HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 01 KASIM 2025, CUMARTESİ

Orhangazi’nin Evlatları Basketbolda Tarih Yazıyor

26.02.2025 10:32
Orhangazi’nin Evlatları Basketbolda Tarih Yazıyor
Orhangazi’nin Evlatları Basketbolda Tarih Yazıyor
Orhangazi'de basketbolun gelişimine büyük katkı sağlayan Görkemli Çocuklar Basketbol Akademisi (GÇBA SPORTS), ilçedeki basketbol sever çocuklara eğitim vermeye devam ediyor. GÇBA SPORTS Antrenörü Görkem Çetin, akademinin misyonunu şu sözlerle anlattı:

"Biz, 5-18 yaş arası çocuklarımıza sadece basketbol eğitimi vermiyoruz. Onlara spor disiplini, ahlakı, sosyalleşme ve en önemlisi saygı ve sevgiyi öğretiyoruz. Aile ortamında yetişen gençlerimizi başarıya hazırlıyor, akademik ve sportif başarıyı bir arada yürütmelerini sağlıyoruz. Atatürk'ün emaneti olan çocuklarımızı en iyi şekilde eğitmek için var gücümüzle çalışıyoruz."

Çetin, sporcuların eğitim süreçlerinden de bahsederek, "Not ortalamalarına göre yaş gruplarına ayrılarak en doğru eğitimi almalarını sağlıyoruz. Böylece yaşıtlarıyla birlikte gelişim gösteren çocuklarımız, ilçemizi Bursa liginin en zor grubu olan A grubunda temsil ediyor. Bu mücadelede Orhangazi Belediyespor çatısı altında lige katılarak hem ilçemizi hem halkımızı en iyi şekilde duyurmaya çalışıyoruz" dedi.

Orhangazi Basketbolda Daha Büyük Başarılar İçin Destek Bekliyor

Akademi olarak belediyeden ve Gençlik Spor'dan destek aldıklarını ancak basketbolun Orhangazi'de daha da ileri taşınması için daha fazla katkıya ihtiyaç duyduklarını vurgulayan Çetin, "İlçemizden daha fazla destek aldığımız takdirde Orhangazi, gerçek anlamda bir basketbol şehri olacak ve üst liglere yükselecektir" dedi. Çetin ayrıca, basketbolu sadece kazanmak olarak görmediklerini, sporun aynı zamanda bir karakter gelişimi aracı olduğunu belirterek şunları ekledi:

"Bizim için sadece maç kazanmak değil, rakip düştüğünde el uzatmak, arkadaşını yerden kaldırmak da çok önemli. Bu zihniyetle büyüyen evlatlarımızın yıllar sonra çok daha güzel yerlere geleceğine inanıyoruz."

Orhangazi'nin Gençleriyle Büyük Başarılar

GÇBA SPORTS'un başarılarına da değinen Çetin, "Bu yıl U18 kategorisinde 169 takımın bulunduğu grupta çeyrek finale kadar yükseldik. Üstelik bu başarı dışarıdan transfer edilen oyuncularla değil, tamamen Orhangazi'nin çocuklarıyla geldi. Kendi yetiştirdiğimiz gençlerle böylesine büyük bir başarıyı tatmak gerçekten bambaşka bir duygu. Şu an U10 ve U12 liglerinde başarılı bir mücadele içindeyiz ve daha da ileriye gitmek için çalışıyoruz" dedi.

Akademinin başarısında emeği geçen antrenör ve yöneticilere de özel teşekkürlerini ileten Çetin, "Başta Harun Ayteş ve ben olmak üzere, Ahmet Hoşçiçek, Davut Çiçek, Oğuz Ersöz ve Veysel Muhammed'den oluşan genç ve dinamik ekibimiz, Orhangazi'de basketbolu daha ileri taşımak için gece gündüz çalışıyor" ifadelerini kullandı.

3. Göz Medya'dan Büyük Destek

Görkem Çetin, akademiye destek veren 3. Göz Medya Santra program yapımcıları Muharrem Değirmen ve Yüksel Akbayrak'a da teşekkür ederek, "Orhangazi'de her branştaki sporcuya destek veren bu kıymetli isimlere minnettarız. Çocuklarımızın yanında oldukları ve bizlere destek verdikleri için kendilerine teşekkür ediyorum" dedi.

