HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 21 AĞUSTOS 2025, PERŞEMBE

Ekümeniklik İddiası ve Lozan Antlaşması

13.05.2025 00:00
2025 yılı, Hristiyan dünyası için önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilen 1. İznik Konsili'nin 1700. yıldönümüne sahne oluyor. Bu kapsamda, Fener Rum Patriği Bartholomeos'un öncülüğünde İznik'te düzenlenmesi planlanan dini etkinlikler, Türkiye'de geniş çaplı tartışmalara ve protestolara yol açtı.

Milattan sonra 325 yılında Roma İmparatoru I. Konstantin tarafından İznik'te toplanan Birinci İznik Konsili, Hristiyanlık tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Bu konsilde, Hristiyanlık inanç esasları belirlenmiş ve İsa'nın tanrılığı gibi temel konular tartışılmıştır. Fener Rum Patrikhanesi, bu tarihi olayı anmak amacıyla 24-25 Mayıs 2025 tarihlerinde İznik'te bir etkinlik düzenlemeyi planlamıştır. Ancak, bu etkinliğin "ekümenik" sıfatıyla gerçekleştirilmesi, Türkiye'de çeşitli kesimlerin tepkisini çekmiştir.

Fener Rum Patrikhanesi, zaman zaman "ekümenik" unvanını kullanarak kendini uluslararası bir dini otorite olarak tanımlamaktadır. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, bu unvanı tanımamış ve Patrikhaneyi sadece İstanbul'daki Rum Ortodoks cemaatinin dini ihtiyaçlarını karşılayan bir kurum olarak kabul etmiştir.

Lozan Antlaşması'nın 38 ila 45. maddeleri, azınlıkların dini özgürlüklerini güvence altına alırken, Fener Rum Patrikhanesi'nin siyasi bir otorite olarak tanınmasını öngörmemiştir. Bu bağlamda, Patrikhane, İstanbul'daki Rum Ortodoks cemaatinin dini ihtiyaçlarını karşılayan bir kurum olarak kabul edilmiştir.

Fener Rum Patrikhanesi'nin zaman zaman "ekümenik" unvanını kullanması, Türkiye'de hukuki tartışmalara neden olmaktadır. Fatih Kaymakamlığı, yaptığı açıklamada, Patrikhanenin "ekümenik" sıfatının hukuki bir dayanağı olmadığını belirtmiştir. Açıklamada, "Patrikhanenin siyasi-yönetsel açıdan 'ekümenik' vasfı bulunmamaktadır" denilmiştir. Ayrıca, Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nin 2007 tarihli kararında da, Patrikhanenin "ekümenik" olduğu iddiasının yasal bir dayanağı bulunmadığı vurgulanmıştır.

İznik'teki ayin girişimi, çeşitli siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları tarafından protesto edilmiştir. Özellikle katılımcılar Patrikhanenin "ekümenik" iddiasının Lozan Antlaşması'na aykırı olduğunu belirterek, hükümeti bu konuda harekete geçmeye çağırmıştır. Parti yetkilileri, Patrikhanenin Türkiye'nin egemenlik haklarını tanımadığını ve anayasal düzene aykırı faaliyetlerde bulunduğunu ifade etmişlerdir.

Bu gelişmelere karşılık olarak, 10 Mayıs 2025 tarihinde İznik'te büyük bir protesto düzenlenmiştir. İzmit'ten iki otobüsle katılım sağlanan bu protestoya, çok sayıda siyasi parti temsilcisi ve sivil toplum kuruluşu üyeleri katılmıştır. Protestolarda, "Atatürk karşıydı, biz de karşıyız" ve "Ekümenik yalanlara, emperyal hayallere geçit yok" gibi sloganlar atılmıştır. Katılımcılar, İznik Ayasofya Müzesi önünde toplanarak, Fener Rum Patrikhanesi'nin "ekümenik" iddialarına karşı durduklarını ifade etmişlerdir.

Protestoya katılan isimlerden biri de Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi Halkla İlişkiler Sorumlusu Sevgi Erenerol'dur. Erenerol, yaptığı açıklamada, "Bugün o sancağı ben, Papa Eftim'in torunu, Karaman Türklerinin bağrından kopan Sevgi Erenerol olarak, Oğuz Türklerinin bağrından, İznik'ten" ifadelerini kullanarak, Türk milletinin egemenlik haklarını savunduğunu belirtmiştir. Ayrıca, Fener Rum Patrikhanesi'nin "ekümenik" iddialarının, Türkiye'nin içişlerine müdahale anlamına geldiğini vurgulamıştır.

İznik'te düzenlenmek istenen "ekümenik" ayin, bir dini tören görüntüsü altında Türkiye Cumhuriyeti'nin egemenlik haklarına yöneltilmiş siyasi bir meydan okumadır. Fener Rum Patrikhanesi'nin ısrarla uluslararası alanda kendini "ekümenik" yani evrensel bir otorite gibi sunmaya çalışması, yalnızca inançlar arası ilişkiler meselesi değil; doğrudan doğruya bu topraklarda kurulu milli devletin varlığına, hukuki düzenine ve Lozan Antlaşması'na karşı bir tavırdır. Bu durum açıkça kabul edilemez.

Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşundan bu yana kendi iç hukukuna ve millet iradesine dayanan bir egemenlik anlayışını benimsemiştir. Hiçbir dini kurum, bu egemenlik anlayışını delme hakkına sahip değildir. Hele ki yurt dışından destek bulan, dini unvanlar üzerinden siyasi alan açmaya çalışan bir yapının bu ülkede "evrensel otorite" gibi davranmasına göz yumulması, milletimizin tarihsel hafızasına, bağımsızlık ruhuna ve Atatürk'ün çizdiği yola ihanet olur.

Fener Rum Patrikhanesi'nin "ekümeniklik" iddiası, Türk milletinin bin yıllık bu topraklardaki hâkimiyetini ve siyasi bağımsızlığını gölgelemeyi hedeflemektedir. Bu girişim; İznik gibi Türk-İslam medeniyetinin damgasını taşıyan bir şehirde yapılınca, bu niyet daha da belirgin hâle gelmiştir. İznik, bir inançlar arası diyalog vitrini değildir. İznik, Malazgirt'ten bu yana alın teriyle, kanla sulanmış Türk toprağıdır. Bu topraklarda hiçbir kurum, Türkiye'nin izni olmadan egemenliğe dair mesaj veremez.

Protestolarla yükselen sesler, sadece bir ayine değil, bir zihniyete ve niyete karşı duruşun ifadesidir. Türk milletinin feraseti, bu tür sembolik hamlelerin arkasında ne olduğunu çok iyi bilmektedir. Sevgi Erenerol'un protestoda dile getirdiği gibi, bu topraklar Türk milletinin sancağını taşıdığı yerlerdir. İznik, Roma'nın değil, Bizans'ın değil, Türk'ün İznik'idir.

Bugün yapılan mücadele, yalnızca hukuki bir sınır tartışması değil; bu milletin öz benliğine, tarihine ve geleceğine sahip çıkma meselesidir. Bu yüzden Fener Rum Patrikhanesi'nin "ekümeniklik" adı altındaki bu politik ve emperyal hevesleri asla kabul edilemez. Türkiye Cumhuriyeti, Lozan'ın çizdiği sınırlar içinde, laiklik ve egemenlik ilkelerine sahip çıkarak yoluna devam edecektir. Kimsenin bu ülkeye dışardan ayar vermesine, dini bir maske takarak siyasi çıkar elde etmesine izin verilmeyecektir.

Çünkü bu topraklarda son sözü söyleyecek olan, tarih boyunca olduğu gibi yine Türk milleti olacaktır.

 
Enbiya Bakır / 'ZAFER' e Doğru / diğer yazıları
•Depreme Hazırlıksız Orhangazi 20 00:00:00.08.2025
•Yeniköy Sahası Çürürken Kim Seyirci, Kim Sorumlu? 12 00:00:00.08.2025
•Bursa Mitinginde Milli Duruşun Fotoğrafı 05 00:00:00.08.2025
•Orman Yangınları ve Sınıfta Kalan Orman Bakanı 29 00:00:00.07.2025
•Bekir Aydın! Hani sporcunun dostu idin? 24 00:00:00.07.2025
•GENÇLERİN SESSİZ ÇIĞLIĞI: ORHANGAZİ’DE SOSYAL YAŞAM NEREDE? 15 00:00:00.07.2025
•Kerbela ve Hz. Hüseyin’den Öğrendiğim İlk Hakikat 05 00:00:00.07.2025
•GÖZÜMÜZÜN ÖNÜNDE UNUTULAN BİR TARİH ILIPINAR HÖYÜĞÜ 02 00:00:00.07.2025
•Yaşamın Kökü mü, Kârın Dibi mi? 25 00:00:00.06.2025
•Yönetilemeyen İlçe Orhangazi 18 00:00:00.06.2025
•Çocukların Gözlerinde Saklı Bir Milletin Hikayesi 11 00:00:00.06.2025
•Bir Otelin Sessiz İhaneti 29 00:00:00.05.2025
•Bir Milletin Dirilişi ve Gençliğe Emanet Edilen Bir Cumhuriyet 18 00:00:00.05.2025
•Ekümeniklik İddiası ve Lozan Antlaşması 13 00:00:00.05.2025
•Bu Bir Gözdağı mı, Yoksa Sessiz Bir Keşif mi? 05 00:00:00.05.2025
•Milli Egemenlik, Göç Politikaları ve Tehdit Altındaki Türkiye 22 00:00:00.04.2025
•Şehitlerimizi Unutmak İhanettir, Anmak ise Vefa Borcudur! 16 00:00:00.04.2025
•Prof. Dr. Haydar Baş’ı Vefatının 5. Yılında Rahmetle Anıyoruz 14 00:00:00.04.2025
•Adaletin Peşinde: Tarihten Günümüze Adalet Mücadelesi 09 00:00:00.04.2025
•Orhangazi'nin Lojistik ve Depolama Potansiyeli: Değerlendirilmeyi Bekleyen Bir Fırsat 26 00:00:00.03.2025
•Çanakkale’de Kanla Yazılan Destan ve Orhangazi’nin Kahraman Evlatları 16 00:00:00.03.2025
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.