Kadın cinayeti duruşmasında gazeteci hedefte… Takipsizlik verildi

25.09.2025 10:20

Siverek'te görülen kadın cinayeti davasını izleyen gazeteci Özge Demir'e, duruşma sırasında görüntü kaydı yaptığı iddiasıyla soruşturma açıldı. Teknik incelemeler ve resmi raporlarla iddiaların asılsız olduğu ortaya çıkınca savcılık, kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Demir ise "yalan beyanda bulunan polis memuru ve önyargılı tavır sergileyen mahkeme başkanı hakkında suç duyurusunda bulunacağım" dedi.

11 Nisan 2025 tarihinde, Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde görülen Pınar Bulunmaz kadın cinayeti davasında izleyici olarak bulunan gazeteci Özge Demir hakkında "duruşma salonunda sesli ve görüntülü kayıt aldığı" iddiasıyla soruşturma başlatıldı. Ancak yapılan teknik inceleme ve bilirkişi raporları, Demir'in telefonunda herhangi bir kayıt bulunmadığını net şekilde ortaya koydu.

POLİSİN İDDİASI TEKNİK RAPORLARLA ÇÜRÜTÜLDÜ,

Demir'in ifadesine göre, duruşma sırasında polis memuru B.H. telefonu zorla alarak "kayıt yapıldığı" yönünde beyanda bulundu. Ancak Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele biriminin teknik raporunda, telefonda herhangi bir kayıt veya girişim tespit edilemedi. Demir hakkında Siverek Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma, "delil yetersizliği" gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığı kararıyla sonuçlandı.

"YALAN VE İFTİRAYA KARŞI ADALET İÇİN MÜCADELE EDECEĞİM"

Gazeteci Özge Demir, kamu görevlisinin yalan beyanı ile işlem başlatmasının "vahim bir örnek" olduğunu vurgulayarak, hem polis memuru B.H. hem de ilgili mahkeme başkanı hakkında resmî şikayette bulunacağını duyurdu. Demir, karara ilişkin yaptığı kamuoyu açıklamasında şunları söyledi:

11 Nisan 2025 tarihinde Siverek 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Pınar Bulunmaz kadın cinayeti duruşmasında, hakkımda "ses ve görüntü kaydı almak" iddiasıyla başlatılan soruşturma kovuşturmaya yer olmadığı kararı ile sonuçlanmıştır. Dosyada yapılan teknik incelemeler net olarak göstermiştir ki, telefonumda herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Ancak duruşma esnasında, telefonumu zorla elimden alan polis memuru B.H. gerçeğe aykırı beyanda bulunarak şahsımı suçlamıştır. Resmî raporlar ve bilirkişi incelemeleri bu iddiaları tamamen çürütmüştür. Bu durum, bir kamu görevlisinin yalan beyanla vatandaş hakkında işlem başlatmaya kalkışmasının vahim bir örneğidir. Daha da üzücü olan, mahkeme başkanının bu yalan beyana sorgulamadan itibar etmesi, delilleri kontrol etmeden önyargılı bir tavır sergilemesidir. Yargı makamlarının görevi, iddiaları titizlikle incelemek ve gerçeği ortaya çıkarmaktır. Aksi tutum, adaletin tarafsızlığına gölge düşürmektedir. Bu nedenle, gerek görevini kötüye kullanarak hakkımda yalan beyanda bulunan polis memuru hakkında, gerekse görevini tarafsızlık ve hakkaniyet çerçevesinde yürütmeyen mahkeme başkanı hakkında resmî şikayette bulunacağımı kamuoyuna bildiriyorum. Adaletin temeli, gerçeğe ve delile dayanır. Yalan, iftira ve keyfi tavırlarla mücadele etmek yalnızca benim değil, tüm yurttaşların ortak sorumluluğudur."