HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 03 KASIM 2025, PAZARTESİ

Orhangazili Semih Öz Bursa Büyükşehir’de başarıdan başarıya PATİLİ DOSTLARA ‘HAYBULANS’

11.05.2023 13:14
Orhangazili Semih Öz Bursa Büyükşehir’de başarıdan başarıya PATİLİ DOSTLARA ‘HAYBULANS’
Orhangazili Semih Öz Bursa Büyükşehir’de başarıdan başarıya PATİLİ DOSTLARA ‘HAYBULANS’
Bursa'da, beslenmeden sağlığa kadar her alanda sahipsiz sokak hayvanlarına sahip çıkan Büyükşehir Belediyesi, şimdi de 3 adet 'Haybulansı' hizmete aldı. Böylelikle herhangi bir sebeple yaralanan patili dostlara haybulanslarla anında müdahale edilebilecek.

Orhangazili başarılı bürokrat Semih Öz'ün Veteriner Hizmetleri Şube Müdürü olarak göreve başlaması ile kurumda adeta devrim niteliğine çalışmalar büyük taktir toplamakta.

Bursa'da, sokak hayvanlarının her zaman yanında olan Büyükşehir Belediyesi, Veteriner Hizmetleri Şube Müdürlüğü'ne bağlı ekipler, 2022 yılı boyunca 3 bin 675 kısırlaştırma ve 19 bin 752 adet tedavi gerçekleştirdi. Yine aynı dönemde kırsal alanlara 66 adet köpek kulübesi ve 79 adet kedi kulübesi yerleştirilip, 60 bin 95 kilogram mama kullanarak besleme yapıldı. Bu yılın ilk 3 ayında da 1.196 kısırlaştırma ve 6001 tedavi uygulanırken, kırsal alanlara 8 adet köpek kulübesi ve 8 adet kedi kulübesi yerleştirilip, 15 bin 240 kilogram dağıtımı yapıldı. Diğer taraftan Gümüştepe Mahallesi'nde yapımı devam eden Sokak Hayvanları Rehabilitasyon Merkezi'nde artık şekillenmeye başlarken, Büyükşehir Belediyesi merkezin açılışı ile birlikte 24 saat hizmet politikasına uygun personel, araç ve ekipman temine başladı.

HAYBULANSLAR DEVREDE

Bu çalışmalar kapsamında Şubat ayında 3 veteriner teknikeri ve 10 yeni işçiyi kadroya dahil eden Büyükşehir Belediyesi, şimdilik 08.00-17.00 saatleri arasında hizmet verecek 3 adet haybulansı devreye aldı. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Sokak Hayvanları Tedavi Merkezi'ne gelerek, haybulansları inceledi. Haybulanslar sayesinde; 7161166 numaraya bildirilen tüm yaralı hayvanlara kısa sürede müdahale edilebileceğini belirten Başkan Aktaş, "Şehri yönetmek çok yönlü düşünmek ve çok yönlü hareket etmekle mümkündür. Altyapı gibi, imar gibi, yol işleri gibi sokak hayvanları da bizim görev alanlarımız arasında. Sokaktaki canlarımızı tek başına bırakamayız. Onlarla her konuda ilgilenmemiz gerekiyor. Zira başıboş ve sağlıksız hayvan, şehir için ciddi tehlike demektir. Eğitimli ve tecrübeli personellerimiz ile birlikte teknik personellerimizin de hizmet vereceği bu araçlar, Bursa'mıza yakışacak kalite ve donanıma sahip. Sokaktaki dostlarımızın bizlere emanet olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum" diye konuştu. Haber-Muharrem DEĞİRMEN-3. GÖZ HRA





 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Bir ülkenin gerçek yüzü, sokaklarındaki düzenle, meydanlarındaki bayraklarla değil; en savunmasız insanlarına nasıl davrandığıyla ölçülür. Bugün bu ülkede, Aydın Söke Açık Cezaevi’nde, sessizce tükenen bir hayat var: Öztürk K. Öztürk K. %75 engelli. Talesemi majör hastası, aynı zamanda tip 1 diyabetli. Yani yaşamı boyunca düzenli kan nakline, insüline ve hijyenik ortama ihtiyaç duyan bir insan. Yürüyerek girdiği cezaevinde bugün artık yatalak hale gelmiş durumda. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, yürüyemiyor, elleri titriyor, bilinci kimi zaman gidip geliyor. Ve o hâlâ orada, duvarların arkasında “infaz” adı altında yaşam mücadelesi veriyor. Cezalandırmak, bir toplumu düzen içinde tutmanın aracıdır, denir. Ama insan onurunu korumayan bir ceza, artık adaletin değil, intikamın alanına girer. Bugün Türkiye’de, “hasta mahpuslar” başlığı altında yüzlerce insan, fiilen ölüm cezasına mahkûm edilmiş durumda. Her rapor “cezaevinde kalamaz” dese de, her dilekçe “uygun değildir” gerekçesiyle geri dönüyor. Peki, neye uygun değildir? Bir insanın yaşamasına mı? Bir devletin vicdanına mı? Öztürk K.’nin kardeşi, “Yürüyerek girdi, şimdi nefes bile alamıyor. Kimse duymuyor” diyor. Oysa devlet, her yurttaşının yaşam hakkını korumakla yükümlüdür — suçlu ya da suçsuz fark etmeksizin. Çünkü yaşam hakkı, hiçbir mahkemenin elinden alamayacağı bir haktır. Cezaevleri, yalnızca demir parmaklıkların ardındaki suçluların değil, dışarıdaki toplumun da aynasıdır. O aynada ne görüyoruz? Gözünü kapatmış bir sistem mi, yoksa el uzatmaya cesaret eden bir toplum mu? Bir devletin adaleti, güçlüye değil, güçsüze gösterdiği şefkatle ölçülür. Öztürk K.’nin durumu bir istisna değil, bir gösterge. Bir ülkenin sağlık sistemi, hukuk düzeni ve vicdanı burada kesişiyor. Ve biz, üçü arasında sıkışmış bir insanın her geçen gün eriyişini izliyoruz. Bu bir siyaset meselesi değil. Bu, insanlık meselesi. Bir insanın yaşamasına yardım etmek, bir partinin, bir ideolojinin, bir grubun meselesi değildir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yetkililere sesleniyorum: Adalet Bakanlığı’na, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne, İnsan Hakları Kurumları’na… Bu bir “dosya” değil, bir hayat. Ve o hayat, gün be gün elimizden kayıyor. Bir insanın ölüme terk edilmesi, hukukun değil, sessizliğin eseridir. Ve biz sustukça, adalet bir kelimeden ibaret kalır. Bir mahkûmun yatağında öylece çürüyüp gitmesi, hepimize dokunmalı. Çünkü bir gün, adaletin terazisi yeniden kurulacak. O gün geldiğinde, belki de en çok şunu sorgulayacağız: “Biz sustuğumuzda kim ölmüştü?”
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.