HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 03 EYLÜL 2025, ÇARŞAMBA

Boş Tencere Siyaseti Yıkar

03.09.2025 00:00
Türkiye'nin hali pürmelali ortada. Çarşıya pazara çıkan da görüyor, faturayı eline alan da. Bir kilo peynir almak bile lüks olmuş. Emekli maaşıyla yaşayan biri ay sonunu getiremiyor. Gençler sabah okula aç gidiyor, akşam eve geldiğinde de anne babasının yüzündeki çaresizliği görüyor. İşte bütün sıkıntı burada: Hayat pahalı, gelir yok, umut da giderek tükeniyor.

Bir dönem "büyüyoruz" denilen ekonomi şimdi nefes alamıyor. Yıllarca günü kurtarmak için yapılan işler, bugün dağ gibi sorun olarak önümüzde duruyor. Kur korumalı mevduat diye bir sistem çıkardılar, milyarlarca dolar gitti. Şimdi kapatmaya çalışıyorlar ama olan yine vatandaşa oldu. Enflasyon öyle bir hale geldi ki, cebindeki para daha eve dönmeden değer kaybediyor. İnsan, maaşını alırken bile sevinemiyor çünkü biliyor ki ertesi gün aynı paraya ekmek bile alamayacak.

Siyaset desen ayrı bir dert. İktidar her geçen gün daha çok baskı kuruyor. Seçimle gelen belediye başkanlarını türlü bahanelerle tutukluyor, görevden alıyor. Hukukun üstünlüğü diye bir şey kalmamış. Vatandaş adalet arıyor ama bulamıyor. Bir yanda gençler gelecekleri için kaygılı, bir yanda anne babalar çocuklarına iş bulamayacaklarının farkında. İnsanların güveni kalmamış, umutları kırılmış.

Son aylarda yaşananlar, Türkiye'de demokrasinin kâğıt üzerinde kaldığını gösteriyor. Protesto eden gençlere polis copla, gazla müdahale ediyor. Oysa gençler, sadece daha iyi bir yaşam, daha özgür bir gelecek istiyor. Onları susturdukça öfke büyüyor, yarın patlayacak sorunların tohumları bugün atılıyor.

Ekonomiyle siyaset birbirine düğümlenmiş durumda. Siyasi baskılar arttıkça ekonomi daha çok bozuluyor. Ekonomi bozuldukça insanlar daha çok tepki gösteriyor, iktidar bu tepkiyi bastırmak için daha çok baskı yapıyor. Kısır döngü böyle devam ediyor. Ortada çıkış yolu yok gibi görünüyor ama aslında var: Dürüst siyaset, güçlü adalet, sağlam ekonomi. Ama bunun için önce niyet lazım, samimiyet lazım.

Türkiye bugün adeta bir yol ayrımında. Bir yanda kriz, yoksulluk, baskı. Diğer yanda ise demokrasi, özgürlük ve refah ihtimali. Vatandaş bu sıkışmışlığın ortasında ayakta durmaya çalışıyor. Ama nereye kadar? Bir milletin en büyük gücü, umudu ve güvenidir. Eğer bunlar tükenirse, geriye yıkıntıdan başka bir şey kalmaz.

Boş tencere siyaseti yıkar…

Bu söz aslında tarih boyunca defalarca kanıtlanmış bir gerçektir. Halkın karnı doymuyorsa, mutfakta tencere kaynamıyorsa, hiçbir siyasi iktidar uzun süre ayakta kalamaz. Ne kadar büyük projeler, ne kadar görkemli yatırımlar anlatılırsa anlatılsın, vatandaş akşam evine geldiğinde ekmek bulamıyorsa bunların hepsi bir anda anlamını yitirir. Çünkü insanın en temel ihtiyacı olan yemek, hayatın ta kendisidir.

Bugün Türkiye'de yaşanan tablo tam da budur. Maaşını alıp pazara çıkan bir emekli, poşetine sadece birkaç parça sebze doldurabiliyor. Çocuklarına süt almak isteyen bir anne, markette fiyatlara bakıp geri dönüyor. Asgari ücretli çalışan bir baba, faturaları ödemek ile evin ihtiyaçlarını karşılamak arasında sıkışıp kalıyor. İşte bu noktada siyasetçiler ne kadar süslü söz söylerse söylesin, boş tencerenin sesi bütün propagandaları bastırıyor.

Geçmişte de bunun örnekleri çoktur. Tarih kitaplarını açtığımızda, kitlelerin sokağa dökülmesinin arkasında çoğu zaman açlık ve yoksulluğun olduğunu görürüz. Boş tencere, sadece bir mutfak eşyası değildir; o aynı zamanda halkın sabrının, dayanma gücünün göstergesidir. Tencere boşaldıkça sabır da tükenir.

Türkiye'de bugün yaşanan ekonomik sıkıntılar, siyasetin dilini de sertleştiriyor. İktidar, her eleştiriyi bastırmaya çalışıyor. Ancak ne kadar baskı kurulursa kurulsun, mutfakta kaynamayan tencereyi hiçbir yasak, hiçbir sansür örtemez. İnsanlar açsa, hayat pahalılığından bunalmışsa, bu gerçek meydanlarda atılan sloganlardan çok daha güçlü bir şekilde sesini duyurur.

