Orhangazi'deki yönetim boşluğuna uzun süredir dikkat çekiyoruz. Bu ilçede neyin gelip kapıya dayanacağını anlamak için ille de bela yaşamak gerekmiyor; biraz etrafa baksak, üzerimize yığılan sorunları çok net görürüz. İlçemiz rantsal gelişime açık olduğu için Orhangazi, mafya gruplarının ve çete yapılanmalarının açık hedefi haline geldi. Bu nedenle ilçede kendine mafya süsü veren, çete taklitçiliği yapan kişiler çoğaldı; bazıları sanki kamu gücünü arkalarına almış gibi davranarak halkı sindirmeye çalışıyor.
Daha acısı ise şu: Orhangazi adliyesinin bu süreçte güçlü bir duruş sergileyememesi, ilçede "alıyor" mantığının yayılmasına sebep oldu. Dün mahalle aralarında misket oynayanların bugün insanlara zorla senet imzalatacak cesareti kendilerinde bulması da bu otorite boşluğunun doğal sonucudur.
Geçtiğimiz günlerde Orhangazi adliyesine yansıyan son olayda, aralarında bir belediye meclis üyesinin de bulunduğu bir grubun bir kişiye zorla senet imzalattığı iddiası gündeme geldi. Elbette taraflardan kimin haklı olduğunu bilemeyiz, ancak ilçede mafyatik eylemlerin sıradanlaştığı gerçeğini inkâr edemeyiz. Yanında balon patlasa üç ay evden çıkamayacak insanlar, bugün kendilerini mafya temsilcisi ilan edip sokakta rahatça geziyorsa burada herkesin durup düşünmesi gerekir.
Yakın geçmişte iş insanı Sezai Katmer'in hunharca öldürülmesi, ona zorla senet imzalatanların hesap vermemesi, araçlarını parçalayanların yakalanmaması, katillerin sokakta dolaşması da hafızalardadır. Katmer cinayetinin adeta sıradan bir olaymış gibi unutturulmaya çalışılması, Orhangazi'deki çürümenin boyutunu gözler önüne seriyor.
Orhangazi Belediyesi'ni savcıların gözünün içine baka baka soyanlardan, mafya ve çeteler üzerine gidilmesin diye gazetemize kandırılmış gençleri gönderenlere kadar herkesin elini kolunu sallayarak dolaşması, ilçeyi karanlık bir düzlüksüzlüğe itiyor. Dahası, Orhangazi Belediye Başkanının bu yapıların elebaşıyla poz verip onu adeta kutsarcasına koruması da bu cesareti artırıyor. Böyle bir ortamda mafyalaşmanın normalleşmesi kimse için sürpriz değildir.
İş insanlarına çökmeler, belediyeye ait yerlerin işgalcilerden alınamaması, uyuşturucu ve fuhuşun artması, çocuklara yönelik saldırıların çoğalması, tarikat ve cemaat maskesiyle çalışan sapkın gruplar, terör sevicilerinin hacı-hoca-kanaat önderi diye karşılanması… Bir de milletten topladıkları altınlarla trilyonluk vurgun yapan, kokain partileri ve kumar geceleri düzenleyen, ünlülerle alem yaptıklarını övünerek anlatan dolandırıcıların sihirli biçimde serbest bırakıldığı bir Orhangazi gerçeği var.
Tüm bunların üzerine Türkiye'nin en bilinen mafya liderlerine taşeronluk yapmak isteyenlerin ilçede cirit attığını da ekleyelim. Fakat bu arkadaşlar şunu unutmasın: Orhangazi'de herkes uyusa bile uyumayan bir kurum var. Üçüncü Göz Medya gerçekleri ortaya koydukça, bu ilçede karanlık hesap kuranların hayalleri suya düşmeye devam edecek.
Bu nedenle bu gençlere ve onlara akıl verenlere tek tavsiyemiz şudur: Mermiyle oynamayı bırakıp yeniden çelik çomak oynamaya dönsünler. Çünkü Orhangazi sahipsiz değildir.
Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.