HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 01 KASIM 2025, CUMARTESİ

Sporun yıldızlarına ödül yağdı

04.05.2023 11:13
Sporun yıldızlarına ödül yağdı
Sporun yıldızlarına ödül yağdı

Kente kazandırdığı tesislerle sporda başarı çıtasını her geçen gün yükselten Bursa Büyükşehir Belediyesi, uluslararası müsabakalarda derece elde eden Bursalı sporcuları ödüllendirdi.  



Bursa'da gençleri merkeze alan projeleriyle Türkiye'ye örnek olan Büyükşehir Belediyesi, gençlik ve spor hizmetlerine yaptığı yatırımlarının karşılığını görmeye devam ediyor. Sporda tesisleşmeye yapılan yatırımların karşılığını ulusal ve uluslararası müsabakalarda elde edilen başarılarla almaya başlayan Büyükşehir Belediyesi, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da uluslararası müsabakalarda derece elde eden sporcuları ödüllendirdi.  Geçen yıl meclis kararıyla ulusal ve uluslararası turnuvalarda Bursa'yı temsil ederek derece elde eden toplam 34 sporcu ile 24 antrenörü toplamda 525 bin TL ile ödüllendiren Büyükşehir Belediyesi, bu yıl da 30 branşta yapılan başvurular sonucunda, 87 sporcu ve 45 antrenöre toplamda 2 milyon TL ödül verdi.



Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen ödül törenine Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, sporcular, meclis üyeleri ve başarılı sporcuların aileleri de katıldı. Gençlere yönelik hizmetlere büyük önem verdiklerini belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş,  her çocuğun en az bir spor veya sanat dalıyla uğraşması gerektiğini söyledi. Sporun sadece futbol olmadığını belirten Başkan Aktaş, "Bu felsefeyle Büyükşehir Belediyesporu daha kurumsal bir yapıya kavuşturmaya çalıştık. Başarılar geliyor, ben inanıyor ve ümit ediyorum ki burada daha nice Hatice Kübra'lar yetişecek. Biz Bursa'yız, ilklerin şehri, Osmanlı'nın şehriyiz. Tari ak tesis yapma noktasında önemli bir alt yapı oluşturduk. Gençlerimiz için belediyemizin tüm imkanlarını kullanıyoruz" diye konuştu.



Sporun ve gençlerin dostuyuz



Geleceğin aydınlık olması için gençlerin bir sanat dalı ve sporla ilgilenmesinin önemine değinen Başkan Aktaş, "Biz geleceğimiz olan gençlerimizi ne kadar sporla, ne kadar kültür ve sanatla buluşturabilirsek, geleceğimiz de o kadar aydınlık olacak. 2022 yılı içerisinde düzenlenen uluslararası müsabakalarda derece elden tüm sporcularımızı kutluyorum" dedi.



2 milyon TL ödül



Spor ödülleri programı kapsamında; atletizm, atıcılık, badminton, bilek güreşi, bocce, briç, boks, jimnastik, dağcılık, eskrim, engelliler futsal, futbol, güreş, goalball, halter, judo, kano, karate, kick boks, kyokushın karate, masa tenisi, modern pentatlon, motokros, okçuluk, oryantiring, ragbi, softbol branşlarında yapılan başvurular sonucunda, 87 sporcu ve 45 antrenöre toplamda 2 milyon TL ödül verildi. Sporun yıldızları aldıkları ödülün yüzde 25'ini asrın felaketinden zarar gören depremzedelere bağışladı.



Ayrıca bu yıl ilk defa; sporcu ve antrenörlerin oylarıyla "En iyi spor programı (tv)", "En iyi spor programı (radyo)", "En iyi spor programı sunucusu" ve "En iyi spor mecrası" dallarında da ödül verildi.



