HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 14 EKİM 2025, SALI

DÜŞÜNÜR KOLEJİ GERÇEĞİ. . .

14.10.2025 00:00
‎Benimde kısa bir süre çalışma fırsatı bulduğum Orhangazi'de bir dönem umutla açılan Düşünür Koleji, aradan geçen kısa sürede beklenen ilgiyi göremedi ve bugun itibarı ile doluluk oranı %30 kapasite ile Eğitim öğretimi sürdürmektedir.

‎Okulun sahipleri ile tanışma fırsatı buldum. Sahiplerinden Burak Sitrava boğazici mezunu oldukça donanımlı ve eğitimde hedefleri olan iyi niyetli bir insan.

‎Okula gelince daha önce Bil Koleji ve Bahçeşehir okulları adı adında eğitime başlayıp başarısızlıkla sona eren bir sürecin ardından Düşünür Koleji olarak Eğitim öğretime devam ediyor.

‎Daha önce İstanbul'daki Vehbi Vakfı özel ilköğretim ve lisesi'ni çok iyi bilen biri olarak Orhangazi Düşünür koleji'ni  gezdiğimde hayranlığımı gizleyemedim. Fiziki anlamda bence bursa ve yalova bölgesindeki okullara göre hatta   İstanbul'daki çoğu özel okulara göre kıyaslanamayacak kadar bir numara diyebilirim.Okul yapılırken  her şey düşünülmüş.En küçük detaylar bile göz ardı edilmemiş.

‎Oysa açılış döneminde "yeni bir soluk", "çağdaş eğitim" ve "proje temelli öğrenme" söylemleriyle dikkat çekmişti.

‎Orhangaziden yaklaşık 1500 öğrenci Bursa, Yalova, istanbul gibi çevre illerdeki özel okullarda eğitim öğretime devam ederken peki ne oldu da bugün veliler bu okula mesafeli duruyor?

‎Birinci neden, ekonomik gerçekler. İlçedeki ailelerin büyük bölümü orta gelir grubunda. Sanayide, tarlada, esnaflıkta çalışan veliler için özel okul ücretleri artık erişilmez durumda. Servis, yemek, kıyafet, kırtasiye derken bir öğrencinin yıllık maliyeti yüz bin lirayı geçiyor. Böyle bir tabloda, "iyi bir devlet lisesi" seçeneği her zaman daha cazip hale geliyor.

‎İkinci neden, kurumsal güven eksikliği. Türkiye genelinde hızla kampüs açan Düşünür Koleji zincirinin, yerelde kurumsal kimliğini tam oturtamadığı görülüyor. Veliler yönetim değişikliklerinden, öğretmen sirkülasyonundan ve net bilgi alamamaktan şikâyetçi. Bir okulun en güçlü sermayesi "güven"dir; o güven bir kez sarsıldı mı, yeniden kazanmak kolay değildir.

‎Üçüncü olarak, başarı verisi yokluğu ciddi bir sorun. Ne LGS ve YKS sonuçları ne de akademik performansla ilgili somut veriler paylaşılmış durumda. Oysa Orhangazi'de veliler artık rakamlara bakıyor. "Kaç öğrenci Fen Lisesi kazandı, kim hangi puanla geçti?" sorularının cevabı yoksa, özel okul cazibesini kaybediyor.

‎Dördüncü olarak, eğitim anlayışı ile yerel kültürün uyuşmazlığı dikkat çekiyor. Düşünür Koleji'nin "özgür düşünen, sorgulayan birey" yaklaşımı, küçük bir ilçede "disiplin eksikliği" olarak yorumlanabiliyor. Orhangazi velisi hâlâ "düzenli, sıkı, sınav odaklı okul" arayışında. Modern felsefe ile yerel beklenti birbirine denk düşmüyor.

‎Sonuçta Düşünür Koleji, ne eğitimsel olarak kötü ne de vizyonsuz bir kurum. Ancak Orhangazi gerçeğinde, ekonomik zorluklar, iletişim eksikliği ve yanlış algıların birleşimi okulun önünü tıkıyor.

‎Belki de mesele okulda değil, toplumun eğitim algısında yatıyor.

‎Orhangazi halkı ilçedeki tek özel okuluna sahip çıkmalı. Düşünür Koleji binası Orhangazi nin paraları ile yapılmiş çok büyük bir değerdir.Tabi Düşünür Koleji'nin orhangaziye açılması ve kendini tanıtması lazım. Bunuda bir takım sosyal sorumluluk projeleri ile yapması gerekiyor. Hala orhangazi halkının %60-70'i kolejin yerini bilmiyor.

‎Bilenlerde hâlâ "özel okul"u bir statü göstergesi olarak biliyor ve çocuğunu kayıt ettiriyor.



İKBAL GÜRPINAR İLE BEKİR DEVELİ'NİN SUMU'DA ZARARLARI

 

Gazze savaşı bitmedi, ümmetin içindeki suçluluk savaşları bitti sanki. Gemiye binmiş olmayı hac falan zannettiler. Filistin halkı adına çok şey başardıklarını düşündüler. Şişirilmiş egodan, abartılı coşkudan başka bir şey göremedik biz. Durumun ciddiyetinden uzak tavırlar, açıklamalar, her türlü kamera flaşının üstüne atlama çabaları... Savaş alanından mı döndüler, düğün evinden mi anlayamadık. Yabancıların Türkiye dönüşü açıklamaları, olayı kavrama kabiliyeti, samimiyetleri nerede, bizimkilerin hali tavrı nerede?

‎Sahiden ne için gitti bu insanlar oraya? Nereye gidip nereden döndüklerini gerçekten kavrayabildiler mi emin değilim.

‎Makara kukara yapmaya gitmişler sanki o ülke bir cenazeler ülkesine dönmüş vaziyette insanlık dramı yaşanıyor cenaze evinden veya bir cenazeden dönerken insan makara mı yapar?

‎Evet bu ikili yüzünden sumud filosunun amacı sulandırılmış oldu.

‎Dünyanın en acımasız soykırım sureci yaşanırken, açlıkla çocukları öldürme süreci yaşanırken bu ikisi gereksiz gereksiz açıklamalar yaparak insanların dikkatlerini dağıttı.

‎Biri diyor önümde kola içtiler çıldırdım,

‎biri diyor thy uçağı ağzına kadar yiyecek doluydu ben çay var mı dedim,

‎biri diyor güneşte kaldık şebek gibi olmuş suratım,

‎biri diyor tuvaletten su içtim (musluktan)

‎Yahu orada çocuklar su bulursa, su şişesi değil su şişesi kapağı ile su içebiliyor 1 günde su şişesi kapağı ile.

‎Azıcık ağırbaşlı olun!

‎Azıcık vakur olun!

‎Diğer sumud aktivistlerine ise bin selam olsun!



 
Yılmaz AYDEYER / MİHRALI BEY / diğer yazıları
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.