HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 29 TEMMUZ 2025, SALI

Sendika Aidatı: Emekçinin Sırtındaki Görünmez Yük

29.07.2025 00:00
"Emek en yüce değerdir!" Bu söz, her işçinin alın teriyle yoğrulmuş bir hakikati ifade eder. Ancak bugün, Türkiye'nin dört bir yanındaki yüz binlerce işçi, bu yüce değerin gölgesinde bir çelişkiyle karşı karşıya: Ortada sözleşme yok, ama sendika aidatları tıkır tıkır kesiliyor! 600 bin işçi, 230 günden fazla süredir toplu iş sözleşmesi beklerken, ne zam ne de sosyal haklarda iyileşme görüyor. Buna rağmen, sendikalar işçinin cebinden kesintiye devam ediyor. Üstelik, sözleşmeler nihayet imzalandığında, geriye dönük artacak aidat farkları da işçinin maaşından kesilip alınacak. Peki, bu ne kadar ahlaki, ne kadar vicdani?

Sendikalar, işçinin hakkını savunmak için var. En azından öyle olması beklenir. Ancak, grev hakkı olmayan, toplu sözleşmesi askıda kalmış, hatta sendikaya üye bile olmayan işçilerden aidat kesilmesi, "emek" kavramının ruhuna ne kadar uygun? Sendika, işçinin alın terini koruma misyonunu ne ölçüde yerine getiriyor, eğer bu kesintiler bir yük haline gelmişse? Sorular ağır, cevaplar ise vicdanlarda yankılanıyor.

Bir yanda işçiler, "Zam alacağız, sosyal haklarımız düzelecek" umuduyla bekliyor. Öte yanda, sendikalar bu bekleyişi bir gelir kapısına çevirmiş gibi görünüyor. Sözleşme olmadan, işçinin cebinden kesilen her kuruş, adeta bir "hizmet bedeli" gibi algılanıyor. Ama hangi hizmet? Grev hakkı olmayan bir yerde, işçinin sesini duyurmak için ne yapılıyor? Sendikalar, işçinin alın terini savunmak yerine, onun sırtına ek bir yük mü bindiriyor?

Düşünün: Bir işçi, sabahın köründe kalkıyor, saatlerce alın teri döküyor, evine ekmek götürmek için didiniyor. Ama maaş bordrosuna baktığında, sendika aidatının kesildiğini görüyor. Ne için? Henüz var olmayan bir sözleşme için! Dahası, sözleşme yapıldığında, geriye dönük aidat farkları da işçinin maaşından kesilecek. Bu, işçiye "Sen bekle, ama biz alacağımızı alalım" demek değil mi? Bu sistem, kimin çıkarına hizmet ediyor? Sendikanın mı, işverenin mi, yoksa gerçekten işçinin mi?

Kaybeden ne sendika ne de işveren. Kaybeden, her zaman olduğu gibi işçi. 230 günü aşkın süredir sözleşme bekleyen 600 bin emekçi, sadece zam ya da sosyal haklar için değil, aynı zamanda adalet için bekliyor. Sendikaların, işçinin alın terine sahip çıkması gerekirken, onun cebine el uzatması, emekçinin güvenini sarsıyor. Bu durum, sendikal hareketin ruhuna da zarar veriyor. Çünkü sendika, işçinin sesi olmalı; onun sırtında bir yük değil.

Peki, çözüm ne? Öncelikle, sendikaların şeffaf ve hesap verebilir bir yapıya kavuşması şart. Aidatların, işçiye somut bir fayda sağlamadan kesilmesi kabul edilemez. Sendikalar, işçinin haklarını savunurken, onun cebine el uzatmaktan kaçınmalı. Grev hakkı olmayan yerlerde, işçiden aidat almak yerine, bu hakkı elde etmek için mücadele edilmeli. Ve en önemlisi, işçinin sesi, sendika masalarında yankılanmalı; bürokratik bir engele takılmamalı.

 "Emek en yüce değerdir" dedik ya, işte bu değer, sadece sözde değil, özde de korunmalı. İşçinin alın teri, ne işverenin ne de sendikanın kasasına hapsolmamalı. Bu mesele, sadece işçilerin değil, siyasilerin, sendikacıların ve toplumun vicdanına bırakılmalı. Çünkü emek, sadece bir slogan değil, bir insanın hayatıdır, ekmeğidir, onurudur. Ve bu onur, hiçbir kesintiye sığmaz.

Soru şu: İşçinin sırtındaki bu yükü kaldırmak için daha ne kadar beklenecek? Emekçinin vicdanı, bu sorunun cevabını bekliyor.



