HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 18 HAZİRAN 2025, ÇARŞAMBA

KAŞGAR’DA BAŞLAYAN MÜCADELE

18.06.2025 00:00
Benim de yazarı olmaktan gurur duyduğum Üçüncü Göz gazetesinde, Muharrem Değirmen imzasıyla yayımlanmış bir haber daha doğrusu, çileyle, azimle ve emekle örülmüş; başarılarla ve ilham verici hikâyelerle dolu bir yaşam öyküsü okudum.

Dünyada insanlık adına, merhamet adına, eğitim ve ahlak adına ömrünü adamış böyle insanları gördükçe, umudum bir kat daha artıyor. Vatanı için, milleti için, gençlerin geleceği için canla başla çalışan, ömrünü onlara adayan bir fikir insanını, bir bilim insanını, bir çilekeşi anlatıyordu Muharrem Değirmen.

Haberin başlığı ise her şeyin özeti gibiydi:

 "Abdullah Karakaş: Bilginin Işığında Bir Yolculuk."

Doğu Türkistan'ın Kaşgar sokaklarından birinde dünyaya gelen Abdullah Karakaş'ın hayatı, daha ilk adımlarından itibaren bir direniş hikâyesiydi. Babası, şehrin kenar semtlerinden birinde terzilik yaparak geçimini sağlarken, annesi evin içinde sessiz ama dirayetli bir lider gibiydi. Abdullah'ın çocukluğu, Çin'in baskıcı eğitim sistemine karşı kendi kimliğini koruma çabasıyla geçti. Öğrenmeye olan açlığı, onu yaşıtlarından ayırıyor, geceleri babasının diktiği elbiselerin arasında mum ışığında kitap okuyarak geleceğe hazırlıyordu.

Bu satırları okurken aklımıza şu soru gelmeli: Bir çocuğun kitap okuması neden bir cesaret işi olsun ki? Çünkü onun dünyasında kitap, yalnızca bilgi değil, kimliğini unutmamak için bir direnç aracıydı. İlkokul sıralarından itibaren Çin'in sistematik asimilasyon politikalarına direnen Abdullah, daha çocuk yaşta şu soruyu kendine sormaya başlamıştı: "Ben kimim ve bu düzen beni kim yapmaya çalışıyor?"

Gençlik yıllarına geldiğinde, bu sorgulama yerini net bir karara bıraktı: Özgürce okuyabileceği, kendisini ifade edebileceği bir coğrafyaya gitmeliydi. Bu hayalin adı El-Ezher'di. Abdullah Karakaş, Mısır'daki El-Ezher Üniversitesi için yola çıktığında ailesi tüm birikimini seferber etti. Pasaport almak, vize almak, baskıdan kaçmak; her biri başlı başına birer sınavdı.

Kahire'ye vardığında onu bambaşka bir dünya bekliyordu. Farklı bir dil, farklı bir iklim, farklı bir toplum. Ama Abdullah, kendiyle taşıdığı inancın ve azmin, dünyanın neresinde olursa olsun, insanı ayakta tuttuğuna inanıyordu. Gündüz derslere giriyor, akşamları kitapçılarda çalışıyordu. Günlük ekmek parasını kazanmak için çabalarken, geceleri de satır satır düşünce dünyasında yüzüyordu.

Bu bir öğrencinin yolculuğu gibi görünebilir ama gerçekte bu, bir halkın susturulmuş sesinin yeniden canlanışıydı. Abdullah Karakaş'ın Kahire'ye attığı adım, bir bireyin değil, bir milletin umut taşıyan ayak iziydi.

Zamanla El-Ezher'in kütüphanelerinde, ülkenin önde gelen hocalarıyla tanıştı. İslam felsefesi, tarih ve medeniyet üzerine yoğunlaştı. Muhammed Abduh'un akılcı yaklaşımından, Hasan el-Benna'nın toplum inşasına dair fikirlerinden, Yusuf el-Karadavi'nin entelektüel duruşundan etkilendi.

