam kokan paylaşımlarla vakit geçiriyor. İlçenin altyapısından çevresine, tarımından turizmine kadar çözülmesi gereken onlarca sorun dururken, yöneticilerin gündemi nedense hep en kolay, en gösterişli işler oluyor. Halkın gerçek sorunlarına dokunmayan, sadece "görünüyor" olmakla yetinen bir belediye anlayışı Orhangazi'ye yakışmıyor.

Bugün İznik Gölü'nün kirlenmesine, kıyılarının betonlaşmasına ses çıkarmayan bir yönetimden söz ediyoruz. Tarihi eserler çürürken, kültürel miras toprak altında yok olurken tek bir restorasyon projesi başlatamayan; tarım alanları sanayi iştahına kurban edilirken seyirci kalan bir belediye… Çevre, tarih ve tarım yok olurken tek icraatları sosyal medyadan "hayırlı olsun" mesajı paylaşmak olan idareciler bu ilçeye hizmet etmiyor, köstek oluyor.

Dahası, ilçenin sorunları kamuoyu gündemine taşındığında, çözüm aramak yerine suskun kalmayı tercih eden, eleştirilere cevap vermek yerine eleştireni hedef alan bir yönetim anlayışı hâkim. Eleştiriye tahammülü olmayan bir belediye, gelişmeye de açık olamaz. Halkın vergileriyle var olan, halk için çalışması gereken bu kurum, halkın sesine kulak tıkayarak kendi meşruiyetini de zedeliyor.

Belediyecilik sadece kaldırım yenilemek, park yapmak ya da seçim öncesi birkaç yol asfaltlamak değildir. Belediyecilik, ilçenin ekonomisini, sosyal hayatını, çevresini, kültürünü koruyan ve geliştiren vizyoner bir yönetim anlayışıdır. Orhangazi'nin bugün bu vizyona sahip bir yönetimden mahrum olması, geleceğimizi de ipotek altına alıyor. Yöneticiler makamın ağırlığını taşımak yerine, makamı kendi siyasi ve kişisel gösterişleri için kullanmayı tercih ediyor.

Artık Orhangazi halkı, gerçek hizmet ile gösteriş arasındaki farkı çok net görüyor. Bu ilçede sorunları çözmek için değil, şov yapmak için koltukta oturanlar tarih önünde de halkın vicdanında da hak ettikleri şekilde anılacaklar. Eğer bugünden bir değişim olmazsa, bu yönetim anlayışının geriye bırakacağı tek miras; kirlenmiş bir göl, yok olmuş bir tarih, tükenmiş tarım ve yitirilmiş bir gelecek olacak.

Orhangazi'nin turizm potansiyeli dünya ölçeğinde bile sayılı. İznik Gölü'nün huzurlu kıyıları, Keramet Kaplıcaları'nın şifalı suları, Ilıpınar Höyüğü'nün tarihi derinliği, Gürle Dağı'nın nefes kesen manzaraları, eski hamamlar, tarihi köprüler… Ama bu değerler ne tanıtılıyor ne korunuyor. Gözümüzün önünde İznik Gölü'nün kıyıları betonlaşıyor, tarihi yapılar çürüyüp yok oluyor.

İki broşür basıp bir fuara katılmak, birkaç çadır festivali düzenlemek turizm değildir. Turizm, planlı bir yatırım, altyapı, tanıtım, restorasyon ister. Ama biz ne görüyoruz? Cemaat yurtlarının açılışlarında kurdele kesip poz veren, "açılış turizmi" yapan idareciler… Kusura bakmayın ama Orhangazi'nin geleceği açılış törenlerinde harcanamaz.

Sanayi, istihdam sağlar, ekonomiyi büyütür, doğru. Ama Orhangazi'de sanayi, çevre felaketinin diğer adı oldu. Fabrika atıkları İznik Gölü'ne karışıyor, bacalar havayı zehirliyor, tarım alanları sanayi iştahına kurban ediliyor. Sanayi olacaksa çevreye dost olacak, doğayı, gölü, toprağı yok etmeyecek. Yoksa bu gidişle Orhangazi, sadece "pisliğiyle anılan" bir yer haline gelecek. Kalkınma, halkın sağlığını ve doğayı yok saymak değildir.

