HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 31 EKİM 2025, CUMA

SİGARAYI BIRAKANLARA BAŞARI BELGESİ VERİLDİ

21.12.2023 16:12
SİGARAYI BIRAKANLARA BAŞARI BELGESİ VERİLDİ
SİGARAYI BIRAKANLARA BAŞARI BELGESİ VERİLDİ
Yıldırım İlçe Sağlık Müdürlüğü 1 No'lu Sağlıklı Hayat Merkezi'nde sigara bırakma polikliniğine başvurarak sigarayı bırakan danışanlarına başarı sertifikası verdi. 

 Yıldırım İlçe Sağlık Müdürlüğü'nde düzenlenen programa; Yıldırım Kaymakamı Metin Esen, Halk Sağlığı Hizmetleri Başkan Yardımcısı Uzm. Dr. Tayfun Alperen Esgin, Yıldırım İlçe Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Ferhat Ekinci ile sağlık personelleri ve danışanlar katıldı. Merkezin sigara bırakma polikliniğine başvurarak sigarayı bırakan danışanlar, sigarayı bırakma süreçlerini ve yeni hayatlarındaki tecrübelerini birbiriyle paylaştılar.

 22 yıllık sigara kullanımı sonucunda kalp krizi geçirip ardından sigara bırakma polikliniğine başvuran merkez danışanlarından Erkan Sever (43), burada gördüğü tedavi sonrasında 17 aydır sigara içmediğini, bu sürenin sonucunda yeni bir hayata başlamış gibi hissettiğini belirtti. Sigara kullandığı zamanlarda günde yaklaşık 2-3 paket sigara içtiğini belirten Sever, "Sigarayı bırakmayı düşünüyordum fakat bu sadece düşüncelerle olmadı. 22 yıl günde 2-3 paket olacak şekilde sigara içtim, bunun neticesinde sağlığımın bozulduğunu anlayamadım, ve damarlarım tıkandı, ciddi bir kalp krizi geçirdim. Ardında yoğun bakımda 13 gün kadar yattım" dedi.

 Yoğun bakımda yaşadıklarının ardından sigarayı bırakmaya karar verdiğini ifade eden Sever, " Bu kararı verdikten sonra ilk olarak 171'i aradım. Burada merkezdeki sigara bırakma polikliniğinden yardım alabileceğimi öğrendim. Merkezdeki doktorum ile hem ilaçla, hem de psikolojik destekli bir tedaviye başladık. Bu sürecin sonunda 16-17 aydır sigara içmiyorum. Herkesin sigarayı bırakabileceğine inanıyorum" şeklinde konuştu.

 'Çocuklarım ve Ailem Daha Mutlu'

 Sigarayı bıraktıktan sonra eski sağlığına kavuşmayı başladığını vurgulayan Sever, "Bıraktıktan sonra nefes almam değişti, koşmam değişti, konuşmam değişti. Ağız kokusu da olmuyor. Çocuklarım bunu görüyor ve bu halimden daha mutlular. Sigarayı bırakmak o kadar zor bir şey değil, yeter ki bunu isteyin. Ben bıraktıysam herkes de bırakabilir, çünkü ben gerçekten ciddi bir içiciydim. Bundan sonra içmeyeceğim, gençlere de lütfen sigara içmesinler diyorum" ifadelerini kullandı.

 'Hem İlaçlı Hem de Psikolojik Destek Veriyoruz'

 Yıldırım 1 No'lu Sağlıklı Hayat Merkezi sigara bırakma polikliniği sorumlusu Dr. Azize Selçuk Çelebi, sigarayı bırakmak isteyen vatandaşlara hem psikolojik destek verdiklerini hem de ilaçlı tedavi yaptıklarını söyledi.  Sigara içenlerin genel olarak sigarayı bırakmak istediklerini ancak cesaret edemediklerini vurgulayan Dr. Selçuk", Sigara kullanıcıları kendilerine inansınlar ,biraz çabayla ve bizim vereceğimiz desteklerle sonuca ulaşabilirler. Hastanelerde ya da Sağlıklı Hayat Merkezlerinde bulunan Sigara Bırakma Polikliniklerine başvurabilirler" şeklinde konuştu.