İnanmak ve çalışmak



Tokyo Olimpiyatları'nda 57 kiloda bronz madalya kazanarak Bursa'ya büyük bir gurur yaşatan Bursa Büyükşehir Belediyesporun milli tekvandocusu Hatice Kübra İlgün de başarısının sırrını çalışmak ve inanmak olarak açıkladı. Kariyeri boyunca başarmak için çok çalıştığını dile getiren İlgün, "Tarihindeki ilk olimpiyat madalyasını Bursa'ma ve ülkeme kazandırdığım için çok mutlu ve gururluyum. 5 büyük turnuvayı madalyayla tamamlayan tek Türk tekvandocu oldum. Beni bu seviyeye getiren antrenörümüze teşekkürü bir borç biliyorum. İyi ki varsınız, iyi ki arkamızdasınız. Spora ve sporcuya her zaman destek veren başta Cumhurbaşkanımız ve Büyükşehir Belediye Başkanımız Alinur Aktaş'a çok teşekkür ediyorum" diye konuştu.



Konuşmaların ardından Başkan Aktaş ve protokol üyeleri tarafından yıldız sporculara ve antrenörlerine temsili çekleri teslim edildi ve hatıra fotoğrafı çekildi.


Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Bir ülkenin gerçek yüzü, sokaklarındaki düzenle, meydanlarındaki bayraklarla değil; en savunmasız insanlarına nasıl davrandığıyla ölçülür. Bugün bu ülkede, Aydın Söke Açık Cezaevi’nde, sessizce tükenen bir hayat var: Öztürk K. Öztürk K. %75 engelli. Talesemi majör hastası, aynı zamanda tip 1 diyabetli. Yani yaşamı boyunca düzenli kan nakline, insüline ve hijyenik ortama ihtiyaç duyan bir insan. Yürüyerek girdiği cezaevinde bugün artık yatalak hale gelmiş durumda. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, yürüyemiyor, elleri titriyor, bilinci kimi zaman gidip geliyor. Ve o hâlâ orada, duvarların arkasında “infaz” adı altında yaşam mücadelesi veriyor. Cezalandırmak, bir toplumu düzen içinde tutmanın aracıdır, denir. Ama insan onurunu korumayan bir ceza, artık adaletin değil, intikamın alanına girer. Bugün Türkiye’de, “hasta mahpuslar” başlığı altında yüzlerce insan, fiilen ölüm cezasına mahkûm edilmiş durumda. Her rapor “cezaevinde kalamaz” dese de, her dilekçe “uygun değildir” gerekçesiyle geri dönüyor. Peki, neye uygun değildir? Bir insanın yaşamasına mı? Bir devletin vicdanına mı? Öztürk K.’nin kardeşi, “Yürüyerek girdi, şimdi nefes bile alamıyor. Kimse duymuyor” diyor. Oysa devlet, her yurttaşının yaşam hakkını korumakla yükümlüdür — suçlu ya da suçsuz fark etmeksizin. Çünkü yaşam hakkı, hiçbir mahkemenin elinden alamayacağı bir haktır. Cezaevleri, yalnızca demir parmaklıkların ardındaki suçluların değil, dışarıdaki toplumun da aynasıdır. O aynada ne görüyoruz? Gözünü kapatmış bir sistem mi, yoksa el uzatmaya cesaret eden bir toplum mu? Bir devletin adaleti, güçlüye değil, güçsüze gösterdiği şefkatle ölçülür. Öztürk K.’nin durumu bir istisna değil, bir gösterge. Bir ülkenin sağlık sistemi, hukuk düzeni ve vicdanı burada kesişiyor. Ve biz, üçü arasında sıkışmış bir insanın her geçen gün eriyişini izliyoruz. Bu bir siyaset meselesi değil. Bu, insanlık meselesi. Bir insanın yaşamasına yardım etmek, bir partinin, bir ideolojinin, bir grubun meselesi değildir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yetkililere sesleniyorum: Adalet Bakanlığı’na, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne, İnsan Hakları Kurumları’na… Bu bir “dosya” değil, bir hayat. Ve o hayat, gün be gün elimizden kayıyor. Bir insanın ölüme terk edilmesi, hukukun değil, sessizliğin eseridir. Ve biz sustukça, adalet bir kelimeden ibaret kalır. Bir mahkûmun yatağında öylece çürüyüp gitmesi, hepimize dokunmalı. Çünkü bir gün, adaletin terazisi yeniden kurulacak. O gün geldiğinde, belki de en çok şunu sorgulayacağız: “Biz sustuğumuzda kim ölmüştü?”
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.