HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 10 ARALIK 2025, ÇARŞAMBA

Köyleri Boşalttık, Şimdi Şehirlerde Konut Arıyoruz

10.12.2025 00:00
Bir zamanlar Anadolu'nun köylerinde her evin kapısı ardına kadar açıktı. Akşam olunca evlerin bacasından tüten duman, hayatın sürdüğünün işaretiydi. Çobanlar dağdan iner, tarlalardan insanlar dönerdi. Köy meydanında biri "komşuda aş yok, ateş yok; ihtiyacı var" dese herkes seferber olur, elinde ne varsa koşup getirirdi.

Bugün ise kış aylarında o köylerin çoğunda tek bir bacadan duman çıkmıyor. Yüz binlerce ev bomboş, sahipleri ise şehirlerde kiralık daire aramakla meşgul.

Türkiye'de bugün en çok konuşulan konulardan biri konut. Kiralar uçmuş, ev fiyatları kontrolden çıkmış, dar gelirli barınma krizine sıkışmış durumda. Devlet de çözüm olarak Toplu Konut İdaresi aracılığıyla yeni projeler üretiyor.

Fakat tuhaf olan şu: Türkiye'de aslında konut var. Hem de çok.

Sorun konut sayısında değil; konutun yanlış yerde olması ve insanların yaşamak zorunda bırakıldığı koşullarda.

Yıllarca süren politikalar insanları adım adım köyden koparıp şehre itti.

Köy okulları kapatıldı.

Köy sağlık ocakları kapatıldı.

Hayvancılık külfetli hâle geldi.

Tarımın maliyeti yükseldi.

Ulaşım kolaylaştırılmadı.

Yaşam alanları daraldı.

Bütün bu adımlar, ister bilerek ister bilmeyerek, insanlara "burada yaşanmaz" mesajı verdi. Sonuçta insanlar köylerini değil; çaresizliği terk ederek şehre göç etti.

Bugün şehirlerde yaşadığımız konut krizinin ana sebebi tam da bu zorunlu göç politikalarıdır.

Köyler boşaldı, şehirler doldu; dolan şehirlerde talep arttı, fiyatlar uçtu. Pandemi döneminde maliyetler yükseldi, tedarik zincirleri bozuldu, inşaat sektörü sıkıştı. Ama bütün bu kırılganlıkların temelinde yine köyden kopuş gerçeği duruyor.

Kâğıt üzerinde tarım desteklendi.

Kâğıt üzerinde hayvancılık teşvik edildi.

Kâğıt üzerinde köye dönüş projeleri açıklandı.

Ama hepsi kâğıt üzerinde kaldı. Çünkü bir köyde okul yoksa, sağlık hizmeti yoksa, ulaşım yoksa, ısınma ve enerji çözülememişse; kimse orada kalıcı olamaz.

Bugün şehirde kira ödeyemeyen, ev satın alamayan yüz binlerce insanın köyünde boş duran bir evi var. Ama o eve dönmesi için gerekli şartlar yok.

Peki ne yapılabilir?

Sadece "dönün" demek çözüm değildir. Köy hayatını yaşanabilir hâle getirmek gerekir. Bunun için somut adımlar atılmalıdır:

Köyde yaşamayı seven, çiftçilikten anlayan emeklilere özel teşvikler sağlanmalı.

Hem gelir hem ekipman desteği sunulursa, köylerde üretim yeniden canlanır.

Köylerde ısınma ve enerji sorunu çözüme kavuşturulmalı.

Köyde yakıt fiyatları hayatı imkansızlaştırıyor.

Katı yakıtlı kalorifer sistemleri, modern sobalar, biyokütle yakıt destekleri, kontrollü orman ürünü kullanım teşvikleri hayati önem taşıyor.

Üniversiteye gitme eğilimi olmayan gençlere köyde istihdam yaratılmalı.

Tarım ve hayvancılık cazip, sürdürülebilir gelir modelleriyle desteklenmeli.

Gençler üretici olarak değerli hissetmeli.

Köyde yaşamak şartıyla evlilik ve yuva kurma destekleri verilmeli.