VİDEO LİNKİ:

https://wetransfer.com/downloads/bf0e961c72f5158371ebd47caf152c9420231221074157/99aab5be67319f24276ea45e4021374b20231221074217/c202aa
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Bir ülkenin gerçek yüzü, sokaklarındaki düzenle, meydanlarındaki bayraklarla değil; en savunmasız insanlarına nasıl davrandığıyla ölçülür. Bugün bu ülkede, Aydın Söke Açık Cezaevi’nde, sessizce tükenen bir hayat var: Öztürk K. Öztürk K. %75 engelli. Talesemi majör hastası, aynı zamanda tip 1 diyabetli. Yani yaşamı boyunca düzenli kan nakline, insüline ve hijyenik ortama ihtiyaç duyan bir insan. Yürüyerek girdiği cezaevinde bugün artık yatalak hale gelmiş durumda. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, yürüyemiyor, elleri titriyor, bilinci kimi zaman gidip geliyor. Ve o hâlâ orada, duvarların arkasında “infaz” adı altında yaşam mücadelesi veriyor. Cezalandırmak, bir toplumu düzen içinde tutmanın aracıdır, denir. Ama insan onurunu korumayan bir ceza, artık adaletin değil, intikamın alanına girer. Bugün Türkiye’de, “hasta mahpuslar” başlığı altında yüzlerce insan, fiilen ölüm cezasına mahkûm edilmiş durumda. Her rapor “cezaevinde kalamaz” dese de, her dilekçe “uygun değildir” gerekçesiyle geri dönüyor. Peki, neye uygun değildir? Bir insanın yaşamasına mı? Bir devletin vicdanına mı? Öztürk K.’nin kardeşi, “Yürüyerek girdi, şimdi nefes bile alamıyor. Kimse duymuyor” diyor. Oysa devlet, her yurttaşının yaşam hakkını korumakla yükümlüdür — suçlu ya da suçsuz fark etmeksizin. Çünkü yaşam hakkı, hiçbir mahkemenin elinden alamayacağı bir haktır. Cezaevleri, yalnızca demir parmaklıkların ardındaki suçluların değil, dışarıdaki toplumun da aynasıdır. O aynada ne görüyoruz? Gözünü kapatmış bir sistem mi, yoksa el uzatmaya cesaret eden bir toplum mu? Bir devletin adaleti, güçlüye değil, güçsüze gösterdiği şefkatle ölçülür. Öztürk K.’nin durumu bir istisna değil, bir gösterge. Bir ülkenin sağlık sistemi, hukuk düzeni ve vicdanı burada kesişiyor. Ve biz, üçü arasında sıkışmış bir insanın her geçen gün eriyişini izliyoruz. Bu bir siyaset meselesi değil. Bu, insanlık meselesi. Bir insanın yaşamasına yardım etmek, bir partinin, bir ideolojinin, bir grubun meselesi değildir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yetkililere sesleniyorum: Adalet Bakanlığı’na, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne, İnsan Hakları Kurumları’na… Bu bir “dosya” değil, bir hayat. Ve o hayat, gün be gün elimizden kayıyor. Bir insanın ölüme terk edilmesi, hukukun değil, sessizliğin eseridir. Ve biz sustukça, adalet bir kelimeden ibaret kalır. Bir mahkûmun yatağında öylece çürüyüp gitmesi, hepimize dokunmalı. Çünkü bir gün, adaletin terazisi yeniden kurulacak. O gün geldiğinde, belki de en çok şunu sorgulayacağız: “Biz sustuğumuzda kim ölmüştü?”
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.