Canım Kardeşim Muharrem,

Güzel annen Kadriye Teyzemizi kaybettiğini öğrendiğimden beri içim paramparça. Senin ona nasıl sımsıkı bağlı olduğunu, her işinin başında onun duasını istediğini, en ufak sıkıntında bile ilk ona koştuğunu biliyorum. Bu yüzden bu acının senin yüreğinde ne kadar derin bir yara açtığını tahmin etmek bile insanın boğazını düğümlüyor.

Annen bizim de annemiz gibiydi, hepimize yüreği açıktı, sıcak bir tebessümü, hayır duası vardı. O gitti ama duaları hâlâ seninle, kalbimizdeki yeri hep baki kalacak. Bundan sonra o tertemiz ismi senin güzel işlerinle, tertemiz kalbinle yaşamaya devam edecek kardeşim.

Ben senin bir ablan olarak bil ki her zaman yanındayım. Acını paylaşmak, yükünü hafifletmek için ne zaman bir şeye ihtiyacın olursa buradayım. Rabbim Kadriye Teyzemize rahmet etsin, mekânını cennet eylesin. Senin de kalbine sabır, dayanma gücü versin.

Başın sağ olsun canım kardeşim Muharrem. Sakın unutma; bu dünyada senin bir ablan var, iyi günde de kötü günde de yanındayım. Allah annenin mekânını nurla doldursun, seni de her daim ayakta tutsun.

Ablan Özge DEMİR

 
Özge DEMİR / diğer yazıları
•Sendika Aidatı: Emekçinin Sırtındaki Görünmez Yük 29 00:00:00.07.2025
•TCK 158 Mağdurları: Adaletin Gölgesinde Ezilen Hayatlar 25 00:00:00.06.2025
•Emirhan’ın Çalınan Nefesi: Bir Annenin Adalet Feryadı 18 00:00:00.06.2025
•OYAK’a Eleştirel Bir Bakış 18 00:00:00.05.2025
•Esrarengiz Saldırı: Gazetecilik mi Hedef Alındı? 05 00:00:00.05.2025
•Erdoğan Esmer Neden Aramızda ? 22 00:00:00.04.2025
•Pınar Bulunmaz Davası: Adalet Arayışı ve Gölge Oyunları 14 00:00:00.04.2025
•PINAR İNTİHAR ETMEDİ ! 18 00:00:00.02.2025
•Üniversiteli İşçiler Kim? Ne İstiyorlar ? 15 00:00:00.01.2025
•Suriye’de Alevilere Yönelik Tehditler ve Mezhepsel Çatışmanın Derinleşen İzleri 25 00:00:00.12.2024
•Herkes Kendi Derdine Yansın 29 00:00:00.07.2024
•ETT DERNEK BAŞKANI KADEMELİ EMEKLİLİK ŞART DEDİ 31 00:00:00.05.2024
•Mustafa Batuhan Güleç Nerede ?  12 00:00:00.05.2024
•Emekli Astsubaylar Temad Engeline Takıldı! 18 00:00:00.04.2024
•NE YAPMAK GEREKİR ? 18 00:00:00.04.2024
•Emekçiler için Açık Mektup  27 00:00:00.03.2024
•'İMAR BARIŞI' MAĞDURİYETİ 08 00:00:00.11.2023
•ÖĞRETMENİNE SAHİP ÇIK! 17 00:00:00.10.2023
•Rızkını Alın Teriyle Kazanan Bir Kadın PİLAVCI ABLA 12 00:00:00.10.2023
•Çocuğun Boğazından Kısarak Tasarruf Olmaz ! 26 00:00:00.09.2023
•Karma Eğitimi Bahane Etmeyin! 06 00:00:00.09.2023
•Romantik Aşık Nazım 16 00:00:00.08.2023
•Kadının adı sabır 10 00:00:00.08.2023
•ÇOCUK İSTİSMARLARINDAN SİYASİLER SORUMLUDUR! 03 00:00:00.08.2023
•İRFAN AYDIN! 28 00:00:00.07.2023
•SİZİN HİÇ OĞLUNUZUN MEZARI ÇALINDI MI ?  28 00:00:00.07.2023
•SİZİN HİÇ OĞLUNUZUN MEZARI ÇALINDI MI ?  28 00:00:00.07.2023
•KADINLAR NAFAKA ALMASIN 27 00:00:00.06.2023
•Maslow ihtiyaçlar hiyerarşisi kurucusu 12 00:00:00.06.2023
•GEMLİK SENİ SEVİYOR AYŞEN VURAL 01 00:00:00.05.2023
•AFFI MAFFI OLMAZ! 18 00:00:00.04.2023
•NEDEN ADAY OLDUM? 20 00:00:00.03.2023
•Hayat Bir Mağara Alegorisi 13 00:00:00.03.2023
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.