Çeyiz, konut, mazot, ekipman ve üretim hibeleri kırsalı yeniden cazip hâle getirir.

Tüm teşvikler "köyde yaşamak şartıyla" verilirse, kırsal nüfus hem sabitlenir hem yeniden büyür.

Gerçek soru şu:

Biz gerçekten köyleri yaşatmak mı istiyoruz, yoksa şehirlerdeki yangını söndürmek için geçici çözümlerle vakit mi kaybediyoruz?

Eğer bu gidişat değişmezse, daha çok konut yaparız ama konut sorununu asla çözemeyiz. Çünkü sorun bina eksikliği değil; yıllardır süren yanlış göç politikalarıdır. Şehirlerde sıkışan milyonların feryadı artar, köylerin sessizliği daha da derinleşir.

Ama hâlâ geç değil.

Köylere yeniden okul, sağlık ocağı, üretim teşviki, ucuz mazot, enerji çözümleri, hayvancılık desteği, emekliye kırsal yaşam hibeleri ve gençlere köyde istihdam sağlanırsa; insanlar doğdukları topraklara yeniden hayat verir.

O zaman konut ihtiyacı da şehirlerdeki ekonomik baskı da kendiliğinden azalır. Çünkü Türkiye'nin gerçek gücü, boş duran köy evlerinde ve yeniden üretmeye hazır insanlarında saklıdır.



