HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 01 KASIM 2025, CUMARTESİ

TEŞEKKÜRLER HÜRRİYET MAHALLESINİN EVLADI NİMET ERCAN...

01.10.2020 00:00
TEŞEKKÜRLER HÜRRİYET MAHALLESINİN EVLADI NİMET ERCAN...
TEŞEKKÜRLER HÜRRİYET MAHALLESINİN EVLADI NİMET ERCAN...
Başta Hürspor Kulübümüz olmak üzere ilçede yaşayan spor kulüpleri ile sporcuların ve spor sevdalılarının yaşadığı sorunları Belediye Meclis Toplantısında diye getiren Hürriyet Mahallemizin yetiştirdiği bir değer olan Mahalle sakinimiz, İyi Parti Orhangazi Belediye Meclis Üyesi Sayın Nimet Ercan nezdinde derdimizle dertlenen herkese teşekkür ediyoruz. Amacımız spora ve sporculara çıkarılan engellerin ortadan kaldırılmasıdır. Spor ve sporcularımız gençlerimiz için atılan her adım bizler için altın değerindedir.

Bu vesile ile sorunlarımızı, İyi Parti'li Orhangazi Belediye meclis üyesi Nimet Ercan Dün yapılan Orhangazi Belediye meclisinde son günlerde ilçe gündemini meşgul eden ilçedeki spor kulüplerinin yaşadığı mağduriyetleri hatırlatarak bir takım isteklerde bulundu. Orhangazi Hürspor kulübüne belediye tarafından gönderilen icra ile ilgilide tepkisini dile getiren Ercan Orhangazi belediyesinin ilçe sporuna destek olmaya davet etti. Ercan yaptığı açıklamada; Defalarca gençlerden tasarruf olmaz diye uyarmamıza rağmen, belediyenin mali yapısı sebebiyle en sert tasarrufu gençlerden yaptığınız aşikar. Fakat ilçemizin köklü kulüplerine uygulananlar gerçekten gençlerimizi incitmektedir. Hürspor kulübümüzün banka hesaplarına icra yoluyla bloke konulması hiç şık olmamıştır. Bugün kendi belediye meclis üyeniz olan bir önceki Hürspor başkanının döneminde açılmayan defterlerin bugün açılmasıda ayrıca manidardır. İlçenin hakları konusunda görevinizi yapmanız normal karşılansada, kuralların kişilere ve dönemlere göre değişiklik göstermesi doğru değildir. Özellikle gençlerimiz ile ilgili daha hassas olmanızı talep ediyoruz başkanım.

Sölöz mahallesi gençlerimiz mevcut halısahanın kullanılabilir hale getirilmesini talep ediyor ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Bir ülkenin gerçek yüzü, sokaklarındaki düzenle, meydanlarındaki bayraklarla değil; en savunmasız insanlarına nasıl davrandığıyla ölçülür. Bugün bu ülkede, Aydın Söke Açık Cezaevi’nde, sessizce tükenen bir hayat var: Öztürk K. Öztürk K. %75 engelli. Talesemi majör hastası, aynı zamanda tip 1 diyabetli. Yani yaşamı boyunca düzenli kan nakline, insüline ve hijyenik ortama ihtiyaç duyan bir insan. Yürüyerek girdiği cezaevinde bugün artık yatalak hale gelmiş durumda. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, yürüyemiyor, elleri titriyor, bilinci kimi zaman gidip geliyor. Ve o hâlâ orada, duvarların arkasında “infaz” adı altında yaşam mücadelesi veriyor. Cezalandırmak, bir toplumu düzen içinde tutmanın aracıdır, denir. Ama insan onurunu korumayan bir ceza, artık adaletin değil, intikamın alanına girer. Bugün Türkiye’de, “hasta mahpuslar” başlığı altında yüzlerce insan, fiilen ölüm cezasına mahkûm edilmiş durumda. Her rapor “cezaevinde kalamaz” dese de, her dilekçe “uygun değildir” gerekçesiyle geri dönüyor. Peki, neye uygun değildir? Bir insanın yaşamasına mı? Bir devletin vicdanına mı? Öztürk K.’nin kardeşi, “Yürüyerek girdi, şimdi nefes bile alamıyor. Kimse duymuyor” diyor. Oysa devlet, her yurttaşının yaşam hakkını korumakla yükümlüdür — suçlu ya da suçsuz fark etmeksizin. Çünkü yaşam hakkı, hiçbir mahkemenin elinden alamayacağı bir haktır. Cezaevleri, yalnızca demir parmaklıkların ardındaki suçluların değil, dışarıdaki toplumun da aynasıdır. O aynada ne görüyoruz? Gözünü kapatmış bir sistem mi, yoksa el uzatmaya cesaret eden bir toplum mu? Bir devletin adaleti, güçlüye değil, güçsüze gösterdiği şefkatle ölçülür. Öztürk K.’nin durumu bir istisna değil, bir gösterge. Bir ülkenin sağlık sistemi, hukuk düzeni ve vicdanı burada kesişiyor. Ve biz, üçü arasında sıkışmış bir insanın her geçen gün eriyişini izliyoruz. Bu bir siyaset meselesi değil. Bu, insanlık meselesi. Bir insanın yaşamasına yardım etmek, bir partinin, bir ideolojinin, bir grubun meselesi değildir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yetkililere sesleniyorum: Adalet Bakanlığı’na, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne, İnsan Hakları Kurumları’na… Bu bir “dosya” değil, bir hayat. Ve o hayat, gün be gün elimizden kayıyor. Bir insanın ölüme terk edilmesi, hukukun değil, sessizliğin eseridir. Ve biz sustukça, adalet bir kelimeden ibaret kalır. Bir mahkûmun yatağında öylece çürüyüp gitmesi, hepimize dokunmalı. Çünkü bir gün, adaletin terazisi yeniden kurulacak. O gün geldiğinde, belki de en çok şunu sorgulayacağız: “Biz sustuğumuzda kim ölmüştü?”
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.