HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 18 ARALIK 2025, PERŞEMBE

DEFTERİN SAHİBİ ESNAFTIR: ÜÇ YIL ÖNCE DOĞRUYU SÖYLEYEN TURGAY DURMUŞ HAKLI ÇIKTI

18.12.2025 11:14
DEFTERİN SAHİBİ ESNAFTIR: ÜÇ YIL ÖNCE DOĞRUYU SÖYLEYEN TURGAY DURMUŞ HAKLI ÇIKTI
DEFTERİN SAHİBİ ESNAFTIR: ÜÇ YIL ÖNCE DOĞRUYU SÖYLEYEN TURGAY DURMUŞ HAKLI ÇIKTI
Bazı gerçekler vardır; ilk yazıldığında rahatsız eder, itirazla karşılanır, hatta hedef alınır. Ama zaman geçer, sis dağılır ve o gerçekler en sonunda herkesin önüne resmî evrak olarak konur. Orhangazi Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Turgay Durmuş'un üç yıl önce dile getirdiği ve kamuoyuna ilk kez gazeteci-yazar Muharrem Değirmen tarafından haberleştirilerek gündeme taşınan mesele, bugün tam olarak bu noktadadır. Resmî Gazete'de karşılık bulan düzenleme, dün Orhangazi'de "olmaz", "yetki gaspı", "mesleğe darbe" diye ayağa kalkanların aslında neyi savunduğunu da bütün çıplaklığıyla ortaya koymuştur.
Bu konuyu ilk kez haber yapan Muharrem Değirmen, üç yıl önce açık bir gerçeği yazdı: Küçük esnaf, defter parası adı altında ağır ve sürdürülemez bir mali baskı altındaydı. Gerçek usule geçen esnaf için muhasebe hizmeti, makul bir mesleki karşılık olmaktan çıkmış; zorunlu, kaçınılmaz ve çoğu zaman fahiş bedellerle dayatılan bir yüke dönüşmüştü. Bu haber, bir dedikoduya değil, sahadaki somut tabloya dayanıyordu. Esnaf konuşuyor, rakamlar konuşuyor, mağduriyet bağırıyordu.
Turgay Durmuş bu haberi sahiplenen, arkasında duran ve sözünü büyüten isim oldu. Sadece şikâyet etmedi, çözüm üretti. Oda bünyesinde muhasebe birimi kurdu. Esnafın yaşadığı mağduriyeti kayıt altına aldı. Defter parası üzerinden kurulan düzenin küçük esnafı nasıl boğduğunu somut biçimde ortaya koydu. Yani mesele bir fikir tartışması olmaktan çıktı, uygulamaya dönüştü.
İşte rahatsızlık tam da bu noktada başladı.
Bazı muhasebeci çevreleri gerçeğe cevap vermek yerine refleks göstermeyi tercih etti. Konu esnafın hakkı olmaktan çıkarıldı, bilinçli biçimde "meslek alanı savunması"na dönüştürüldü. Sert açıklamalar yapıldı, ithamlar savruldu, hedef gösterildi. Turgay Durmuş'a haddini bilmesi söylendi. Bu meseleyi haberleştiren gazetecilere de aynı şekilde saldırıldı. Çünkü gerçek konuşuldukça asıl soru büyüyordu: Bu defter paraları gerçekten neyin karşılığıydı?
Bu soruya cevap vermek yerine bağırmayı seçtiler.
Eleştiriye karşı savunma üretmek yerine saldırdılar.
Esnafın cebinden çıkan parayı değil, kendi konfor alanlarını korudular.
Aradan üç yıl geçti. Bugün gelinen noktada, devletin aldığı karar hem Turgay Durmuş'un duruşunu hem de bu konuyu ilk kez kamuoyuna taşıyan gazetecilik refleksini doğrulamıştır. Dün "imkânsız" denilen model, bugün uygulanabilir bulunmuştur. Dün "mesleğe darbe" diye sunulan yaklaşım, bugün kamunun resmî düzenlemesi haline gelmiştir.
Artık kimse kelimeleri eğip bükmesin.
O gün Turgay Durmuş'a saldıranlar yanıldı.
