HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 17 ARALIK 2025, ÇARŞAMBA

Kaan Başkan'ın “USTA”ca hamlesi Papa'nın Ayasofya oyununu bozdu

17.12.2025 08:07
Kaan Başkan'ın “USTA”ca hamlesi Papa'nın Ayasofya oyununu bozdu
Kaan Başkan'ın “USTA”ca hamlesi Papa'nın Ayasofya oyununu bozdu
Medeniyetin beşiği olan Anadolu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ifadesiyle 7 bin yıllık Türk medeniyet tarihini ev sahipliği yapmaktadır. İnsanlığın ve de medeniyetin beşiği olan Anadolu, bu özelliklerinden dolayıdır ki işgal ve saldırıların da çekim merkezi olmuştur. Büyük taarruz sonrasında Anadolu'yu fiili işgalin artık mümkün olmadığı tüm dünyaya ilan edilince, İşte bu girişimlerden biri de Papa'nın gizlilik ziyaretiydi. Fakat yine "USTA"ca bir hamle ile geri püskürdürdü. Ünlü edebiyatçımız Halide Edip Adıvar Kurtuluş Savaşı yıllarını konu alan tarihsel romanına Türklerin Ateşle İmtihanı adını vererek yaşananları tek cümle ile özetlemişti.

Ateşle imtihanı hiç bitmeyen ve de bitmeyecek olan Türk milleti özüne, kültürüne ve de asli inancına dönmediği sürece de başı belalardan kurtulmayacaktır. Nice medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan Anadolu coğrafyasında yaşamak kolay değildir. Doğal olarak geçmiş medeniyetlerin temsilcilerine mihmandarlık yapmanız gerekmektedir. Anadolu'nun gerçek ve de yegane sahibi olduğumuz bilinciyle hareket edersek kim gelirse gelsin misafir berberliğimizle uğurlanırlar. Tıpkı yıllar öncesinde planlanmasına karşın geçtiğimiz günlerce gerçekleşme fırsatına erdikleri Papa'nın İznik ziyaretinde olduğu gibi. Esas amaç FETÖ lideri Fethullah Gülen'in 1998 yılında dönemin papası 2. Papa Paul ziyaretinde yaptığı gibi, papanın Ayasofya'yı kilise olarak açıp Bizans'ın hortlatılması olsa da gerek ülkemizdeki FETÖ ile mücadelede oluşan bilinç, gerekse de Bozkurt kıvraklığında olan Türk'ün zekası üstün gelmiş, Papa'nın sinsi izlik çıkartması, İzlik Belediye Başkanı Kaan Mehmet Usta'nın "USTA"ca hareketi hamlesiyle misafir ziyareti konumuna kalmıştır. Aylar öncesinden İznik'te birkaç gün geçireceği ilan edilen Papa XIV. Leo da İznik'e ancak formalite icabı uğramış, 4 saatlik göstermelik ayın sonrasında ev sahipliğimize övgüler dizerek ülkemizden ayrılmak zorunda kalmıştı.

PAPA AYASOFYA'DA AYIN YAPSAYDI NE OLURDU?

Öncelikle şunu açık ve net olarak vurgulayalım ki Vatikan masum bir dini merkez değildir. Dünyanın en gizemli ve de karanlık merkezlerinin başında yer alır.

Denilebilir ki kadim uygarlıklardan kalma büyücüsü ritüelleri ve de Pagan kült döneminin tüm şeytani bilgilerini Vatikan en kanlı terör olaylarından en vahşi cinayetlere, en sapkın yaşam tarzlarından en gizemli olaylara ev sahipliği yapmasıyla dünyaca ünlü bir merkezdir. Görünüşte Hristiyanlığın Katolik mezhep merkezi olarak lanse edilen Vatikan'ın işlevsel olarak paganizmin en bariz temsilcisidir. Papa'nın yönettiği yönündeki yalanı dünya kabul ettirmiş olsalar bile gerçek hiç de öyle değildir. Papa suikastlarının de planlanma ve uygulanma merkezi her zaman Vatikan ve Vatikan'ın görünmeyen yüzü olmuştur. Bu kadar izahattan sonra gelelim sorumuzun cevabına. Şunu da belirtmek isterim ki yukarıda cümlede özetlemeye çalıştığım Vatikan'ın yapılmış binlerce araştırma eserinde rastlayabilirsiniz. Yine de rahmetli Aytunç Altındal hocamın eserlerinden başlamanızı tavsiye ederim.