Ziyaret sırasında konuşan Muharrem Değirmen ise, "Orhangazi'de böyle özverili bir şekilde çalışan, çocuklara hem spor hem de ahlak eğitimi veren bir yapının olması bizleri çok mutlu ediyor. Basketbolun gelişmesi için verilen bu mücadeleye her zaman destek olmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Yüksel Akbayrak da, "Burada sadece bir spor akademisi yok, geleceğe umutla bakan pırıl pırıl gençler var. Orhangazi'nin spor alanındaki gelişimi için üzerimize düşeni yapmaya hazırız" dedi.

Orhangazi'de sporun ve basketbolun daha ileri seviyelere taşınması için büyük bir özveriyle çalışan Görkemli Çocuklar Basketbol Akademisi, gençleri hem fiziksel hem de zihinsel olarak en iyi şekilde yetiştirerek geleceğe hazırlamaya devam ediyor. İlçenin spor alanındaki yükselişi, bu tür çalışmaların artmasıyla daha da ivme kazanacak gibi görünüyor.

 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Bir ülkenin gerçek yüzü, sokaklarındaki düzenle, meydanlarındaki bayraklarla değil; en savunmasız insanlarına nasıl davrandığıyla ölçülür. Bugün bu ülkede, Aydın Söke Açık Cezaevi’nde, sessizce tükenen bir hayat var: Öztürk K. Öztürk K. %75 engelli. Talesemi majör hastası, aynı zamanda tip 1 diyabetli. Yani yaşamı boyunca düzenli kan nakline, insüline ve hijyenik ortama ihtiyaç duyan bir insan. Yürüyerek girdiği cezaevinde bugün artık yatalak hale gelmiş durumda. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, yürüyemiyor, elleri titriyor, bilinci kimi zaman gidip geliyor. Ve o hâlâ orada, duvarların arkasında “infaz” adı altında yaşam mücadelesi veriyor. Cezalandırmak, bir toplumu düzen içinde tutmanın aracıdır, denir. Ama insan onurunu korumayan bir ceza, artık adaletin değil, intikamın alanına girer. Bugün Türkiye’de, “hasta mahpuslar” başlığı altında yüzlerce insan, fiilen ölüm cezasına mahkûm edilmiş durumda. Her rapor “cezaevinde kalamaz” dese de, her dilekçe “uygun değildir” gerekçesiyle geri dönüyor. Peki, neye uygun değildir? Bir insanın yaşamasına mı? Bir devletin vicdanına mı? Öztürk K.’nin kardeşi, “Yürüyerek girdi, şimdi nefes bile alamıyor. Kimse duymuyor” diyor. Oysa devlet, her yurttaşının yaşam hakkını korumakla yükümlüdür — suçlu ya da suçsuz fark etmeksizin. Çünkü yaşam hakkı, hiçbir mahkemenin elinden alamayacağı bir haktır. Cezaevleri, yalnızca demir parmaklıkların ardındaki suçluların değil, dışarıdaki toplumun da aynasıdır. O aynada ne görüyoruz? Gözünü kapatmış bir sistem mi, yoksa el uzatmaya cesaret eden bir toplum mu? Bir devletin adaleti, güçlüye değil, güçsüze gösterdiği şefkatle ölçülür. Öztürk K.’nin durumu bir istisna değil, bir gösterge. Bir ülkenin sağlık sistemi, hukuk düzeni ve vicdanı burada kesişiyor. Ve biz, üçü arasında sıkışmış bir insanın her geçen gün eriyişini izliyoruz. Bu bir siyaset meselesi değil. Bu, insanlık meselesi. Bir insanın yaşamasına yardım etmek, bir partinin, bir ideolojinin, bir grubun meselesi değildir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yetkililere sesleniyorum: Adalet Bakanlığı’na, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne, İnsan Hakları Kurumları’na… Bu bir “dosya” değil, bir hayat. Ve o hayat, gün be gün elimizden kayıyor. Bir insanın ölüme terk edilmesi, hukukun değil, sessizliğin eseridir. Ve biz sustukça, adalet bir kelimeden ibaret kalır. Bir mahkûmun yatağında öylece çürüyüp gitmesi, hepimize dokunmalı. Çünkü bir gün, adaletin terazisi yeniden kurulacak. O gün geldiğinde, belki de en çok şunu sorgulayacağız: “Biz sustuğumuzda kim ölmüştü?”
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.