HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 30 MAYIS 2025, CUMA

Devletin Maliyesi mi, Bir Şirketin Bilançosu mu?

29.05.2025 00:00
   "Kaza, hata ve tercih" diye bir söz vardır. İlk yapılan bir kazadır, ikincisi hatadır, üçüncüsü ise artık bir tercihtir. Ne yazık ki ekonomide tam da bu süreci yaşıyoruz. Alınan yanlış kararlar dövizi yükseltti, faizi artırdı, borsayı sarstı, enflasyonu ise zirveye taşıdı. Aynı yanlışlar tekrarlandıkça, benzer sonuçlar da kaçınılmaz oldu.

   Bugün hâlâ benzer politikaların ısrarla sürdürüldüğünü görüyoruz. Bu noktada artık mesele sadece hata değil, bir tercih meselesidir. Ekonomiyi bu hale getiren kararların bilinçli olup olmadığını tartışmak bile endişe verici; ama görünen o ki, bu tercihler artık tesadüf değil, bir anlayışın sonucudur.

   Eğer bir ülkede Maliye Bakanlığı, kendisini bir devlet kurumu değil de özel bir şirket gibi görmeye başlarsa, yani sadece kendi gelir-gider tablolarına odaklanıp vatandaşları da müşteri gibi görürse, bu büyük bir çöküşün habercisidir. Hele ki bu "müşteriler", yani vergi mükellefleri, zaten mecburi hizmet almak zorundaysa; Maliye kendini bir tekel olarak görür ve "Ben ne dersem o olur" anlayışıyla hareket ederse; sonuç, ekonomik ve sosyal felakettir.

   Bakan, bir CEO gibi davranıp "Ben kurumumu döndürüyorum, gelir-gider dengem tutuyor, yukarıya da güzel raporlar sunuyorum" diyorsa ama dışarıda küçük işletmeler bir bir kapanıyor, büyük sermaye yurt dışına kaçıyor, esnaf kepenk indiriyorsa; o zaman bu denge, kağıt üzerindeki bir illüzyondan ibarettir. Ekonomiyi sadece rakamlarla yönetmek isteyenler, o rakamların arkasında canı yanan insanları, hayalini kaybeden girişimcileri, borç içinde kıvranan emekçileri görmezden gelir.

   Bilinçli yapılmasa da bu anlayış, ülkenin temellerini dinamitleyen bir çökertme planıdır. Çünkü devletin görevi kâr etmek değil, vatandaşının refahını sağlamak, adil bir ekonomik düzeni tesis etmektir. Maliye Bakanlığı bir şirket değildir. Vergi mükellefi de müşteri değil, o ülkenin asli unsuru, vatandaşıdır. Onu müşteri sananlar ise bir gün, o "müşterilerin" gidecek başka bir yer bulduğunda ya da tamamen sustuğunda neyle karşılaşacağını fark edecektir. Ama o zaman iş işten geçmiş olur.

   Bu anlayışın zararları sadece bugünü değil, geleceği de ipotek altına alıyor. Çünkü bir ülkede vatandaş sürekli ekonomik baskı altında tutulursa, girişimci üretimden vazgeçerse, gençler umutlarını kaybederse ve insanlar günü kurtarmak dışında bir şey düşünemez hale gelirse, o ülkenin ne büyümesinden ne de kalkınmasından söz edilebilir. Maliye Bakanlığı kısa vadede gelirini artırıyor gibi görünse de, bu aslında uzun vadeli bir yıkım planının ilk adımıdır.

   Talebi kısmak yoluyla enflasyonu düşürmeye çalışmak ise ekonomik dinamiklerin yanlış okunmasından kaynaklı bir tercihtir. Talep düşerse, üretim azalır. Üretim azalırsa, dağıtım zincirleri kırılır. Satışlar düşer, alışveriş durur, esnaf kepenk kapatır. Bu durumda vergi gelirleri artmak bir yana, aksine ciddi oranda azalır. Maliye bu açığı kapatmak için yeni vergi kalemleri üretmeye başlar: dijital vergiler, çevre vergileri, tüketim üzerindeki dolaylı vergiler... Bu da vatandaşı daha da sık boğaz eder ve toplumda ekonomik değil, sosyolojik bir kırılma yaratır.

   Oysa çözüm çok daha insani ve sürdürülebilir: Vergi mükelleflerini rahatlatmak. İşletmelere, esnafa, çalışanlara nefes aldırmak. İnsanlar üzerindeki mali yükleri azaltmak. Çünkü rahatlayan vatandaş harcama yapar, alışveriş yapar, üretir. Alışveriş ve üretim arttıkça zaten vergi gelirleri de kendiliğinden artar. Devlet gelir yaratmak için vatandaşına baskı kurmak yerine, onun refahını artırarak dolaylı yoldan kazanç elde eder.