Evet, Papa İznik ziyaretinde Ayasofya'yı ziyaret etseydi ne olurdu? Öncelikle bu ziyaretin mahiyeti önemlidir. Eğer ki Vatikan devlet başkanı sıfatıyla değil Ayasofya'yı nereyi ziyaret ederse etsin değişen bir şey olmazdı. Fakat onların tabiriyle kutsal romanın temsilcisi olarak Ayasofya'yı ziyaret etmesi durumunda Bizans'ın kutsanıp hortlatılması manası taşır ki işte zaten sorunun kaynağı burasıdır. Sultanahmet camiyi ziyareti öncesinde bile kardinalleri saatlerce büyü ve ayın yapmış onların iddialarına göre kutsal ünlem işareti var. Papa için Müslümanların kirletmiş olduğu mabette papa için yol açılmış oluyor. Her hareketlerinin sembolik bir manası olan papalık temsilcileri dini lider olmanın çok ötesinde... Krallara taç giydirme, devlet kurma ve yıkma özelliklerinin olduğu kabul edilir. Onun için de Bizans'ın imparatorluk sarayının parçası olan Ayasofyalar olan ilgileri dini değil siyasidir.

Roma ve Bizans döneminde gerek papalığın gerekse Ortodoks kilisesinin en büyük düşmanı ve de rakibi Ayasofya kiliseleriydi. Ayasofyalar Hıristiyanlığı kabul etmek zorunda kalan Bizans hükümdarlarının seküler yönetim merkezleriydi. İmparatorların taç giymek için kiliseye ihtiyaçları vardı fakat kiliseye teslim olup güçlerini de bölüşmek istemiyorlardı. Formül olarak Ayasofyalar ortaya çıktı. Hem kilise hem de imparatorun şahsi mülkü. Böyle olunca da iktidar güçlerini kullanıp Hıristiyan görünümü verilen diğer yandan da kendi emirleri altında bir kilise inşa etmişlerdi. Zaten gerek Gazi Orhan Bey'in İznik fethinde gerekse de Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul fethi sonrasında her iki Ayasofya kilisesi fethin komutanına geçmiş onların şahsi mülkü olarak kabul görmüştür.

İslam'da şahsi mabet olmayacağı için de İznik Ayasofya Kilisesi cami olarak Gazi Orhan Bey tarafından vakfedilmiş, İstanbul Ayasofya Kilisesi de aynı mantıkla Fatih Sultan Mehmet tarafından gönderilip vakfedilmiştir. Ayasofyaların yeniden kilise olarak ibadete açılabilmeleri hukuken mümkün olmasa da kanun tanımaz batı için ikinci bir yol vardır. Şöyle ki Ayasofyalar artık imparator malı değil vakıf malıdırlar. Dolayısıyla gerek İstanbul'un gerek İstanbul'da Bu mabetler vakıf alı olarak cami hürriyetinde hizmet vermek zorundadırlar. Fakat yine de batıya göre Ayasofyalarda ayın yapılması ve de bunların yeniden kiliseye döndürülmeleri onlar için Bizans'ın dirilttirilmesi olarak kabul görür. Onlara göre Bizans'ın kutsal mirası ve de tacı Ayasofyalardadır. İşte bu sinsi siyasi anlayışları gereği Cumhuriyet'in kuruluş yıllarından itibaren yapmış oldukları Ayasofya hamleleri boşa çıkartılıyor.

Ne Osmanlı ne de Genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti Papa'nın Ayasofya ziyaret taleplerine izin vermemiştir. Fakat yine başarılı olamamıştı. Yeni Papa 14. Leo bir önceki papadan vasiyet olarak aldığı İznik ve İstanbul ziyaretinde Ayasofya'da ayın yapmak istemişse de bu talebi kibarca geri çevrilmişti. Tabi ki burada İznik Belediye Başkanı Mehmet Kağan Usta'nın "USTA"ca manevrasının da etkisi büyük olduğu diyebiliriz. Ev sahibi olmanın gerekliliği kapsamında İznik Belediye Başkanı Mehmet Kağan Usta papa ziyareti için ev sahibine yakışır bir hazırlık yapmış. Papa ve beraberindekilerin güvenliği onlara gösterilecek Türk ev sahipliği konusunda hiçbir şey eksik etmemişti. Her şey resmi protokol kuralları içinde hazırlanmış, Papa'nın ziyaret talebine de olumlu cevap verilmişti. Tek şartla ki ziyaret programında Ayasofya yer almayacak, İznik gölünün çekilmesiyle ortaya çıkan Bazilika ziyaret edilecekti.

