HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 04 KASIM 2025, SALI

ORHANGAZİ 15 TEMMUZ’U UNUTMADI

16.07.2024 00:50
ORHANGAZİ 15 TEMMUZ’U UNUTMADI
ORHANGAZİ 15 TEMMUZ’U UNUTMADI
15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü Anma Programları kapsamında,  15 Temmuz 2016 'daki darbe girişiminin 8. yıl dönümünde Orhangazi Cumhuriyet Alanında anma programı düzenlendi.Başta ilçe protokolü olmak üzere  çok sayıda davetlinin katıldığı  programda o gün yaşananlar tekrar hafızalarda canlandırıldı, hayatını kaybeden şehitlerimiz için dualar edildi, Kuranı Kerim okundu.

Şehit Erhan Öztürk önünden Mehter takımı eşliğinde ki yürüyüş ile başlayan etkinlikler Cumhuriyet alanında devam etti. Buradaki programa Orhangazi Kaymakamı Zafer Karamehmetoğlu, Gazilerimiz,  Belediye başkanı Bekir Aydın, Cumhuriyet Başsavcısı Enis Tekgül, AK Parti ilçe başkanı Gökhan Ulusu, MHP ilçe başkanı Halil Bozoğlu, İYİ Parti ilçe başkanı Yasin Bektaş, İlçe Jandarma komutanı Selim Kurtoğlu, İlçe emniyet Müdürü Ümit Güner, Muhtarlar ile çok sayıda vatandaş katıldı.

Cumhuriyet alanında Kuran- Kerim okunması ile başlayan programda  15 temmuz gecesi yaşananların gösterimi yapılarak o gece yeniden hafızalarda canlandı.

Orhangazi Kaymakamı Zafer Karamehmetoğlu ve Belediye başkanı Bekir Aydın bir konuşma yaparak, ortak bir dille 15 temmuz şehitlerini andı ve bir kez daha darbe girişimine sebep olan başta Fethullahçı terör örgütü olmak üzere saldırıları düzenleyen destekçilerini ve tüm terör örgütlerini lanetleyip birlik beraberlik mesajı verdiler.

Daha sonra program kapsamında sahne alan sanatçılar 15 temmuz gününe özel parçalar okudular.

 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Bir ülkenin gerçek yüzü, sokaklarındaki düzenle, meydanlarındaki bayraklarla değil; en savunmasız insanlarına nasıl davrandığıyla ölçülür. Bugün bu ülkede, Aydın Söke Açık Cezaevi’nde, sessizce tükenen bir hayat var: Öztürk K. Öztürk K. %75 engelli. Talesemi majör hastası, aynı zamanda tip 1 diyabetli. Yani yaşamı boyunca düzenli kan nakline, insüline ve hijyenik ortama ihtiyaç duyan bir insan. Yürüyerek girdiği cezaevinde bugün artık yatalak hale gelmiş durumda. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, yürüyemiyor, elleri titriyor, bilinci kimi zaman gidip geliyor. Ve o hâlâ orada, duvarların arkasında “infaz” adı altında yaşam mücadelesi veriyor. Cezalandırmak, bir toplumu düzen içinde tutmanın aracıdır, denir. Ama insan onurunu korumayan bir ceza, artık adaletin değil, intikamın alanına girer. Bugün Türkiye’de, “hasta mahpuslar” başlığı altında yüzlerce insan, fiilen ölüm cezasına mahkûm edilmiş durumda. Her rapor “cezaevinde kalamaz” dese de, her dilekçe “uygun değildir” gerekçesiyle geri dönüyor. Peki, neye uygun değildir? Bir insanın yaşamasına mı? Bir devletin vicdanına mı? Öztürk K.’nin kardeşi, “Yürüyerek girdi, şimdi nefes bile alamıyor. Kimse duymuyor” diyor. Oysa devlet, her yurttaşının yaşam hakkını korumakla yükümlüdür — suçlu ya da suçsuz fark etmeksizin. Çünkü yaşam hakkı, hiçbir mahkemenin elinden alamayacağı bir haktır. Cezaevleri, yalnızca demir parmaklıkların ardındaki suçluların değil, dışarıdaki toplumun da aynasıdır. O aynada ne görüyoruz? Gözünü kapatmış bir sistem mi, yoksa el uzatmaya cesaret eden bir toplum mu? Bir devletin adaleti, güçlüye değil, güçsüze gösterdiği şefkatle ölçülür. Öztürk K.’nin durumu bir istisna değil, bir gösterge. Bir ülkenin sağlık sistemi, hukuk düzeni ve vicdanı burada kesişiyor. Ve biz, üçü arasında sıkışmış bir insanın her geçen gün eriyişini izliyoruz. Bu bir siyaset meselesi değil. Bu, insanlık meselesi. Bir insanın yaşamasına yardım etmek, bir partinin, bir ideolojinin, bir grubun meselesi değildir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yetkililere sesleniyorum: Adalet Bakanlığı’na, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne, İnsan Hakları Kurumları’na… Bu bir “dosya” değil, bir hayat. Ve o hayat, gün be gün elimizden kayıyor. Bir insanın ölüme terk edilmesi, hukukun değil, sessizliğin eseridir. Ve biz sustukça, adalet bir kelimeden ibaret kalır. Bir mahkûmun yatağında öylece çürüyüp gitmesi, hepimize dokunmalı. Çünkü bir gün, adaletin terazisi yeniden kurulacak. O gün geldiğinde, belki de en çok şunu sorgulayacağız: “Biz sustuğumuzda kim ölmüştü?”
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.