Orhangazi'nin en değerli hazinesi toprağıdır. Yüzyıllardır bu topraklar, zeytin ağaçlarının gölgesinde, bereketli bahçelerde, çalışkan ellerin emeğiyle değer kazanır. Gedelek turşusu, zeytinyağı, meyve bahçeleri bu ilçenin gerçek markalarıdır. Ama bugün üretici yalnız. Mazot, gübre, ilaç fiyatları altında eziliyor. Kooperatifleşme yok, pazar desteği yok, gençler köyünü terk ediyor. Tarım, festival günü hatırlanacak bir vitrin malzemesi değildir.

Bu ilçenin geleceği açılış törenlerinde, hatıra fotoğraflarında, günübirlik etkinliklerde harcanamaz. Orhangazi'nin hak ettiği şey; tarımı, turizmi ve sanayiyi birbirine düşürmeyen; aksine hepsini birlikte kalkındıran bir vizyon. İznik Gölü'nü koruma altına almak, tarihi mirası ayağa kaldırmak, tarım ürünlerini dünya pazarına taşımak, sanayiyi çevreyle uyumlu hale getirmek… Hepsi mümkün. Ama bunun için önce yerel yönetimlerin ve STK'ların günü kurtarma zihniyetinden çıkıp, gerçekten taşın altına elini koyması gerekir.

Bu şehirde artık bahaneler, süslü cümleler, protokol fotoğrafları bitmeli. Eğer hâlâ bu topraklarda çocuklarımızın geleceğini düşünüyorsak, İznik Gölü'nün berraklığını, zeytin ağaçlarının gölgesini, tarihi eserlerimizin taşlarını koruyorsak; o zaman harekete geçmeliyiz. Aksi halde Orhangazi, kendi potansiyeline ihanet eden bir ilçe olarak anılacak. Ve o zaman artık hiçbir tören, hiçbir festival, hiçbir afiş bu kaybın üzerini örtemeyecek.

Ya kalkınacağız…

Ya da elimizde kalan sadece "keşke" olacak.



Orhangazi'de Eğitimde Nitelik Sorunu ve Siyasetin Sorumluluğu

Geçtiğimiz günlerde 3. Göz Gazetesi köşe yazarları olarak, Orhangazi siyasetinin iki önemli ismini, İYİ Parti İlçe Başkanı Bülent Bakış ve Zafer Partisi İlçe Başkanı Yakup Yüce'yi ziyaret ettik. Bu ziyaret, yalnızca bir "hayırlı olsun" temennisinden ibaret değildi. Aynı zamanda, basın ile siyasetin ortak paydası olan "kamu yararı" kavramını masaya yatırdığımız, fikir alışverişi yaptığımız ve özellikle Orhangazi'nin eğitim gündemini tartıştığımız önemli bir buluşmaydı. Son günlerde ilçemizde eğitim sistemi, nitelikli okul adı altında yaşanan niteliksizlikler ve öğrencilerin yaşadığı fırsat eşitsizlikleri kamuoyunun en büyük endişesi haline geldi.

Basın ile siyaset, toplumun şekillenmesinde iki ayrı ama birbirini tamamlayan güçtür. Basın, halkın sesi, kulağı ve vicdanı olarak doğru bilgiyi ulaştırmakla yükümlüdür; siyaset ise bu bilginin ışığında karar alır ve uygulamaya koyar. Orhangazi'de eğitim sorunlarının büyümesinde yerel yönetimlerin ve merkezi idarenin ilgisizliği kadar, bu konuların yeterince masaya yatırılmaması da etkili. Ziyaretimizde, yalnızca eğitimdeki eksiklikleri değil, çözüm yollarını ve yapılması gerekenleri de konuştuk.

İYİ Parti İlçe Başkanı Bülent Bakış, basının toplum üzerindeki etkisini "en güçlü paydaşımız" sözleriyle ifade ederek, eğitimdeki sorunların gündemde tutulmasının önemine dikkat çekti. Zafer Partisi İlçe Başkanı Yakup Yüce ise "doğru haber, güçlü toplum demektir" diyerek, öğrencilerin geleceklerini belirleyen eğitim politikalarının şeffaf ve hesap verebilir bir şekilde yürütülmesi gerektiğini vurguladı. Bu iki yaklaşım da eğitimdeki nitelik sorunlarının çözümünde basının oynadığı rolü ortaya koyuyor.

