HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 01 KASIM 2025, CUMARTESİ

Man United, Sancho'dan vazgeçmiyor

Dortmund oyuncusunu satmaktan vazgeçti ama Manchester United'ın bu transferden vazgeçmeye niyeti yok.

11.08.2020 00:00
Man United, Sancho'dan vazgeçmiyor
Man United, Sancho'dan vazgeçmiyor

Manchester United, Borussia Dortmund'un satmama kararı aldığı Jadon Sancho için girişimlerini sürdürecek.



Ole Gunnar Solksjaer'in mutlaka alınmasını istediği Sancho için uzun süredir uğraşan Man United, Dortmund'la el sıkışmayı başaramadı. Bu satış için 10 Ağustos'u son tarih olarak belirleyen Alman ekibi, Sancho'yu kamp kadrosuna aldı ve genç yıldızı satmama kararı aldı.



Dortmund'un sportif direktörü Michael Zorc, basın mensuplarına yaptığı açıklamada "Jadon Sancho gelecek sezon bizimle olacak. Bu son kararımız." şeklinde konuştu.



Fakat United, Zorc'un açıklamalarına rağmen bu transferden ümidini kesmiş değil.



Goal'ün edindiği bilgilere göre Manchester United, Dortmund'un isteğiyle üçüncü parti bir menajer tarafından yürütülen görüşmelerin yavaşlığından rahatsız. Ayrıca kulüp, oyuncuya ve menajerine ödenecek para konusunda da temkinli ilerlemek istiyor. Kırmızı Şeytanlar, Alexis Sanchez transferinde yaptıkları hataları tekrarlamak niyetinde değiller. 



Dortmund Sancho için United'dan 120 milyon euro istiyor ancak İngiliz ekibi, salgın döneminde böyle bir miktar talebinin gerçekçi olmadığını düşünüyor.



Manchester United, Dortmund'un 10 Ağustos'u son tarih olarak ilan edip oyuncuyu kampa dahil etmesini kesin sonuç olarak değerlendirmiyor ve transferin son günü olan 5 Ekim'e kadar başarıya ulaşabileeğine inanıyor.



Jadon Sancho'nun transfer edilememesi halinde yönelinmesi gündemde olan isim ise Bayern Münih forması giyen Kingsley Coman.


Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Bir ülkenin gerçek yüzü, sokaklarındaki düzenle, meydanlarındaki bayraklarla değil; en savunmasız insanlarına nasıl davrandığıyla ölçülür. Bugün bu ülkede, Aydın Söke Açık Cezaevi’nde, sessizce tükenen bir hayat var: Öztürk K. Öztürk K. %75 engelli. Talesemi majör hastası, aynı zamanda tip 1 diyabetli. Yani yaşamı boyunca düzenli kan nakline, insüline ve hijyenik ortama ihtiyaç duyan bir insan. Yürüyerek girdiği cezaevinde bugün artık yatalak hale gelmiş durumda. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, yürüyemiyor, elleri titriyor, bilinci kimi zaman gidip geliyor. Ve o hâlâ orada, duvarların arkasında “infaz” adı altında yaşam mücadelesi veriyor. Cezalandırmak, bir toplumu düzen içinde tutmanın aracıdır, denir. Ama insan onurunu korumayan bir ceza, artık adaletin değil, intikamın alanına girer. Bugün Türkiye’de, “hasta mahpuslar” başlığı altında yüzlerce insan, fiilen ölüm cezasına mahkûm edilmiş durumda. Her rapor “cezaevinde kalamaz” dese de, her dilekçe “uygun değildir” gerekçesiyle geri dönüyor. Peki, neye uygun değildir? Bir insanın yaşamasına mı? Bir devletin vicdanına mı? Öztürk K.’nin kardeşi, “Yürüyerek girdi, şimdi nefes bile alamıyor. Kimse duymuyor” diyor. Oysa devlet, her yurttaşının yaşam hakkını korumakla yükümlüdür — suçlu ya da suçsuz fark etmeksizin. Çünkü yaşam hakkı, hiçbir mahkemenin elinden alamayacağı bir haktır. Cezaevleri, yalnızca demir parmaklıkların ardındaki suçluların değil, dışarıdaki toplumun da aynasıdır. O aynada ne görüyoruz? Gözünü kapatmış bir sistem mi, yoksa el uzatmaya cesaret eden bir toplum mu? Bir devletin adaleti, güçlüye değil, güçsüze gösterdiği şefkatle ölçülür. Öztürk K.’nin durumu bir istisna değil, bir gösterge. Bir ülkenin sağlık sistemi, hukuk düzeni ve vicdanı burada kesişiyor. Ve biz, üçü arasında sıkışmış bir insanın her geçen gün eriyişini izliyoruz. Bu bir siyaset meselesi değil. Bu, insanlık meselesi. Bir insanın yaşamasına yardım etmek, bir partinin, bir ideolojinin, bir grubun meselesi değildir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yetkililere sesleniyorum: Adalet Bakanlığı’na, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne, İnsan Hakları Kurumları’na… Bu bir “dosya” değil, bir hayat. Ve o hayat, gün be gün elimizden kayıyor. Bir insanın ölüme terk edilmesi, hukukun değil, sessizliğin eseridir. Ve biz sustukça, adalet bir kelimeden ibaret kalır. Bir mahkûmun yatağında öylece çürüyüp gitmesi, hepimize dokunmalı. Çünkü bir gün, adaletin terazisi yeniden kurulacak. O gün geldiğinde, belki de en çok şunu sorgulayacağız: “Biz sustuğumuzda kim ölmüştü?”
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.