Üstelik bu durum sadece dar gelirli aileleri değil, orta sınıfı da eritiyor. Bir zamanlar rahatça geçinen memurlar, esnaflar bugün borç batağında. Üniversite mezunu gençler, iş bulamadığı için ailesine yük oluyor. Ev kiraları maaşların üstüne çıkmış durumda. Hal böyleyken, vatandaşın siyasetçilere olan güveni de hızla azalıyor. Çünkü halk, "önce bizim tenceremiz dolsun" diyor.

Boş tencere siyaseti yıkar; çünkü siyasetin en büyük gücü ne meydanlarda atılan sloganlardır, ne de televizyonlarda yapılan konuşmalardır. En büyük güç, evlerin mutfağında, tencerelerin içinde gizlidir. Orası boşsa, iktidarın da içi boştur. Bu yüzden kim gerçekten halkın gönlünü kazanmak istiyorsa, önce mutfaklara sahip çıkmalı, önce boş tencereleri doldurmalıdır.

Kısacası millet dertli. Herkes aynı soruyu soruyor: Bu düzen nereye kadar böyle devam edecek? Cevabı belki de meydanlarda değil, mutfaklarda gizli. Çünkü boş tencere, hiçbir iktidarın dinlemez dediğini.

 
Yüksel AKBAYRAK / TERS KÖŞE / diğer yazıları
•Boş Tencere Siyaseti Yıkar 03 00:00:00.09.2025
• Ağustos Türklüğün Zaferlerle Yoğrulmuş Ayı 29 00:00:00.08.2025
•ORHANGAZİ’DE SPORUN ÇÖKÜŞÜ: 20 00:00:00.08.2025
•Orhangazi: Kaybolan Potansiyelin Hikâyesi 12 00:00:00.08.2025
•Depremi unutan geleceğini gömer! 05 00:00:00.08.2025
•İklim Kanunu Sonrası Orman Yangınları ve Doğa Katliamları: Ülkemizin Vahim Tablosu ve Yasal Mücadeledeki Eksikler 29 00:00:00.07.2025
•Kağan Usta’dan Gençliğe Yatırım, Bekir Aydın’dan Ücretli Tesis! 24 00:00:00.07.2025
•Bir Ahırın Sessizliği 15 00:00:00.07.2025
•“Zulme Boyun Eğmeyenlerin Efendisi: Hz. Hüseyin” 05 00:00:00.07.2025
•Hücrede Doğan Siyasi Cazibe: Ümit Özdağ ve Yeni Neslin Sessiz Haykırışı 02 00:00:00.07.2025
•150 GÜNÜN ARDINDAN ORHANGAZİ 25 00:00:00.06.2025
•“Hedef Türkiye” Gerçeği: Bir Uyarının Gölgesinde 20 Yıl 18 00:00:00.06.2025
•Ekonomik Gerçekler ve Çözüm Arayışları 11 00:00:00.06.2025
•İznik’te Sessiz Ama Derin Bir Değişim 29 00:00:00.05.2025
•ADD Aile Şirketi Değildir, Egoların Gölgesi Hiç Değildir ADD: Açılımı Artık “Aile Dostları Derneği” mi? 21 00:00:00.05.2025
•19 Mayıs bir uyanış, bir itiraz, bir meydan okumadır 18 00:00:00.05.2025
•Sadabat Paktı Krizler İçinde Doğunun Ortak Aklı 13 00:00:00.05.2025
•"Sadece Bir Kişiye Değil, Bir Duruşa Saldırıdır Bu" 05 00:00:00.05.2025
•Hayalden Hakikate 22 00:00:00.04.2025
•TÜRKİYE İÇİN KRİTİK BİR DÖNEMEÇ İKLİM YASASI VE DEVLETİN STRATEJİK KARARLARI 16 00:00:00.04.2025
•Sosyal Devlet, Milli Devlet ve Atatürkçü Duruşun Mirasçısı 14 00:00:00.04.2025
•En yüce değer ADALET 09 00:00:00.04.2025
•İklim Kanunu’na Karşı Çıkmalıyız! 26 00:00:00.03.2025
•OĞUZ TÖRESİ VE ÇANAKKALE - ATATÜRK'SÜZ ZAFER OLMAZ! 18 00:00:00.03.2025
•Bir Milletin Ruhunu Yaşatan Tarihler 12 Mart ve 14 Mart 12 00:00:00.03.2025
•Oğuz Kağan'dan Atatürk'e Uzanan Kutsal Miras Türk Kadını 07 00:00:00.03.2025
•Güçlü Türkiye için: İklim yasasına hayır! 04 00:00:00.03.2025
•AYNI SENARYO, AYNI FİGÜRANLAR 24 00:00:00.01.2024
•CHP ORHANGAZİ’DE NEREYE KOŞUYOR? 12 00:00:00.01.2024
•HAKSIZLIKLARA ve BASKILARA RAĞMEN... 03 00:00:00.01.2024
•CHP’DE AKIL TUTULMASI MI YAŞANIYOR? 27 00:00:00.12.2023
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.