HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 03 ARALIK 2025, ÇARŞAMBA

LOZAN’IN YÜZYILLIK DİRENCİ VE PAPA ZİYARETİ

03.12.2025 00:00
Türkiye son günlerde Papa'nın ziyareti etrafında şekillenen tartışmalarla çalkalanıyor. Bu tartışmanın merkezinde yalnızca dini bir liderin Ankara'ya ya da İznik'e gelişi yok; esas mesele, Lozan'ın belirlediği egemenlik çerçevesinin uluslararası alanda yeniden sınanmaya çalışıldığı yönündeki güçlü kanaattir. Ziyaret ne kadar "dostane" ya da "protokol gereği" olarak sunulsa da, Türkiye'nin tarihsel hafızası bunun çok daha derin bir arka planı olduğunu biliyor.

Lozan, Türk milletinin ayağa kalkışı, devletin uluslararası hukukta yerini alışı ve Anadolu'nun yeniden Türk yurdu olarak tescil edilişidir. O gün masaya oturan heyet yalnızca bir barış anlaşmasını imzalamamış, aynı zamanda Türk kimliğinin siyasal meşruiyetini dünyaya kabul ettirmişti. Bu nedenle Lozan'ın her maddesi bir kimlik savunmasıdır; Anadolu'nun bütününde Türk milletinin iradesinin geçerli olduğunun uluslararası ilanıdır.

Bugün Papa'nın İznik'e yönelik özel ilgisi, bazı çevrelerde "yüzyıl önce kapatılan hesapların yeniden yoklanması" şeklinde okunuyor. İznik, Türk tarihinin Anadolu'daki köşe taşlarından biridir. Sadece bir şehir değil; fetihten bu yana Türk egemenliğinin kültürle, devlet aklıyla ve toplumsal hafızayla perçinlendiği bir mekândır. Bu nedenle, dış dünyanın bu bölgeye her özel yönelişi Türkiye'de doğal olarak siyasi bir hassasiyet yaratır.

Papa'nın ziyaret programında İznik'in öne çıkması, ekümeniklik tartışmalarının yıllardır açık kapı arayan çevrelerde yeniden gündemleşmesi, Lozan'ın çizdiği sınırların sembolik de olsa esnetilmek istenip istenmediğini akıllara getiriyor. Bu ülke tarih boyunca farklı müdahale biçimlerini tecrübe etti; misyonerlik faaliyetlerinden kültürel nüfuz girişimlerine, emperyal projelerden toplumsal ayrıştırma denemelerine kadar çok sayıda örnek yaşandı. Atatürk'ün eğitim politikalarında aldığı sert tedbirler, tam da bu nedenle milli kimliğin dış baskılara karşı korunması amacı taşıyordu. Din değiştirme baskıları, cemaat temelli örgütlenmeler ve yabancı okulların toplumsal mühendisliğe dönüşme ihtimali, o dönemin yöneticilerini haklı olarak kaygılandırmıştı.

Bugün Papa ziyaretiyle yeniden gündeme gelen tartışmalar, bu tarihsel refleksin tesadüf olmadığını gösteriyor. Türkiye sadece bir diplomasi masasında değil, kültürel ve siyasi alanlarda da bağımsızlığını korumak zorundadır. Lozan'ın ruhu, yalnızca sınırlarla ilgili değildir; milletin kimliğinin dış güçler tarafından şekillendirilmesine karşı konulmuş bir siyasal iradedir.

Türklük meselesi bu noktada devreye giriyor. Bu coğrafyada bin yıldır devam eden varlığımız, yalnızca askeri fetihlerle değil, kültürel bir bütünlük ve toplumsal süreklilikle anlam kazanmıştır. Türk milleti, Anadolu'nun kaderini belirleyen asli unsurdur. Bugün de uluslararası aktörlerin Türkiye'ye yönelik her hamlesi, doğrudan ya da dolaylı olarak bu kimliği hedef alan bir boyut taşıyabiliyor. Bu nedenle Papa'nın ziyareti yalnızca dinî bir tören olarak görülemez; tek başına bir iyi niyet sembolü gibi sunulamaz. Tarihsel arka plan, Türkiye'yi doğal olarak dikkatli olmaya zorlar.

Elbette Türkiye her dini lidere, her devlet başkanına kapısını açacak olgun bir ülkedir. Ancak mesele, ziyaretin diplomatik yüzünden çok, ardındaki tarihsel bağlamın nasıl yorumlanacağıdır. İznik üzerinden yapılan her uluslararası vurgu, Lozan'ın teyit ettiği milli egemenlik kavramını ister istemez yeniden gündeme getirir. Türkiye, Lozan'da kazandığı hakların geriye gitmesine asla izin vermeyecek bir millet bilincine sahiptir.

Bu coğrafya nice imparatorluklar gördü, çok sayıda dış müdahale girişimine sahne oldu; fakat bugün hâlâ Türk milletinin egemenliği geçerlidir. Papa'nın ziyareti de bu gerçeği değiştirecek bir güç değildir. Tam tersine, Türkiye'nin kendi kimliğini koruma iradesinin ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.

Tartışmanın merkezinde Papa değil, Türkiye'nin Lozan'la taçlanan egemenlik bilinci vardır. Türkiye'nin tepkisi diplomatik değildir, tarihidir; sezgisel değildir, tecrübe doludur. Çünkü bu topraklarda egemenlik bir imza değil, bin yıllık birikimdir.