   Ekonomiyi, maliyeyi bir şirket gibi yönetmek yerine, bir toplumun tüm bileşenlerini dikkate alan sosyal bir sistem gibi yönetmek zorundayız. Bu sistemde rakamların ötesinde, umutlar, emekler, hayaller vardır.

  Unutulmamalıdır ki: Bir devletin asıl gücü, yalnızca bilançosunda değil, vatandaşının yüzündeki huzurda, içindeki güven duygusundadır.

 
Mustafa AYDIN / diğer yazıları
•Devletin Maliyesi mi, Bir Şirketin Bilançosu mu? 29 00:00:00.05.2025
•19 Mayıs ve Bir Milletin Yeniden Doğuşu 18 00:00:00.05.2025
•ELEŞTİRMEK SUÇ DEĞİL, SORUMLULUKTUR 13 00:00:00.05.2025
•Suçlular Dışarıda, Gazeteciler İçeride 05 00:00:00.05.2025
•Kavramlar, Kavgalar ve Kördüğüm Zihinler 22 00:00:00.04.2025
•İklim Adına Dayatılan Yeni Tutsaklık 16 00:00:00.04.2025
•Yapay Zeka Manipülasyonu ve Medya Okuryazarlığı 09 00:00:00.04.2025
•Adaletin Sessiz Çöküşü 26 00:00:00.03.2025
•Çanakkale: Ruhların Zaferi 18 00:00:00.03.2025
•Türkiye’de Siyasi Söylem Değişikliği ve Muhalefetin Çıkmazı 12 00:00:00.03.2025
•Yapay Zeka Hizmetkâr mı, Tehdit mi? 05 00:00:00.03.2025
•Kime Nasıl Anlatsak 18 00:00:00.02.2025
•Sosyal Medya ve Troll Gerçeği 12 00:00:00.02.2025
•İslam'da İktidar Sahiplerinin Adaleti 29 00:00:00.01.2025
•Çöp bidonu..! 18 00:00:00.11.2024
•"Allah'tan kork, kuldan utan" 09 00:00:00.10.2024
•Eğri taştan doğru duvar olmuyor işte. 10 00:00:00.09.2024
•Bağır, çağır, azarla, memleketi pazarla.. 08 00:00:00.07.2024
•Kültür yolunda tasarruf olmaz, festival olur..! 27 00:00:00.06.2024
•İtibar "tasarrufla olur" 31 00:00:00.05.2024
• "Her fabrika bir kaledir." 20 00:00:00.05.2024
•Fulbright mı? Full ihanet mi? 12 00:00:00.05.2024
•Unutmayın ki; sonsuz iktidar yoktur..! 18 00:00:00.04.2024
•Şiir yazamadık ama şiir gibi bir seçim yaptık.. 04 00:00:00.04.2024
•Shrinkflasyon 05 00:00:00.02.2024
•Bizi ancak utanç kurtarabilir.. 12 00:00:00.01.2024
•Zarf başka mazruf başka.. 03 00:00:00.01.2024
•Kirli çamaşırlar..! 27 00:00:00.12.2023
•Zulüm bizdense, Ben bizden değilim..! 20 00:00:00.12.2023
•Biraz oradan, biraz buradan. Artık hepsi sıradan..! 12 00:00:00.12.2023
•Samimiyet içten gelir, dilden değil.! 05 00:00:00.12.2023
•Ya tutarsa.. 15 00:00:00.11.2023
•Yeni bakanlar, eski sloganlar..! 17 00:00:00.10.2023
•Sosyal medyanın Müslüman siyasetçileri..! 12 00:00:00.10.2023
•Önceliğimiz anlamak olmalı.! 26 00:00:00.09.2023
•Aynı tas aynı hamam.. 19 00:00:00.09.2023
•Taban önemli..! 06 00:00:00.09.2023
•Ekonomik bağımsızlığı olmayan bir ülke, demokratik ve özgür olamaz..! 16 00:00:00.08.2023
•Akıl tutulması... 10 00:00:00.08.2023
•Aset mi kaldı.? 03 00:00:00.08.2023
•Sağlık, ekonomi, siyaset..! 28 00:00:00.07.2023
•Keşke yanılmış olsaydık.! 27 00:00:00.06.2023
•Ekonomik bağımsızlığı olmayan bir ülke, demokratik ve özgür olamaz..! 12 00:00:00.06.2023
• Ekonomide "bir ileri iki geri." 30 00:00:00.05.2023
•Yeni Türkiye ve yeni siyaset dili..! 17 00:00:00.05.2023
•Yordunuz artık..! 08 00:00:00.05.2023
•Bu topraklarda 01 00:00:00.05.2023
•Pergel metaforu 18 00:00:00.04.2023
•Bahaneleri hep aynı..! 03 00:00:00.04.2023
•İtibardan tasarruf olmaz diyenlere itibar etmeyin 20 00:00:00.03.2023
•Seçim sath-ı mailine girerken 13 00:00:00.03.2023
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.