O gün bu gerçeği yazan gazeteciyi hedef alanlar yanıldı.
O gün esnafın feryadını küçümseyenler yanıldı.
Ve bugün bu yanlış, hiçbir polemiğe gerek kalmadan ortaya çıkmıştır.
Daha da ibretlik olan şudur: Bazı muhasebeci odalarının hâlâ disiplin tehdidi savurur gibi açıklamalar yapması, meselenin hâlâ özüyle yüzleşilmediğini göstermektedir. Hukukun açtığı bir alanı korku diliyle kapatmaya çalışmak, meslek onuru değildir; açık bir çıkar refleksidir. Meslek itibarı, tehdit cümleleriyle korunmaz. Esnafı sıkıştırarak saygınlık inşa edilemez.
DÜZENLEME NE GETİRİYOR, NE GETİRMİYOR
Tebliğin omurgası, VUK Genel Tebliği (Sıra No: 486) üzerinde yapılan değişiklikle, 1 Ocak 2026'dan itibaren gerçek usule geçecek ve işletme hesabı esasına göre defter tutacak mükelleflerin Defter-Beyan Sistemi işlemlerinin meslek odaları/birlikler tarafından yürütülebilmesini düzenliyor.
Bu düzenleme, "esnafın muhasebe düzeni serbest kalıyor" anlamına gelmiyor. Aksine, Defter-Beyan Sistemi üzerinden işlemlerin daha erişilebilir ve daha yönetilebilir bir zeminde sürdürülmesi hedefleniyor. Esnaf açısından "tek muhatap, daha az bürokrasi, daha öngörülebilir maliyet" vaadi öne çıkıyor.
BURSA SMMM ODASI DUYURUSU: UYARI MI, BASKI MI?
Tam da bu noktada Bursa Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası'nın (BSMMMO) disiplin uyarısı tartışmayı büyüttü. Basına yansıyan içerikte, Resmî Gazete'de yayımlanan düzenleme sonrasında herhangi bir meslek odasıyla anlaşma yapacak Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler hakkında disiplin işlemi uygulanabileceği yönünde bir hatırlatma/uyarı yer aldı.
Burada hukuken kritik soru şudur: Mevzuatın açtığı bir alan, mesleki disiplin tehdidiyle fiilen daraltılmaya mı çalışılıyor? Eğer bir meslek mensubu, düzenlemenin tanıdığı çerçevede ve kendi mesleki sorumluluk sınırları içinde hareket ediyorsa, "işbirliği" kavramı hangi somut fiille disiplin konusu yapılacak? Disiplin hukuku, yorumla genişletilip piyasa düzenleyici bir enstrümana dönüştürülürse, bu durum mesleğin itibarını korumak yerine mesleği tartışmanın merkezine taşır.
Bu uyarının bir başka sonucu daha var: Esnafın "alternatif kanalla hizmet alma" ihtimaline karşı, piyasada bir korku iklimi oluşursa rekabet değil, tekelleşme konuşulur. Tekelleşme konuşulursa da kamu vicdanı şu soruyu sorar: Bu refleks, mesleğin kalitesini mi koruyor; yoksa gelir kalemlerini mi?
Bu yazı bir meslek grubuna topyekûn saldırı değildir.
Ama çok net bir gerçeğin altını kalın çizgilerle çizmektedir:
Küçük esnaf kimsenin gelir kapısı değildir.
Defter, bir baskı aracına dönüştürülemez.
Alın teri üzerinden kurulan hiçbir düzen kalıcı değildir.
Turgay Durmuş'un yaptığı şey budur.
Muharrem Değirmen'in yaptığı gazetecilik de budur.
Gerçeği zamanından önce söylemek.
Bedelini ödemeyi göze almak.
Ve sonunda haklı çıkmak.
Bugün tablo nettir:
Üç yıl önce doğruyu yazan ve söyleyenler kazanmıştır.
Bağıranlar susmuştur.
Gerçek yerini bulmuştur.
Defterin sahibi esnaftır.
Ve bu gerçeği artık kimse değiştiremeyecektir.
3.GÖZ HRA ÖZEL HABER
 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.