 
Yüksel AKBAYRAK / TERS KÖŞE / diğer yazıları
•LOZAN’IN YÜZYILLIK DİRENCİ VE PAPA ZİYARETİ 03 00:00:00.12.2025
•ÇOCUK HAKLARI KÂĞITTA VAR, SAHADA EKSİK 27 00:00:00.11.2025
•Son Başbuğ’un Türklük Vurgusu ve 10 Kasım’ın Anlamı 10 00:00:00.11.2025
•Milli Ekonominin Temeli Tarımdır 05 00:00:00.11.2025
•CUMHURİYET, dik durmanın, adam olmanın adıdır! 29 00:00:00.10.2025
• “İtin Havlamasıyla Çınar Sallanmaz” 22 00:00:00.10.2025
•Orhangazi’de Siyaset: Menfaat mi, Memleket mi? 14 00:00:00.10.2025
•Velhasıl Bursa Sudan Değil, Susuzluktan İbarettir... 07 00:00:00.10.2025
•Hangi Gençlik? Hangi Ekonomi? Hangi Eğitim? 02 00:00:00.10.2025
•FUTBOL SAHADA DEĞİL, MONİTÖR BAŞINDA OYNANIYOR 25 00:00:00.09.2025
•Gaziler Günü’nün Gerçek Manası Üzerine 19 00:00:00.09.2025
•Halkın Gerçek Gündemi Nerede? 17 00:00:00.09.2025
•Bağımsızlık Bir Kimliktir 10 00:00:00.09.2025
•Boş Tencere Siyaseti Yıkar 03 00:00:00.09.2025
• Ağustos Türklüğün Zaferlerle Yoğrulmuş Ayı 29 00:00:00.08.2025
•ORHANGAZİ’DE SPORUN ÇÖKÜŞÜ: 20 00:00:00.08.2025
•Orhangazi: Kaybolan Potansiyelin Hikâyesi 12 00:00:00.08.2025
•Depremi unutan geleceğini gömer! 05 00:00:00.08.2025
•İklim Kanunu Sonrası Orman Yangınları ve Doğa Katliamları: Ülkemizin Vahim Tablosu ve Yasal Mücadeledeki Eksikler 29 00:00:00.07.2025
•Kağan Usta’dan Gençliğe Yatırım, Bekir Aydın’dan Ücretli Tesis! 24 00:00:00.07.2025
•Bir Ahırın Sessizliği 15 00:00:00.07.2025
•“Zulme Boyun Eğmeyenlerin Efendisi: Hz. Hüseyin” 05 00:00:00.07.2025
•Hücrede Doğan Siyasi Cazibe: Ümit Özdağ ve Yeni Neslin Sessiz Haykırışı 02 00:00:00.07.2025
•150 GÜNÜN ARDINDAN ORHANGAZİ 25 00:00:00.06.2025
•“Hedef Türkiye” Gerçeği: Bir Uyarının Gölgesinde 20 Yıl 18 00:00:00.06.2025
•Ekonomik Gerçekler ve Çözüm Arayışları 11 00:00:00.06.2025
•İznik’te Sessiz Ama Derin Bir Değişim 29 00:00:00.05.2025
•ADD Aile Şirketi Değildir, Egoların Gölgesi Hiç Değildir ADD: Açılımı Artık “Aile Dostları Derneği” mi? 21 00:00:00.05.2025
•19 Mayıs bir uyanış, bir itiraz, bir meydan okumadır 18 00:00:00.05.2025
•Sadabat Paktı Krizler İçinde Doğunun Ortak Aklı 13 00:00:00.05.2025
•"Sadece Bir Kişiye Değil, Bir Duruşa Saldırıdır Bu" 05 00:00:00.05.2025
•Hayalden Hakikate 22 00:00:00.04.2025
•TÜRKİYE İÇİN KRİTİK BİR DÖNEMEÇ İKLİM YASASI VE DEVLETİN STRATEJİK KARARLARI 16 00:00:00.04.2025
•Sosyal Devlet, Milli Devlet ve Atatürkçü Duruşun Mirasçısı 14 00:00:00.04.2025
•En yüce değer ADALET 09 00:00:00.04.2025
•İklim Kanunu’na Karşı Çıkmalıyız! 26 00:00:00.03.2025
•OĞUZ TÖRESİ VE ÇANAKKALE - ATATÜRK'SÜZ ZAFER OLMAZ! 18 00:00:00.03.2025
•Bir Milletin Ruhunu Yaşatan Tarihler 12 Mart ve 14 Mart 12 00:00:00.03.2025
•Oğuz Kağan'dan Atatürk'e Uzanan Kutsal Miras Türk Kadını 07 00:00:00.03.2025
•Güçlü Türkiye için: İklim yasasına hayır! 04 00:00:00.03.2025
•AYNI SENARYO, AYNI FİGÜRANLAR 24 00:00:00.01.2024
•CHP ORHANGAZİ’DE NEREYE KOŞUYOR? 12 00:00:00.01.2024
•HAKSIZLIKLARA ve BASKILARA RAĞMEN... 03 00:00:00.01.2024
•CHP’DE AKIL TUTULMASI MI YAŞANIYOR? 27 00:00:00.12.2023
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.