Bir konferansta El-Ezher'in önemli hocalarından biriyle karşılaştı ve ona Doğu Türkistan'ı, oradaki baskıyı, kaybolan kültürü anlattı. Bu buluşma, Abdullah'ın hayatında yeni bir dönemeç oldu. Artık sadece öğrenen değil, öğreten; sadece farkındalık sahibi değil, bu farkındalığı yaymaya kararlı bir fikir öncüsü haline geldi.

Yıllar içinde Mısır'a gelen Uygur öğrencilerin sayısı artarken, Abdullah Karakaş onlar için bir dayanışma ağı kurdu. Kimi zaman bir tercüman, kimi zaman bir rehber, kimi zaman bir psikolojik dayanak oldu. Öğrencilere burs buldu, kalacak yer ayarladı, ders kitaplarını temin etti. Sadece akademik değil, insani bir dokunuşla bir neslin inşasına katkı sundu.

O bu noktada şunu kanıtlamıştı: Gerçek liderlik makamla, yetkiyle değil; sorumlulukla, yürekle kurulur. Abdullah Karakaş için liderlik, "ben ne oldum" değil, "kimleri ayağa kaldırdım" sorusuyla ölçülen bir yolculuktu.

Yıllar sonra yolculuğu Türkiye'ye uzandı. Bursa'nın Gemlik ilçesinde mütevazı bir eğitim merkezi kurdu. İlk başlarda sadece birkaç öğrenciye destek olurken, zamanla mezun olanlar başka çocuklara el uzattı. Zincirleme bir iyilik halkası oluştu. Yeni derslikler açıldı, kütüphaneler kuruldu, hayaller can buldu.

Gemlik'te yaktığı bu kıvılcım, Doğu Türkistan'dan Avrupa'ya uzanan bir ağ haline geldi. Abdullah Karakaş artık sadece bir öğretmen değil, bir hareketin temsilcisiydi.

Bugün onun yetiştirdiği öğrenciler dünyanın çeşitli yerlerinde. Biri Amerika'da akademisyen olarak Uygur tarihi üzerine çalışıyor. Bir başkası Almanya'da mühendis olup burs sağlıyor. Türkiye'de doktor olanlar yeni gelen öğrencilere destek oluyor.

Ve hepsinin ortak cümlesi şu:

"Abdullah Hoca olmasaydı, ben olmazdım."

Bu, bir öğretmenin bütün zaferlerinin özetidir: Sessiz ama çok derin. Kalabalıklar içinde adı bilinmeden, binlerce hayata dokunmak. İşte Abdullah Karakaş'ın ardında bıraktığı en değerli miras budur.

Tüm başarılarına rağmen durmadı. Yeni projeler, yeni burslar, yeni öğrenciler... Hâlâ ilk günkü gibi yola koyuluyor. Bir gün bir öğrencisi ona, "Hocam, artık yalnız değilsiniz" dediğinde şu cevabı verdi:

"Ben hiçbir zaman yalnız olmadım. Bir öğrenciyi yetiştirmenin bir nesli kurtarmak olduğunu biliyordum."

Bu cümle, bir hayatın özeti, bir çağrının özetidir. Abdullah Karakaş'ın mücadelesi, bir milleti ayağa kaldırmanın bilgiyle, azimle ve inatla mümkün olduğunu anlatan çarpıcı bir gerçektir.

Ve unutmamak gerek:

"Bir mum yalnızca kendi çevresini değil, karanlıkta yönünü kaybeden bir milleti de aydınlatabilir. Abdullah Karakaş, o mumun adıdır."