Bir köşe yazarı olarak şunu söylemeliyim ki, Orhangazi'de hangi siyasi görüşten olursa olsun, halk yararına yapılan her eğitim yatırımı desteklenmeli; fakat nitelikli okul adı altında yürütülen ve gerçekte öğrencilerin gelişimine katkı sağlamayan uygulamalar da çekinmeden eleştirilmelidir. Bu noktada, siyasetin hesap verme sorumluluğu, basının ise kamu yararını savunma görevi ön plana çıkar.

Sonuç olarak, eğitim bir ilçenin geleceğini belirleyen en temel alandır. Orhangazi'nin geleceği, nitelikli eğitimle şekillenecek; bu da ancak basın, siyaset ve halkın ortak iradesiyle mümkün olacaktır. Bizler 3. Göz Gazetesi olarak, eğitimdeki sorunların üzerine gitmeye, nitelik adı altında sunulan niteliksizlikleri ortaya çıkarmaya ve çözüm arayışlarına katkı sunmaya devam edeceğiz.

 
Yüksel AKBAYRAK / TERS KÖŞE / diğer yazıları
•Orhangazi: Kaybolan Potansiyelin Hikâyesi 12 00:00:00.08.2025
•Depremi unutan geleceğini gömer! 05 00:00:00.08.2025
•İklim Kanunu Sonrası Orman Yangınları ve Doğa Katliamları: Ülkemizin Vahim Tablosu ve Yasal Mücadeledeki Eksikler 29 00:00:00.07.2025
•Kağan Usta’dan Gençliğe Yatırım, Bekir Aydın’dan Ücretli Tesis! 24 00:00:00.07.2025
•Bir Ahırın Sessizliği 15 00:00:00.07.2025
•“Zulme Boyun Eğmeyenlerin Efendisi: Hz. Hüseyin” 05 00:00:00.07.2025
•Hücrede Doğan Siyasi Cazibe: Ümit Özdağ ve Yeni Neslin Sessiz Haykırışı 02 00:00:00.07.2025
•150 GÜNÜN ARDINDAN ORHANGAZİ 25 00:00:00.06.2025
•“Hedef Türkiye” Gerçeği: Bir Uyarının Gölgesinde 20 Yıl 18 00:00:00.06.2025
•Ekonomik Gerçekler ve Çözüm Arayışları 11 00:00:00.06.2025
•İznik’te Sessiz Ama Derin Bir Değişim 29 00:00:00.05.2025
•ADD Aile Şirketi Değildir, Egoların Gölgesi Hiç Değildir ADD: Açılımı Artık “Aile Dostları Derneği” mi? 21 00:00:00.05.2025
•19 Mayıs bir uyanış, bir itiraz, bir meydan okumadır 18 00:00:00.05.2025
•Sadabat Paktı Krizler İçinde Doğunun Ortak Aklı 13 00:00:00.05.2025
•"Sadece Bir Kişiye Değil, Bir Duruşa Saldırıdır Bu" 05 00:00:00.05.2025
•Hayalden Hakikate 22 00:00:00.04.2025
•TÜRKİYE İÇİN KRİTİK BİR DÖNEMEÇ İKLİM YASASI VE DEVLETİN STRATEJİK KARARLARI 16 00:00:00.04.2025
•Sosyal Devlet, Milli Devlet ve Atatürkçü Duruşun Mirasçısı 14 00:00:00.04.2025
•En yüce değer ADALET 09 00:00:00.04.2025
•İklim Kanunu’na Karşı Çıkmalıyız! 26 00:00:00.03.2025
•OĞUZ TÖRESİ VE ÇANAKKALE - ATATÜRK'SÜZ ZAFER OLMAZ! 18 00:00:00.03.2025
•Bir Milletin Ruhunu Yaşatan Tarihler 12 Mart ve 14 Mart 12 00:00:00.03.2025
•Oğuz Kağan'dan Atatürk'e Uzanan Kutsal Miras Türk Kadını 07 00:00:00.03.2025
•Güçlü Türkiye için: İklim yasasına hayır! 04 00:00:00.03.2025
•AYNI SENARYO, AYNI FİGÜRANLAR 24 00:00:00.01.2024
•CHP ORHANGAZİ’DE NEREYE KOŞUYOR? 12 00:00:00.01.2024
•HAKSIZLIKLARA ve BASKILARA RAĞMEN... 03 00:00:00.01.2024
•CHP’DE AKIL TUTULMASI MI YAŞANIYOR? 27 00:00:00.12.2023
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.