HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 15 TEMMUZ 2025, SALI

Tıklım Tıklım Adalet: Cezaevlerinde Yer Kalmadı!

15.07.2025 00:00
Öncelikle, 3. Göz Medya'nın mahkûm ve mahkûm yakınlarının görüşlerine yer vererek kamuoyunda farkındalık oluşturma çabasını takdir ettiğimizi belirtmek isteriz. Zira bizler, toplumun farklı kesimlerinden gelen, yaşamın olağan akışı içerisinde bir anda mahkûm yakını konumuna gelen bireyler olarak, yalnızca kişisel teselliyle değil; anayasal haklarımız çerçevesinde kamuoyuna sesimizi duyurarak adalet arayışımızı sürdürmekteyiz.

Geldiğimiz noktada, ceza infaz kurumlarında yaşanan kapasite aşımı, münferit ve geçici bir durum olmaktan çıkmış; yapısal ve kronik bir idari krize dönüşmüştür. Kurum kapasitesinin çok üzerinde barındırılan hükümlü ve tutukluların, barınma, hijyen, sağlık ve…

Her özgür insan, adalet sisteminin muhatabı olma ihtimali taşıyan potansiyel bir mahkûmdur.

Dolayısıyla ceza infaz sistemi, yalnızca ceza alan bireyler için değil; toplumun her ferdi için adil, ölçülü ve insan onuruna uygun olmalıdır. Bu perspektif, yalnızca bir etik zorunluluk değil, aynı zamanda anayasal bir yükümlülüktür.

* Anayasa Mahkemesi'nin son kararları ve özellikle Anayasa'nın 17. maddesi (yaşama hakkı, maddi ve manevi varlığı koruma hakkı), ceza infaz kurumlarındaki fiziksel koşulların insan haysiyetine uygun olmasını açık bir anayasal gereklilik haline getirmiştir.

* Ancak mevcut tablo, bu anayasal güvencelerin ihlal edildiğini göstermektedir. Kapasiteyi aşan cezaevleri, kalabalık koğuşlar, sağlık ve hijyen yetersizlikleri; sadece mahkûmların değil, devletin anayasal yükümlülüklerinin de sınandığı alanlardır.

*  Ceza infaz kurumlarında 

her bir mahkûm için;

* Barınma,

* Beslenme,

* Isıtma,

* Güvenlik,

* Sağlık

gibi temel ihtiyaçlar karşılanmakta; bu da devlet bütçesine günlük kişi başı binlerce lirayı bulan sabit ve artan bir yük getirmektedir.

* Bu tablo karşısında, yeni cezaevleri inşa etmek yerine, hukuki mekanizmaların etkin ve ölçülü biçimde uygulanması elzemdir.

*  Denetimli serbestlik süresinin uzatılması, yalnızca bir infaz kolaylığı değil;

-  Cezaevlerinde aşırı doluluğun önlenmesi,

- Anayasa'nın 17. maddesi bağlamında yaşam hakkı ve insan onurunun korunması,

- Ekonomik kaynakların verimli kullanımı,

- Toplumsal uyumun yeniden inşası

gibi çok boyutlu bir çözüm modelidir.

* Unutulmamalıdır:

Ceza adaleti, yalnızca cezalandırmaya değil, onarıcı adalete, topluma kazandırmaya ve anayasal sorumluluğa dayanmalıdır.

Cezaevlerinde 

kapasiteyi azaltmak;

hukuki bir tercih değil, anayasal bir zorunluluktur.

Ve her özgür birey, bir gün o kapının eşiğinde durabileceğini bilerek, adaletin ölçüsünde eşitlik aramalıdır.
Nur DEMİR / diğer yazıları
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.