HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 01 KASIM 2025, CUMARTESİ

Dünya sıralamasında bir numarayız

17.07.2023 13:58
Dünya sıralamasında bir numarayız
Dünya sıralamasında bir numarayız


FIVB Milletler Ligi'nin finalinde Çin'i 3-1 yenen A Milli Kadın Voleybol Takımı, dünya sıralamasında ilk kez birinci sıraya yükseldi.



Filenin Sultanları, ABD'nin Teksas eyaletindeki Arlington kentinde oynanan organizasyonun finalinde Çin'le karşılaştı. Rakibini 25-22, 22-25, 25-19, 25-16'lık setlerle 3-1 yenen A Milli Kadın Voleybol Takımı, tarihinde ilk kez FIVB Milletler Ligi'nde altın madalya kazandı. Milliler, Türk voleybol tarihinin ilk defa ülkeler sıralamasında birinci sıraya yükselme başarısını gösterdiler. Türkiye, ilk kez 2018'de Milletler Ligi adıyla düzenlenen organizasyonda ilk yıl ikincilik, 2019 ve 2022'de dördüncülük, 2021'de ise üçüncülük elde etmişti.

Santarelli, Filenin Sultanları'nın başında çıktığı ilk organizasyonda şampiyon oldu


27 Aralık 2022'de A Milli Kadın Voleybol Takımı'nın başına geçtiği duyurulan İtalyan başantrenör Daniele Santarelli, 31 Mayıs-4 Haziran tarihlerinde Antalya'da düzenlenen FIVB Milletler Ligi'nde ilk haftasında oynanan Güney Kore maçıyla milli takımın başında ilk müsabakasına çıktı. Bu süreçte Santarelli yönetiminde çıktığı ligin ilk üç haftasında 12 karşılaşmadan 9 galibiyet elde eden, 3 de yenilgi yaşayan milli takım, üçüncü sırada finallere kalmaya hak kazandı. Çeyrek finalde son şampiyon İtalya'yı 3-0, yarı finalde üç altın madalyası bulunan ev sahibi ABD'yi 3-1 yenen milliler, finalde de Çin'i 3-1 geçerek organizasyonda altın madalyayla tamamladı. Filenin Sultanları'nın başında çıktığı ilk organizasyonda şampiyon olan Santarelli, kariyerinde de ilk kez FIVB Milletler Ligi'nde altın madalya elde etti. Santarelli, milli takım kariyerinde Hırvatistan'la Avrupa Ligi'nde iki gümüş, Sırbistan'la ise FIVB Kadınlar Uluslar Ligi'nde bronz ve 2022 FIVB Kadınlar Dünya Şampiyonası'nda altın madalya kazanmıştı.

Dört voleybolcu ilk defa madalya sevinci yaşadı


Milletler Ligi'nde 2018'de ikinciliği, 2021'de üçüncülüğü bulunan, bu yıl da altın madalya kazanan milli takımda forma giyen 10 voleybolcu daha önce madalya sevinci yaşadı. 2018 ve 2021'de kadroda yer alan Cansu Özbay, Saliha Şahin, Eda Erdem Dündar, Zehra Güneş, Simge Aköz, Ebrar Karakurt, Gizem Örge, Aslı Kalaç, Ayça Aykaç ve Hande Baladın daha önce madalya sevinci yaşayan milli voleybolcular olarak kayıtlara geçti. Bu yıl da bu isimler hariç A Milli Takım kadrosunda yer alan Melisa Vargas, Derya Cebecioğlu, İlkin Aydın ve Elif Şahin ilk kez madalya kazanan voleybolcular oldu.

Milli takımda Vargas etkisi


Türk vatandaşlığına geçiş başvurusu kabul edildikten sonra Nisan 2021'de Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın elinden alan Melisa Vargas, ilk milli maçına, Antalya'nın ev sahipliği yaptığı FIVB Milletler Ligi'nin ilk haftasındaki Güney Kore karşısında çıktı. Vargas, milli formayla çıktığı 11 maçta 19'u servis (ace), 14'ü bloktan 227 sayı buldu. Vargas'tan sonra en çok sayı bulan isim 193 sayıyla Ebrar Karakurt oldu.



