HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 07 EKİM 2025, SALI

Demirtaş’sız DEM Derin Devletin Maşası Olmaktan Öteye Gidemez

06.10.2025 15:19
Demirtaş’sız DEM Derin Devletin Maşası Olmaktan Öteye Gidemez
Demirtaş’sız DEM Derin Devletin Maşası Olmaktan Öteye Gidemez
Türk siyasetinde esen derin rüzgarlar, partilere eksen kayması yaşatırken rakip gördükleri liderleri oyun dışına atmaya çalışan bir yapıyı da beraberinde getiriyor. Türkiye'nin NATO ile yakınlaşmasıyla kurumsal kimlik kazanan Gladio, 1950'li ve 60'lı yıllara kadar devletin çeşitli kademelerine nüfuz etmeyi başardı.

1980 darbesiyle birlikte kendisine yeni ve meşru bir kulvar bulan Gladio, darbe sonrasında ağlarını iyice genişletti. 1980'lerin sonunda ve 1990'lı yıllarda bu yapının meyveleri, karanlık cinayetler ve faili meçhullerle kendini gösterdi. Ülkeyi aydınlığa taşıyabilecek birçok aydın, gazeteci ve siyasetçi birer birer hedef alındı.

Derin devlet yapılanması, PKK terör örgütünü sahaya sürüp içeride uyuşturucu, mafya, siyaset, medya ve terör beşlisiyle birlikte ülke yönetimini kontrol altına almaya çalıştı. Toplumda algı yönetimi için de medya araçlarını devreye soktu. Kurtlar Vadisi, Şubat Soğuğu gibi diziler aracılığıyla milli kahramanlar hain, hainler ise kahraman olarak gösterildi.

Susurluk kazasıyla açığa çıkan bu derin yapılanma, halktan büyük tepki görünce gücünü bir süreliğine kaybetti. Ancak bu defa FETÖ ve benzeri sapkın tarikat-cemaat yapıları üzerinden yeniden güç kazandı. 15 Temmuz'da Türk milletinin gösterdiği direniş, Gladio'nun planlarını bir kez daha boşa çıkardı. O günden sonra kendi iç hesaplaşmasına giren bu yapı, Sedat Peker'in ifşalarıyla daha da köşeye sıkıştı.

Bugün "toplumsal barış süreci" adı altında yeniden sahneye çıkmaya çalışan Gladio artıkları, infaz yasasını Öcalan affına ve toplumsal barışı da Selahattin Demirtaş'sız bir DEM hayaline bağlamaya çalışıyor. Oysa infaz yasasının PKK ve Öcalan açılımına kurban edilmesi ne kadar hatalıysa, Demirtaş'sız bir "dem" hayali kurmak da o kadar tehlikelidir.

Bu yaklaşım, yalnızca Gladio'nun yeniden güç kazanmasına hizmet eder. Sonuçta bu gidişat, İsrail'in "Arz-ı Mev'ud" inancı doğrultusunda Türkiye'nin üniter yapısının zayıflatılması ve federatif sisteme geçilmesi hedefini besler. Bu nedenle, yeni anayasa tartışmalarını ve barış süreci söylemlerini yalnızca siyasi bir süreç olarak değil, aynı zamanda derin planların yeni perdesi olarak da görmek gerekir. İrfan Aydın Özel Haber / 3. Göz HRA

 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.