HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 07 MAYIS 2025, ÇARŞAMBA

PARAYI YÖNETMEK VE ŞİRKETLERİN ÖNEMİ

06.05.2025 00:00
Dünyayı artık şirketlerin yönettiğini biliyoruz. Büyük devletler, büyük şirketleri kadar büyüktür. Devlet ekonomilerini hayatta tutan bu dev şirketler, oluşturdukları lobiler ile hükümetleri istedikleri gibi yönlendirebiliyor. Bu durum 21. yy'a özel değil. Her zaman böyleydi. Orta Çağ Avrupa'sını da incelerken burjuvalar (tüccarlar), şehir devletlerinin krallarını fonlayarak lordların hâkimiyetini sona erdirip, bu fonladıkları krallara ulus devletlerini kurdurtmuşlardı. 21. yy'da da durum çok farklı değil. Ekonomimizi kalkındırmamızın ve büyük bir devlet olmamızın tek yolu, büyük şirketlere sahip olmakta yatıyor. Devletimiz son zamanlarda ihracat teşviklerini oldukça artırmış durumda. Bu teşvikler, büyük şirketler dışında küçük esnafları da ihracat yapmaya yönlendiriyor. Ancak yeterli değil. Okullarımızda, özellikle işletme fakültelerinde öğrencilere her şeyden önce para yönetimini öğretmeliyiz.

Şu anda paranın %99'luk kısmı, dünya nüfusunun %1'inin elinde bulunuyor. Yapılan bir araştırma ve simülasyona göre, dünyadaki tüm parayı toplayıp dünya nüfusuna tam eşit şekilde bölerek dağıttığımızda ve zamanı 5 yıl ileri aldığımızda görüyoruz ki, paranın %99'u yine nüfusun %1'inin elinde toplanıyor. Demek ki olay, tamamen paranın nasıl yönetileceğini bilmektir. İşletme fakültelerine yeni başlamış öğrencilere ilk iş, şirket kurmayı öğretip akabinde onlara şirket kurdurtmak olmalıdır. Bu öğrenci şirket sahiplerinin şirketleri özel lisanslanmalı ve öğrencilik dönemlerinin tamamında vergilendirilmemelidir. Öğrenciler, derste görüp öğrendikleri her şeyi kendi şirketlerinde uygulamaya çalışmalı ve hocaların gözetiminde iken devlet, küçük hibelerle bu şirketlere destek olmalıdır. Her yıl verdiğimiz binlerce işletme mezunu düşünülürse, her mezun 4 yıllık bir şirketin sahibi olmuş olacaktır. Senede ortalama 100 bin mezun veriyoruz; bu 100 bin şirketin sadece 1/10'u başarılı olsa bile, ülkemize kazandırılmış senelik 10.000 yeni başarılı şirket anlamına gelir. Bu şirketlerin yaptıkları üretim, ithalat ve ihracat ile ülke ekonomimize ciddi katkılarda bulunacağı bir gerçektir. Sadece bu sistemle bile, 20 yıl içinde dünyanın en büyük 500 şirketi arasına muhakkak ki çok daha iddialı bir şekilde onlarca şirketimiz girecektir. Bu başarılı şirketler hem işsizlik oranını düşürecek, hem ülkemize döviz sokacak ve hatta teknoloji üretecektir. Ödedikleri gelir vergileriyle devlet hazinesini de dolduracaklardır.

Şu an hâlihazırda "genç girişimci" adı altında, 30 yaşından küçüklere belli bir süre vergi ödememe gibi teşvikler uygulanıyor. Yani verdiğim tavsiyede ütopik bir durum yok. Mezunlar, mezun olduktan sonra şirketlerini yönetmeye devam etmek zorunda değiller. Kariyerlerini yine istedikleri noktalarda ilerletebilirler. Akademisyen olabilirler ya da başka şirketlerde çalışmak isteyebilirler. Bunun için yapmaları gereken sadece şirketlerini kapatmak. Tabii mezuniyet için uğraşırlarken gelişmiş ve 4 yılda belli bir noktaya gelip güzel cirolar yapan şirketleri de ne kadar kapatmak isterler, onu bilemeyiz. Burada vaat edilen 1/4 başarı oranının bile ülkeye ciddi bir katkı vereceği gerçeğidir. Ciddiye alınmalı, güzel planlanmalı ve uygulamaya geçilmelidir. Ülkemizde orta ve uzun vadede büyük katkı sağlayacağına şüphem yok. Umuyorum ki bu yazı, ilgili yetkililerimizin önüne gelir.

Sağlıcakla kalın.

04.05.2025

Mail adresi: milligokkubbe@gmail.com

X Hesabı: @GokKubbeRuhu

 
Vural IŞIK / GÖKKUBBE / diğer yazıları
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.