Melisa Vargas, başarısını "Milletler Ligi'nin en değerli oyuncusu" ve "en iyi pasör çaprazı" seçilerek taçlandırdı. Ligin rüya takımında ise Vargas'ın yanı sıra "en iyi orta oyuncu" Zehra Güneş, "en iyi libero" Gizem Örge de yer aldı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Bir ülkenin gerçek yüzü, sokaklarındaki düzenle, meydanlarındaki bayraklarla değil; en savunmasız insanlarına nasıl davrandığıyla ölçülür. Bugün bu ülkede, Aydın Söke Açık Cezaevi’nde, sessizce tükenen bir hayat var: Öztürk K. Öztürk K. %75 engelli. Talesemi majör hastası, aynı zamanda tip 1 diyabetli. Yani yaşamı boyunca düzenli kan nakline, insüline ve hijyenik ortama ihtiyaç duyan bir insan. Yürüyerek girdiği cezaevinde bugün artık yatalak hale gelmiş durumda. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, yürüyemiyor, elleri titriyor, bilinci kimi zaman gidip geliyor. Ve o hâlâ orada, duvarların arkasında “infaz” adı altında yaşam mücadelesi veriyor. Cezalandırmak, bir toplumu düzen içinde tutmanın aracıdır, denir. Ama insan onurunu korumayan bir ceza, artık adaletin değil, intikamın alanına girer. Bugün Türkiye’de, “hasta mahpuslar” başlığı altında yüzlerce insan, fiilen ölüm cezasına mahkûm edilmiş durumda. Her rapor “cezaevinde kalamaz” dese de, her dilekçe “uygun değildir” gerekçesiyle geri dönüyor. Peki, neye uygun değildir? Bir insanın yaşamasına mı? Bir devletin vicdanına mı? Öztürk K.’nin kardeşi, “Yürüyerek girdi, şimdi nefes bile alamıyor. Kimse duymuyor” diyor. Oysa devlet, her yurttaşının yaşam hakkını korumakla yükümlüdür — suçlu ya da suçsuz fark etmeksizin. Çünkü yaşam hakkı, hiçbir mahkemenin elinden alamayacağı bir haktır. Cezaevleri, yalnızca demir parmaklıkların ardındaki suçluların değil, dışarıdaki toplumun da aynasıdır. O aynada ne görüyoruz? Gözünü kapatmış bir sistem mi, yoksa el uzatmaya cesaret eden bir toplum mu? Bir devletin adaleti, güçlüye değil, güçsüze gösterdiği şefkatle ölçülür. Öztürk K.’nin durumu bir istisna değil, bir gösterge. Bir ülkenin sağlık sistemi, hukuk düzeni ve vicdanı burada kesişiyor. Ve biz, üçü arasında sıkışmış bir insanın her geçen gün eriyişini izliyoruz. Bu bir siyaset meselesi değil. Bu, insanlık meselesi. Bir insanın yaşamasına yardım etmek, bir partinin, bir ideolojinin, bir grubun meselesi değildir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yetkililere sesleniyorum: Adalet Bakanlığı’na, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne, İnsan Hakları Kurumları’na… Bu bir “dosya” değil, bir hayat. Ve o hayat, gün be gün elimizden kayıyor. Bir insanın ölüme terk edilmesi, hukukun değil, sessizliğin eseridir. Ve biz sustukça, adalet bir kelimeden ibaret kalır. Bir mahkûmun yatağında öylece çürüyüp gitmesi, hepimize dokunmalı. Çünkü bir gün, adaletin terazisi yeniden kurulacak. O gün geldiğinde, belki de en çok şunu sorgulayacağız: “Biz sustuğumuzda kim ölmüştü?”
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.