 
Mustafa AYDIN / diğer yazıları
•Köyleri Boşalttık, Şimdi Şehirlerde Konut Arıyoruz 10 00:00:00.12.2025
•Bir Ülkenin Kriterleri Bozulursa 03 00:00:00.12.2025
•Bu Gençliği Kim Bu Hale Getirdi? 27 00:00:00.11.2025
•Bir Liderin Ardından: 10 Kasım 10 00:00:00.11.2025
•Takke, Türban, Saray ve Medeniyet 05 00:00:00.11.2025
•Aydınlanma: Akılla Başlayan Yolculuk 29 00:00:00.10.2025
•Tefekkür 22 00:00:00.10.2025
•“Kutsal Liderler Ülkesi” 14 00:00:00.10.2025
•Körlük ve Vicdan 08 00:00:00.10.2025
•Ahlak Yerine Marka, Vicdan Yerine Dedikodu 02 00:00:00.10.2025
•Silahsız Kuvvetler ve Sessiz Yığınlar 25 00:00:00.09.2025
•Havadan Gelen Zehir mi, Yoksa Yaşadığımız Çağın Bedeli mi? 17 00:00:00.09.2025
•Taraf Olacaksak Ahlâkın ve Adaletin Tarafında Olalım 10 00:00:00.09.2025
•Zamanın İçinde Ölmeden Yaşamak 03 00:00:00.09.2025
•Özgürlüğün Sonsuz Nefesi 29 00:00:00.08.2025
•Aynı Ülkede, Ayrı Dünyalar 20 00:00:00.08.2025
•Zekâ Kalabalıkta Erir mi? – Ringelmann Etkisinden Günümüze Akıl Tembelliği 12 00:00:00.08.2025
•Müritleşen Zihinler ve İki Yakanın Ortasında Kalanlar 05 00:00:00.08.2025
•Bilgiye Savaş Açanların Karanlığında Yaşamak 29 00:00:00.07.2025
•EMEKLİ BİR PROFESÖRÜN FERYADI ÜZERİNE 15 00:00:00.07.2025
•Din Adamı Yoktur, Dindar İnsan Vardır 02 00:00:00.07.2025
•Harfleri Kutsadık, Hakikati Kaybettik 25 00:00:00.06.2025
•KAŞGAR’DA BAŞLAYAN MÜCADELE 18 00:00:00.06.2025
•YELPAZEYE DÖNÜŞEN SADAKAT: AKLINI KİRAYA VERENLER 11 00:00:00.06.2025
•Devletin Maliyesi mi, Bir Şirketin Bilançosu mu? 29 00:00:00.05.2025
•19 Mayıs ve Bir Milletin Yeniden Doğuşu 18 00:00:00.05.2025
•ELEŞTİRMEK SUÇ DEĞİL, SORUMLULUKTUR 13 00:00:00.05.2025
•Suçlular Dışarıda, Gazeteciler İçeride 05 00:00:00.05.2025
•Kavramlar, Kavgalar ve Kördüğüm Zihinler 22 00:00:00.04.2025
•İklim Adına Dayatılan Yeni Tutsaklık 16 00:00:00.04.2025
•Yapay Zeka Manipülasyonu ve Medya Okuryazarlığı 09 00:00:00.04.2025
•Adaletin Sessiz Çöküşü 26 00:00:00.03.2025
•Çanakkale: Ruhların Zaferi 18 00:00:00.03.2025
•Türkiye’de Siyasi Söylem Değişikliği ve Muhalefetin Çıkmazı 12 00:00:00.03.2025
•Yapay Zeka Hizmetkâr mı, Tehdit mi? 05 00:00:00.03.2025
•Kime Nasıl Anlatsak 18 00:00:00.02.2025
•Sosyal Medya ve Troll Gerçeği 12 00:00:00.02.2025
•İslam'da İktidar Sahiplerinin Adaleti 29 00:00:00.01.2025
•Çöp bidonu..! 18 00:00:00.11.2024
•"Allah'tan kork, kuldan utan" 09 00:00:00.10.2024
•Eğri taştan doğru duvar olmuyor işte. 10 00:00:00.09.2024
•Bağır, çağır, azarla, memleketi pazarla.. 08 00:00:00.07.2024
•Kültür yolunda tasarruf olmaz, festival olur..! 27 00:00:00.06.2024
•İtibar "tasarrufla olur" 31 00:00:00.05.2024
• "Her fabrika bir kaledir." 20 00:00:00.05.2024
•Fulbright mı? Full ihanet mi? 12 00:00:00.05.2024
•Unutmayın ki; sonsuz iktidar yoktur..! 18 00:00:00.04.2024
•Şiir yazamadık ama şiir gibi bir seçim yaptık.. 04 00:00:00.04.2024
•Shrinkflasyon 05 00:00:00.02.2024
•Bizi ancak utanç kurtarabilir.. 12 00:00:00.01.2024
•Zarf başka mazruf başka.. 03 00:00:00.01.2024
•Kirli çamaşırlar..! 27 00:00:00.12.2023
•Zulüm bizdense, Ben bizden değilim..! 20 00:00:00.12.2023
•Biraz oradan, biraz buradan. Artık hepsi sıradan..! 12 00:00:00.12.2023
•Samimiyet içten gelir, dilden değil.! 05 00:00:00.12.2023
•Ya tutarsa.. 15 00:00:00.11.2023
•Yeni bakanlar, eski sloganlar..! 17 00:00:00.10.2023
•Sosyal medyanın Müslüman siyasetçileri..! 12 00:00:00.10.2023
•Önceliğimiz anlamak olmalı.! 26 00:00:00.09.2023
•Aynı tas aynı hamam.. 19 00:00:00.09.2023
•Taban önemli..! 06 00:00:00.09.2023
•Ekonomik bağımsızlığı olmayan bir ülke, demokratik ve özgür olamaz..! 16 00:00:00.08.2023
•Akıl tutulması... 10 00:00:00.08.2023
•Aset mi kaldı.? 03 00:00:00.08.2023
•Sağlık, ekonomi, siyaset..! 28 00:00:00.07.2023
•Keşke yanılmış olsaydık.! 27 00:00:00.06.2023
•Ekonomik bağımsızlığı olmayan bir ülke, demokratik ve özgür olamaz..! 12 00:00:00.06.2023
• Ekonomide "bir ileri iki geri." 30 00:00:00.05.2023
•Yeni Türkiye ve yeni siyaset dili..! 17 00:00:00.05.2023
•Yordunuz artık..! 08 00:00:00.05.2023
•Bu topraklarda 01 00:00:00.05.2023
•Pergel metaforu 18 00:00:00.04.2023
•Bahaneleri hep aynı..! 03 00:00:00.04.2023
•İtibardan tasarruf olmaz diyenlere itibar etmeyin 20 00:00:00.03.2023
•Seçim sath-ı mailine girerken 13 00:00:00.03.2023
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.