Papa ve beraberindeki heyet İznik'te birkaç gün geçirmek isterlerse de Türk ev sahipliğine yaraşır şekilde misafir edileceklerdi. Bu mesaj aylar öncesinden İznik'e gelen Papa'nın kardinal heyetine kibarca iletilmişti. Buna rağmen bir önceki Papa dahil Haçlı batı'nın Ayasofya inatları bitmeyecek, her seferinde yeni yöntemler deneyeceklerdi.

KAĞAN BAŞKAN, PAPA ZİYARETİ ÖNCESİ İZNİK'İN KADİM TÜRK ŞEHRİ OLDUĞUNU DÜNYAYA İLAN ETTİ.

Kuru ve hamasi duygularla olaylara müdahale etmek yerine bilgelikle müdahale olmayı tercih eden İznik Belediye Başkanı Kaan Mehmet Usta, yıllardır planlanan, Papa'nın İznik ziyareti öncesinde yapmış olduğu çalışmalarla adeta dünyaya İznik'in kadim Türk İslam kenti olduğunu ilan etti.

Öncelikli olarak İznik ve Anadolu'nun manevi mimarlarından Eşrefoğlu Rumi Hazretleri'ni öne çıkaran çalışmalara imza atan Kaan Başkan, böylece unutulmak istenen İznik'in manevi mirasını yeniden gündeme taşımış oldu. işe işgal altında olan Eşrefoğlu Rumi Camii ve Eşrefiye Metresi'ni özgürlüğüne kazandıracak hamlelerle başlayan Başkan Usta, Eşrefoğlu Rumi Camii Vakfiyesine ait fakat zamanla işgal edilmiş alanları istimlak ederek Eşrefoğlu Rumi Camii ve Metresi'ne soluk aldırmıştı. Sonrasında her yıl geleneksel hale getirilen Eşrefoğlu Rumi Hazretleri'nin anma forumlarıyla başta İznikliler olmak üzere tüm dünyaya İznik'in manevi sahibinin kim olduğunu gösterecek çalışmalara imza atan Başkan Usta, İznik'in kadim Türk kenti olduğunu göstermek için de uluslararası göçebe oyunlarının başkenti olarak İznik'in seçilmesini sağladı.

Başkanlığını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın yaptığı Okçular Vakti Öncülüğü'nde ve de İznik Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen Uluslararası Göçebe Oyunları Şenliği, yeniden ve de kalıcı bir şekilde İznik'in Türk dünyasının kalbi olduğu dünyaya ilan edilmiş oldu. Bu çalışmalarıyla denilebilir ki Papa ziyareti öncesindeki İznik'i Eûz-i Besmele ile süsleyen Kağan Başkan "USTA"ca bir yöntemle Papa'nın planını boşa çıkardı.

İZNİK'İN EÛZ-İ BESMELE'Sİ EŞREFOĞLU RUMİ HAZRETLERİ

Turan taktiği ya da kurt kabanı da denilen Türklerin savunma ve savaş stratejisinin değişmez hamlesi İznik'te de zaferle sonuçlanmış. FETÖ yapılanmasının öncülüğünde iyice zirveye çıkan İznik'in Hıristiyanlığın merkezi yapma hamlesi Başkan Mehmet Kağan Usta ve ekibinin "USTA"ca hamleleriyle boşa çıkarılmıştı.

Dahası boşa çıkarılmakla kalmamış, İznik'in değişmez bir şekilde kadim Türk İslam kenti olduğu bilinçli bir bilinci her kesime kabul ettirilmişti. Aslında her zaman geçerli olan altın kural zaten Kur'an'ın hak geldi, batıl zahir oldu ayetiyle de değişmez hale gelmişti. Belediye Başkanı Mehmet Kağan Usta ve çalışma arkadaşları başkalarının yaptığı gibi karanlığa sövmek yerine ışık yakmayı tercih ettiler. Aradıkları ışık da zaten uzakta değildi. Anadolu tasavvufunun öncülerinden ilim, fikir, gönül ve maneviyat evlerinden eşref olduğu Rumi Hazretleri aldığı manevi işaret gereği İznik'e yerleşmiş ve de İznik halkının zulmüne rağmen son nefesine kadar çalışmalarının merkezini İznik olarak seçmişti. Kayınbabası Hacı Bayram Veli Hazretlerinden aldığı tasavvuf ve nefis terbiyesi eğitiminde öyle bir hale gelen Eşrefoğlu Rumi Hazretleri hocasına evladım bende olan ilimlerin tamamını yuttun.

