Evladının İntiharını Fırsata Çevirmek İsteyen Baba Hukuk Duvarına Çarptı

Orhangazi'de Yaşanan Acı Olay Sonrası Açılan Davalar Reddedildi: İrfan Aydın ve Öğretmenler Aklanırken Toplum Vicdanı Bir Nebze Rahatladı

18.06.2025 11:09

Evladının İntiharını Fırsata Çevirmek İsteyen Baba Hukuk Duvarına Çarptı

Orhangazi 15 Temmuz Anadolu Lisesi'nde yaşanan trajik intihar vakasının ardından gelişen süreç, hem olayın derinliğini hem de toplumda giderek artan çürüme eğilimini gözler önüne serdi. Henüz 15 yaşında olan Sudenur adlı lise öğrencisi, yaşadığı sorunlar ve kendisini ifade edememesinin getirdiği çaresizlik sonucu okulun üst katına çıkarak yaşamına son verdi. Bu üzücü olay, öğretmenleri, arkadaşlarını ve tüm ilçeyi yasa boğdu.

Ancak kızının acısıyla yüzleşmek, hatalarını sorgulamak ve diğer gençlere destek olmak yerine baba V. Ongun'un attığı adımlar, kamuoyunda tepkilere neden oldu. İddialara göre, kızının yaşadığı sorunlarla ilgilenmek bir yana, baskı ve şiddetle bu sorunları daha da derinleştiren baba; olayla hiçbir ilgisi olmayan 13-14 yaşlarındaki üç ayrı çocuğu hedef göstererek haklarında soruşturma başlatılmasını sağladı.

Bu adaletsiz girişime tepki gösteren 3. Göz Medya Genel Koordinatörü İrfan Aydın'ın konuya dair yaptığı özel haberler ve kamuoyuna sunduğu bilgiler sayesinde, masum çocuklar hakkında takipsizlik kararı verildi. Böylece başka canların yanması önlendi.

Ancak süreç burada da bitmedi. Tazminat koparma girişimi boşa çıkan V. Ongun bu kez gazeteci İrfan Aydın'ı ve okul öğretmenlerini hedef aldı, haklarında davalar açtı. Ancak Aydın'ın dosya üzerindeki ısrarlı takibi neticesinde gerçekler kamuoyuna mal oldu ve açılan tüm davalar reddedildi. Yargının bu kararı toplumun vicdanını bir nebze de olsa rahatlattı.

Araştırmacı gazeteci İrfan Aydın, çocuklara yönelik taciz, şiddet, uyuşturucu gibi konuların asla hoş görülemeyeceğini vurgulayarak baba V. Ongun'un asıl amacının kızının acısından maddi kazanç elde etmek olduğunu dile getirdi. Bu görüşünü mahkeme salonlarında da açıkça ifade etti. Aydın konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

"Şahsi menfaati uğruna evladının anısına dahi saygı göstermeyen bir kişinin babalığı kendini bağlar. Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, milletimizin egemenliğinin teminatı olan 23 Nisan'ı çocuklara armağan ederek Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin temelini çocuk hakları ve çocuğa güven üzerine inşa ettiğini ilan etmiştir.

Bize ne oldu da çocuklarımızın haklarını savunmak ateşten gömlek haline geldi? Evladına sahip çıkmak bir yana, taciz ve şiddet ortamında hayallerini çaldıkları Sudenur evladımızın bir de hayatını ellerinden aldılar. Ardından, yaptığı hatalara üzülmek, af dilemek ve Sudenur'a yapamadığı babalığı diğer çocuklara göstererek belki helallik alma ihtimali varken, utanmadan öğretmenlerimize ve şahsıma davalar açmıştır.

Onun amacı çok açıktır. Ancak unuttuğu en önemli gerçek şudur: konu çocuklar olduğunda Türk milletinin her ferdi şahin kesilir. Senin resmiyette baba olman bir şeyi değiştirmez. Çocuklar devletimizin güvencesi, milletimizin şefkati altındadır.

Evladına layıkıyla babalık yapmak yerine, kendi çocuğu tarafından bile korkuyla anılan bir kişinin cezalandırılması öncelikle Türk yargısının sorumluluğudur. Sayın Cumhuriyet Savcıları, bu iddiaların üzerine gitmek zorundadır. Aksi halde kendileri de suça ortak olurlar."

İrfan Aydın, kendisine ve öğretmenlere açılan davaların reddedilmesinin umut verici olduğunu ancak yeterli olmadığını belirterek Sudenur dosyasının kapsamlı bir şekilde yeniden açılması gerektiğini söyledi. Aydın, çocuklara uyuşturucu satan zehir tacirlerine karşı ve evladının ölüsüne bile saygı göstermeyen sözde babalara karşı gerekli toplumsal ve hukuki mücadelenin kararlılıkla yürütülmesi gerektiğini ifade etti.

Bu olay, yalnızca bir intihar vakası değil; aynı zamanda toplumsal vicdanı ilgilendiren bir uyarıdır. Devletin tüm kurumları ve toplumun her bireyi, çocukların güvenliği ve geleceği için sorumluluk üstlenmelidir. 3. GÖZ HRA ÖZEL HABER