 
Mustafa AYDIN / diğer yazıları
•KAŞGAR’DA BAŞLAYAN MÜCADELE 18 00:00:00.06.2025
•YELPAZEYE DÖNÜŞEN SADAKAT: AKLINI KİRAYA VERENLER 11 00:00:00.06.2025
•Devletin Maliyesi mi, Bir Şirketin Bilançosu mu? 29 00:00:00.05.2025
•19 Mayıs ve Bir Milletin Yeniden Doğuşu 18 00:00:00.05.2025
•ELEŞTİRMEK SUÇ DEĞİL, SORUMLULUKTUR 13 00:00:00.05.2025
•Suçlular Dışarıda, Gazeteciler İçeride 05 00:00:00.05.2025
•Kavramlar, Kavgalar ve Kördüğüm Zihinler 22 00:00:00.04.2025
•İklim Adına Dayatılan Yeni Tutsaklık 16 00:00:00.04.2025
•Yapay Zeka Manipülasyonu ve Medya Okuryazarlığı 09 00:00:00.04.2025
•Adaletin Sessiz Çöküşü 26 00:00:00.03.2025
•Çanakkale: Ruhların Zaferi 18 00:00:00.03.2025
•Türkiye’de Siyasi Söylem Değişikliği ve Muhalefetin Çıkmazı 12 00:00:00.03.2025
•Yapay Zeka Hizmetkâr mı, Tehdit mi? 05 00:00:00.03.2025
•Kime Nasıl Anlatsak 18 00:00:00.02.2025
•Sosyal Medya ve Troll Gerçeği 12 00:00:00.02.2025
•İslam'da İktidar Sahiplerinin Adaleti 29 00:00:00.01.2025
•Çöp bidonu..! 18 00:00:00.11.2024
•"Allah'tan kork, kuldan utan" 09 00:00:00.10.2024
•Eğri taştan doğru duvar olmuyor işte. 10 00:00:00.09.2024
•Bağır, çağır, azarla, memleketi pazarla.. 08 00:00:00.07.2024
•Kültür yolunda tasarruf olmaz, festival olur..! 27 00:00:00.06.2024
•İtibar "tasarrufla olur" 31 00:00:00.05.2024
• "Her fabrika bir kaledir." 20 00:00:00.05.2024
•Fulbright mı? Full ihanet mi? 12 00:00:00.05.2024
•Unutmayın ki; sonsuz iktidar yoktur..! 18 00:00:00.04.2024
•Şiir yazamadık ama şiir gibi bir seçim yaptık.. 04 00:00:00.04.2024
•Shrinkflasyon 05 00:00:00.02.2024
•Bizi ancak utanç kurtarabilir.. 12 00:00:00.01.2024
•Zarf başka mazruf başka.. 03 00:00:00.01.2024
•Kirli çamaşırlar..! 27 00:00:00.12.2023
•Zulüm bizdense, Ben bizden değilim..! 20 00:00:00.12.2023
•Biraz oradan, biraz buradan. Artık hepsi sıradan..! 12 00:00:00.12.2023
•Samimiyet içten gelir, dilden değil.! 05 00:00:00.12.2023
•Ya tutarsa.. 15 00:00:00.11.2023
•Yeni bakanlar, eski sloganlar..! 17 00:00:00.10.2023
•Sosyal medyanın Müslüman siyasetçileri..! 12 00:00:00.10.2023
•Önceliğimiz anlamak olmalı.! 26 00:00:00.09.2023
•Aynı tas aynı hamam.. 19 00:00:00.09.2023
•Taban önemli..! 06 00:00:00.09.2023
•Ekonomik bağımsızlığı olmayan bir ülke, demokratik ve özgür olamaz..! 16 00:00:00.08.2023
•Akıl tutulması... 10 00:00:00.08.2023
•Aset mi kaldı.? 03 00:00:00.08.2023
•Sağlık, ekonomi, siyaset..! 28 00:00:00.07.2023
•Keşke yanılmış olsaydık.! 27 00:00:00.06.2023
•Ekonomik bağımsızlığı olmayan bir ülke, demokratik ve özgür olamaz..! 12 00:00:00.06.2023
• Ekonomide "bir ileri iki geri." 30 00:00:00.05.2023
•Yeni Türkiye ve yeni siyaset dili..! 17 00:00:00.05.2023
•Yordunuz artık..! 08 00:00:00.05.2023
•Bu topraklarda 01 00:00:00.05.2023
•Pergel metaforu 18 00:00:00.04.2023
•Bahaneleri hep aynı..! 03 00:00:00.04.2023
•İtibardan tasarruf olmaz diyenlere itibar etmeyin 20 00:00:00.03.2023
•Seçim sath-ı mailine girerken 13 00:00:00.03.2023
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.