HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 30 EKİM 2025, PERŞEMBE

HÜRSPOR’DA KALE EMİN ELLERDE

30.10.2025 12:25
HÜRSPOR’DA KALE EMİN ELLERDE
HÜRSPOR’DA KALE EMİN ELLERDE
Orhangazi Hürspor'da yeni sezon hazırlıkları yoğun tempoda devam ederken, takımın bel kemiği sayılan kaleci ekibi adeta göz dolduruyor. Hürspor'da kaleci antrenörlüğünü yıllardır büyük özveriyle sürdüren deneyimli spor adamı Aykut Kahveci'nin öncülüğünde çalışmalar, disiplin ve motivasyonun en üst düzeyde olduğu bir ortamda sürüyor.

Kahveci'nin liderliğinde kaleciler Yunus Emre Çalışkan, Gökhan Engin, Sercan Aci ve Yusuf Emir Bülbül; sabah akşam yapılan antrenmanlarda refleks, pozisyon alma, hava topları, oyun kurma ve kondisyon konularında bireysel ve takım halinde özel programlarla hazırlanıyor. Aykut Kahveci, genç kalecilerin gelişimine verdiği önemle bilinirken, yıllar içinde birçok sporcunun yetişmesine ve Hürspor'un altyapısından A takıma kazandırılmasına katkı sunmuş bir isim olarak dikkat çekiyor.

Orhangazi Hürspor teknik ekibi, özellikle kaleci grubunun performansından oldukça memnun. Takımın son haftalardaki başarılı savunma anlayışında kalecilerin payı büyük. Antrenmanlarda yoğun tempo, kondisyon yüklemesi ve refleks çalışmalarıyla kalecilerin sezon boyunca fiziksel ve mental olarak hazır tutulması hedefleniyor.

Hürspor yönetimi, teknik heyet ve oyuncular arasında kurulan güçlü bağ, kulübün "öz kaynağa dayalı, inançla mücadele eden" yapısının bir göstergesi olarak öne çıkıyor. Aykut Kahveci'nin sporculuk döneminden itibaren Hürriyet Mahallesi'nin yetiştirdiği bir değer olması, kulüp camiası için ayrıca gurur kaynağı. Genç kaleciler ise hem Kahveci'den öğrendikleri tecrübelerle hem de saha içindeki azimleriyle gelecek adına büyük umut vaat ediyor.

Orhangazi Hürspor camiası, yıllardır olduğu gibi bu sezon da "inanç, emek ve aidiyet" anlayışıyla sahaya çıkıyor. Takımın teknik direktörü Ercan Sevinç yönetiminde yürütülen çalışmalar, Hürspor'un hedefinin sadece maç kazanmak değil; aynı zamanda Orhangazi gençliğine örnek bir spor kültürü kazandırmak olduğunu gösteriyor.

Kulüp çevresinde yapılan yorumlara göre Hürspor'un kalecileri sadece sahada değil, karakterleriyle de takdir topluyor. Her biri antrenmanlarda gösterdiği özveriyle formayı hak eden gençler, hem kendilerini geliştirme hem de takıma katkı sunma konusunda örnek bir duruş sergiliyor.

Orhangazi Hürspor'da kale emin ellerde. Aykut Kahveci'nin deneyimi, genç kalecilerin hırsı ve Hürspor ruhunun birleşimiyle bu sezon kalesinde güven veren, mücadeleci bir Hürspor izlemek tüm camiayı heyecanlandırıyor.

 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Bir ülkenin gerçek yüzü, sokaklarındaki düzenle, meydanlarındaki bayraklarla değil; en savunmasız insanlarına nasıl davrandığıyla ölçülür. Bugün bu ülkede, Aydın Söke Açık Cezaevi’nde, sessizce tükenen bir hayat var: Öztürk K. Öztürk K. %75 engelli. Talesemi majör hastası, aynı zamanda tip 1 diyabetli. Yani yaşamı boyunca düzenli kan nakline, insüline ve hijyenik ortama ihtiyaç duyan bir insan. Yürüyerek girdiği cezaevinde bugün artık yatalak hale gelmiş durumda. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, yürüyemiyor, elleri titriyor, bilinci kimi zaman gidip geliyor. Ve o hâlâ orada, duvarların arkasında “infaz” adı altında yaşam mücadelesi veriyor. Cezalandırmak, bir toplumu düzen içinde tutmanın aracıdır, denir. Ama insan onurunu korumayan bir ceza, artık adaletin değil, intikamın alanına girer. Bugün Türkiye’de, “hasta mahpuslar” başlığı altında yüzlerce insan, fiilen ölüm cezasına mahkûm edilmiş durumda. Her rapor “cezaevinde kalamaz” dese de, her dilekçe “uygun değildir” gerekçesiyle geri dönüyor. Peki, neye uygun değildir? Bir insanın yaşamasına mı? Bir devletin vicdanına mı? Öztürk K.’nin kardeşi, “Yürüyerek girdi, şimdi nefes bile alamıyor. Kimse duymuyor” diyor. Oysa devlet, her yurttaşının yaşam hakkını korumakla yükümlüdür — suçlu ya da suçsuz fark etmeksizin. Çünkü yaşam hakkı, hiçbir mahkemenin elinden alamayacağı bir haktır. Cezaevleri, yalnızca demir parmaklıkların ardındaki suçluların değil, dışarıdaki toplumun da aynasıdır. O aynada ne görüyoruz? Gözünü kapatmış bir sistem mi, yoksa el uzatmaya cesaret eden bir toplum mu? Bir devletin adaleti, güçlüye değil, güçsüze gösterdiği şefkatle ölçülür. Öztürk K.’nin durumu bir istisna değil, bir gösterge. Bir ülkenin sağlık sistemi, hukuk düzeni ve vicdanı burada kesişiyor. Ve biz, üçü arasında sıkışmış bir insanın her geçen gün eriyişini izliyoruz. Bu bir siyaset meselesi değil. Bu, insanlık meselesi. Bir insanın yaşamasına yardım etmek, bir partinin, bir ideolojinin, bir grubun meselesi değildir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yetkililere sesleniyorum: Adalet Bakanlığı’na, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne, İnsan Hakları Kurumları’na… Bu bir “dosya” değil, bir hayat. Ve o hayat, gün be gün elimizden kayıyor. Bir insanın ölüme terk edilmesi, hukukun değil, sessizliğin eseridir. Ve biz sustukça, adalet bir kelimeden ibaret kalır. Bir mahkûmun yatağında öylece çürüyüp gitmesi, hepimize dokunmalı. Çünkü bir gün, adaletin terazisi yeniden kurulacak. O gün geldiğinde, belki de en çok şunu sorgulayacağız: “Biz sustuğumuzda kim ölmüştü?”
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.