HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 03 TEMMUZ 2025, PERŞEMBE

YANAN SADECE AĞAÇ DEĞİL, GELECEĞİMİZDİR

02.07.2025 00:00
Sabah, öğle, akşam… Ne zaman haber izlesek nefesimizin kesildiği günlerden geçiyoruz.

Ekrana yansıyan alevler, yükselen dumanlar sadece ormanlarımızı değil, içimizi de yakıyor, küle çeviriyor.


Son iki günde ülkemizin dört bir yanından yükselen alevler, yalnızca ağaçları değil, geleceğimizi de tehdit ediyor.

150'den fazla orman yangını…

Ben bu satırları yazarken bile bir yerlerde belki bir çam ağacı sessizce yanıyor, bir sincap yuvasını kaybediyor, bir karınca kolonisinin yolu sonsuza dek kapanıyor.

Belki de bir çocuk, büyüdüğünde gölgesine oturacağı ağacı bugün kaybediyor.


Gün geçtikçe kötüye giden bir ekosistemle karşı karşıyayız.

Sürekli yükselen beton yığınları, kesilen ağaçlar, katledilen hayvanlar yetmezmiş gibi bir de orman yangınları…

Daha ne kadar kötüye gidebilir diye sordukça, karşımıza daha da karanlık bir gelecek çıkıyor.


Çocuklarımız için endişelendiğimiz, içten içe kaygıyla boğulduğumuz bir dünyayı adım adım kendi ellerimizle inşa ediyoruz.

Eğitimin zayıfladığı, değerlerin yitirildiği bir toplumda; daha büyük felaketlere açık hale geliyoruz.

Ve her zaman olduğu gibi, bir doğa felaketinde yine sınıfta kaldık.


Bu felaketin sorumlusu sadece hava değil, kader değil.

İhmal, bilgisizlik ve umursamazlık...

Ama çözüm hâlâ elimizde.

Daha çok eğitim, daha fazla bilinç, daha sıkı yasalar, daha güçlü denetim...

Ve en önemlisi: Her bireyin sorumluluk bilinciyle hareket etmesi.

Çünkü bu sadece devletin değil, her vatandaşın görevi.


Toprağın, suyun, havanın dili yok. Ama biz konuşmazsak, bu sessizlik daha fazlasını yutacak.

Unutmayalım; ormanlar sadece ağaçlardan ibaret değildir.

Ormanlar, bizim oksijen kaynağımızdır.

Su döngüsünün dengeleyicisi, iklimin düzenleyicisi, milyonlarca canlının evidir.


Her yanan orman;

Biraz daha artan kuraklık,

Biraz daha yükselen sıcaklık,

Biraz daha yaklaşan felaket demektir.


Bugün bir adım atalım.

Bugün çocuklarımıza anlatacak iyi bir şey yapalım.

Bugün doğanın yanında duralım.

Çünkü doğa sustuğunda, insanlık da sessiz kalır.


Ama biz hâlâ konuşabiliyorsak, hâlâ yazabiliyorsak, hâlâ harekete geçebiliyorsak…

Geç kalmış değiliz. Henüz değil.





Peki, biz ne yapabiliriz?


Yangınları önlemek için bireysel ve toplumsal sorumluluklarımız:


  • Piknik alanlarında ateş yakmamalı, yakıyorsak mutlaka tamamen söndürmeden ayrılmamalıyız.

  • Cam şişe, sigara izmariti gibi yangın çıkarabilecek atıkları doğaya bırakmamalıyız.

  • Ormanlık alanlara izinsiz girişlere dikkat etmeli, özellikle sıcak havalarda bu alanları korumalıyız.

  • Yangın gördüğümüzde derhal 112'yi aramalı, en kısa sürede ilgili birimlere haber vermeliyiz.

  • Orman gönüllüsü olabilir, yerel belediyelerin veya sivil toplum kuruluşlarının eğitimlerine katılarak bilinçlenebiliriz.

  • Sosyal medyada doğru ve teyitli bilgi paylaşımı yapmalı, dezenformasyondan kaçınmalıyız.




 
Büşra ERDOĞAN KIŞLIOĞLU / diğer yazıları
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.