HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 29 EKİM 2025, ÇARŞAMBA

MUTLU KADINLAR BİSİKLET TURU GERÇEKLEŞTİ

16.07.2024 09:42
MUTLU KADINLAR BİSİKLET TURU GERÇEKLEŞTİ
MUTLU KADINLAR BİSİKLET TURU GERÇEKLEŞTİ
CHP Orhangazi İlçe başkanlığı tarafından organize edilen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey'in eşi Seden Bozbey'in de katıldığı Mutlu Kadınlar Bisiklet turu gerçekleştirildi. Orhangazi Cumhuriyet Meydanı'ndan başlayan bisiklet turu, İznik Gölü Orhangazi sahilinde iskele bölgesinde tamamlandı. Kadınlar burada İznik Gölü'nün çekilmesi ve gölün kirliliğine de dikkat çekti.

CHP Orhangazi İlçe Başkanlığı, Büyükşehir Belediyesi ile işbirliği ile Orhangazi'de Mutlu kadınlar Bisiklet turu düzenledi.

Cumhuriyet Alanı'nda toplandılar

CHP tarafından düzenlenen ve Ahu Seda Erbane Gurubu kadınlarının yanı sıra Orhangazi Özgür Pedallar Bisiklet grubunun da desteklediği Mutlu Kadınlar Bisiklet Turu için genç yaşlı çocuk bisikletliler Orhangazi Cumhuriyet Alanı'nda toplandı. Bisiklet turuna Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey'in eşi Seden Bozbey, Büyükşehir Belediyesi Dış İlişkiler Daire Başkanı Pınar Işıkyıldız, Büyükşehir Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesi Başkanlığı adına Gökay Azak, CHP Orhangazi ilçe başkanı Berna Çakır ve kadınlar katıldı.

İznik Gölü Orhangazi sahilinde tamamlandı

Kadınlar pembe balonlarla ve çiçeklerle süsledikleri bisikletleri ile Cumhuriyet Alanı'ndan hareket edip İznik Gölü Orhangazi sahilindeki İskele alanına kadar bisiklet turu gerçekleştirdiler.

İznik Gölü'nün durumuna dikkat çektiler

Mutlu Kadınlar Bisiklet turunun tamamlandığı İskele alanında konuşma yapan CHP ilçe başkanı Berna Çakır, kadınların toplumun her yerinde olduğunu belirterek, biz güçlü kadınlar her konuda varız. Olmaya devam edeceğiz dedi. Berna Çakır, İznik Gölü'ndeki çekilme ve gölün durumuna da dikkat çekerek yıllardır göl çekiliyor. Göldeki çekilme artık korkutucu boyutlara geldi. biz bu duruma da tepkimizi gösteriyoruz dedi. Büyükşehir Belediye Başkanı Seden Bozbey ise Kadınlar güçlü bir şekilde ayakta durması gerektiğini belirterek, tüm kadınları toplumun her alanında yer almaları çağrısında bulundu. İskeledeki etkinlik Ahu Seda Erbane grubunun küçük grubunun gösterisi ile tamamlandı.

 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Bir ülkenin gerçek yüzü, sokaklarındaki düzenle, meydanlarındaki bayraklarla değil; en savunmasız insanlarına nasıl davrandığıyla ölçülür. Bugün bu ülkede, Aydın Söke Açık Cezaevi’nde, sessizce tükenen bir hayat var: Öztürk K. Öztürk K. %75 engelli. Talesemi majör hastası, aynı zamanda tip 1 diyabetli. Yani yaşamı boyunca düzenli kan nakline, insüline ve hijyenik ortama ihtiyaç duyan bir insan. Yürüyerek girdiği cezaevinde bugün artık yatalak hale gelmiş durumda. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, yürüyemiyor, elleri titriyor, bilinci kimi zaman gidip geliyor. Ve o hâlâ orada, duvarların arkasında “infaz” adı altında yaşam mücadelesi veriyor. Cezalandırmak, bir toplumu düzen içinde tutmanın aracıdır, denir. Ama insan onurunu korumayan bir ceza, artık adaletin değil, intikamın alanına girer. Bugün Türkiye’de, “hasta mahpuslar” başlığı altında yüzlerce insan, fiilen ölüm cezasına mahkûm edilmiş durumda. Her rapor “cezaevinde kalamaz” dese de, her dilekçe “uygun değildir” gerekçesiyle geri dönüyor. Peki, neye uygun değildir? Bir insanın yaşamasına mı? Bir devletin vicdanına mı? Öztürk K.’nin kardeşi, “Yürüyerek girdi, şimdi nefes bile alamıyor. Kimse duymuyor” diyor. Oysa devlet, her yurttaşının yaşam hakkını korumakla yükümlüdür — suçlu ya da suçsuz fark etmeksizin. Çünkü yaşam hakkı, hiçbir mahkemenin elinden alamayacağı bir haktır. Cezaevleri, yalnızca demir parmaklıkların ardındaki suçluların değil, dışarıdaki toplumun da aynasıdır. O aynada ne görüyoruz? Gözünü kapatmış bir sistem mi, yoksa el uzatmaya cesaret eden bir toplum mu? Bir devletin adaleti, güçlüye değil, güçsüze gösterdiği şefkatle ölçülür. Öztürk K.’nin durumu bir istisna değil, bir gösterge. Bir ülkenin sağlık sistemi, hukuk düzeni ve vicdanı burada kesişiyor. Ve biz, üçü arasında sıkışmış bir insanın her geçen gün eriyişini izliyoruz. Bu bir siyaset meselesi değil. Bu, insanlık meselesi. Bir insanın yaşamasına yardım etmek, bir partinin, bir ideolojinin, bir grubun meselesi değildir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yetkililere sesleniyorum: Adalet Bakanlığı’na, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne, İnsan Hakları Kurumları’na… Bu bir “dosya” değil, bir hayat. Ve o hayat, gün be gün elimizden kayıyor. Bir insanın ölüme terk edilmesi, hukukun değil, sessizliğin eseridir. Ve biz sustukça, adalet bir kelimeden ibaret kalır. Bir mahkûmun yatağında öylece çürüyüp gitmesi, hepimize dokunmalı. Çünkü bir gün, adaletin terazisi yeniden kurulacak. O gün geldiğinde, belki de en çok şunu sorgulayacağız: “Biz sustuğumuzda kim ölmüştü?”
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.