Artık bende seni doyurabilecek bir ilim kalmadı. Sen en iyisi zamanın kutbu olan Kadiri Meşayihlerinden Hüseyin Hamavi Hazretlerine git. ancak onun maneviyatı duyurabilir, sözünü söyletecektir. Hocasının emri üzerine hemen yola giren Eşrefoğlu Rumi Hazretleri haftalar süren seyahati sonrasında Hama'ya varır ve doğruca hiç dinlenmeden Hüseyin Hamavi Hazretlerinin dergahına varır. Beklenen yar gelmiş, aşık maşukuna kavuşmuştur. Zeyn Hamavi Hazretleri uzun yoldan gelen misafirini hoşbeş bile etmeden, soluklanmasına fırsat tanımadan, ''Evladım nerede kaldın? Günlerdir yolunu gözden olduk. Hemen halvethaneye gir.'' deyip Eşref Oğlu Rumi Hazretlerini hamurdan ekmek haline dönüştürecek çilehaneye atar. 40 gün erbainini tamamlayan Eşrefoğlu Rumi Hazretleri Anadolu'ya Şah Abdülkadir Geylani Hazretleri'nin ve de Ehli Beyt-i Resul'ün nefesini taşımakla görevlendirilir.

Tasavvufun merkez adresi olan Kadiriliğin Eşrefiye Kolunu kurarak Anadolu Halkına İznik Merkezine serdiği  postu üzerinden irşad eden Eşrefoğlu Rumi Hazretleri halende gül kokulu gönül olarak irşadına devam etmektedir.

Eşrefoğlu al haberi. Bağçe biziz gül bizdedir. Biz de Mevlâ'nın kuluyuz. Yetmiş iki dil bizdedir.'' Dizeleriyle de dil ve ırk ayrımı yapmadan irşad etmeye devam ediyor.

Hazretin eserleri arasında yer alan Müzekkin Nüfus gerçek tasavvuf ehlinin rehber eserleri arasında yer alır. Üniversitelerde Eşrefoğlu Rumi kürsüleri kurulup Hazretin irşad felsefesinin derinlemesine anlatılması gerekir. Onun adının anılması bile milletimiz üzerinde kötü emelleri olanları geri püskürtmeye yetmektedir.

Denilebilir ki şeytanın en korktuğu kelime Euzu Besmele tam manasıyla Eşrefoğlu Rumi Hazretlerinde tecelli ettiği için şeytani hesaplar içinde olanlara karşı en güzel savunma Eşrefoğlu Rumi Hazretlerinin manevi yönünü ve de temsil ettiği Ehlibeyt Kokusunu ortaya çıkarmaktır.

Bu yönüyle İznik halkı hem büyük bir sorumluluk ve de vebal altındadırlar Hem de böylesine büyük bir onuru taşımaktadırlar. Asırlardır gönül ehli İznik anıldığında Eşrefoğlu Rumi Hazretlerini, Eşrefoğlu Rumi anıldığında da İznik'i hatırlarlar.

Bu vesileyle İznik'te Eşrefoğlu Rumi Hazretlerini öne çıkaran çalışmalara imza atan Kağan Mehmet Usta ve ekibine yürekten teşekkür ederim.

Adının hakkını veren Kağan Başkanın bu çalışmaları yalnız bırakılmamalı, İznik esnafının beklediği turizm ve ticareti papazlardan, hahamlardan medet ummadan Müslüman Türk halkı yerine getirmelidir.

Yıllardır Mevlana Hazretlerinin ekmeğini yiyen Konya halkı Eşrefoğlu Rumi Hazretlerini ziyarete gelenleri kıskanır hale gelmelidir.

Basından siyasilere, kamu görevlilerinden sanatçılara, çiftçisinden esnafına kadar İznik Halkı bir bilek bir yürek olursa çok kısa zamanda İznik yerli turizmle bile şaha kalkar.

Yeter ki Eşrefoğlu Rumi Hazretlerinin maneviyatının İznik'te huzur bulacağı işler yapalım. Alkol, uyuşturucu, fuhuş ve benzeri şeyler ile değil, ilimle, edeple, zikirle, ibadetle ve hayır hasenat ile anılan bir İznik huzurun da merkezi olur.

Gayret bizden inayet Allah'tan.

Siyasi körlük ve bağnazlıkla değil anlayış ve hoşgörü ile birbirimizi anlamaya çalışalım.

Zorlaştırmadan kolaylaştırmak, boş söz yerine yapıcı bir anlayışla olaylara yaklaşırsak özlenen İznik ile sadece İznik değil Bursa'mızda eski manevi kimliğine kavuşmuş olur.

Hakikate adanmış hayatların sahiplerine ve onların yolundan gidenlere selam olsun.

13 Aralık 2025 Cumartesi. İrfan Aydın/Hüseyni

 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.