HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 31 EKİM 2025, CUMA

YALOVA GÜÇ BİRLİĞİ FEDERASYONUNDAN TARİHİ DEKLARASYON

10.05.2023 11:47
YALOVA GÜÇ BİRLİĞİ FEDERASYONUNDAN TARİHİ DEKLARASYON
YALOVA GÜÇ BİRLİĞİ FEDERASYONUNDAN TARİHİ DEKLARASYON
Yaptığı çalışmalarla Yalova ve bölge için tarihi adımlar atan Yalova Güç Birliği Federasyonu, yine Yalova dedi  yine çözümden yana tavır aldı. Federasyon Başkanı İlhami Başkan ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile 3.Göz Medya Genel Koordinatörü İrfan Aydın önemli bir röportaj gerçekleştirdi.  İşte size tüm yalınlığı ile Yalova Güç Birliği Federasyonu..

Yalova Güç Birliği  Federasyonu Başkanı İlhami BAŞKAN yaptığı basın açıklamasında;

14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak olan, Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerine katılan tüm adaylara başarılar dileyerek, bölgemizde ve kentimizdeki sorunların çözümüne yönelik değerlendirmelerde bulundu.

Sözlerine  Federasyon olarak tüm siyasi partilere ve tüm adaylara eşit mesafede olduklarını ifade ederek  başladı.

Milletvekilliği seçimleri sebebi ile Federasyonumuzu ziyaret eden adaylara teşekkür ederek, Bölgemizin ve kentimizin sorunların ancak ortak akıl ile çözülebileceğine işaret etti. Ayrıca ziyarete gelen adaylar dışında Federasyonun başlatmış olduğu ''Yalova'nın Sorunları ve Çözüm Önerileri'' başlıklı seminerler dizisindeki bilgiler ve Federasyon Danışma Kurulundaki yapılan değerlendirmeler sonucunda ; Yalova Kamu oyu ile paylaşmak istediğimiz soruları özellikle Milletvekili olacak adaylarımızın dikkatlerine sunmaktayız ;

1- 2035 yılında Kent nüfusunun 1.000.000 olacağı öngörülen çevre düzeni planlarına göre Yalova Şehrinin içme suyu, atık suyu,çöp depolama alanları,Yalova şehir mezbahanesi,hayvan bakım evi tesisleri ve bunlara ilişkin projeler hazırlanmış mıdır? Yatırım programında yer almakta mıdır?

2-Yalova da imar planlamaları teknik çalışmalar dikkate alınarak ve halkın ve sivil toplum örgütlerinin görüşleri alınarak yapılmakta mıdır.

3-Deprem riski taşıyan Yalova da Kentsel dönüşüm ile ilgili kısa,orta ve uzun vadeli çözüm planı nedir.

4- Yalova ve çevresinin toprak ve deniz kirlilik raporları düzenli olarak açıklanacak mı.? Turizm kenti Yalova'da Turizm mastır planı yapıldı mı?.Yalova merkezinde kent ormanı oluşturulacak mı?.Ormanlarımızın ve su kaynaklarımızın kirlilikten korumasına yönelik tedbir yeterli midir.?

5-Büyük Marketlerin şehir dışına taşınması veya yeni imar planlarında şehir dışına planlanması dikkate alındımı.

6-Yıllardır sürüncemede bırakılan belki de çevre yolu olmayan tek il özelliğini taşıyan ilimizdeki Yalova çevre yolu projesi çınarcık Bursa yolu bağlantısı ne zaman başlayacak ve bitecek.

7-Yalova turizmi için son derece önemli olan Yalova- Armutlu Devlet Karayolu ne zaman tamamlanacak.

8-Türkiyenin en uzun sahil şeridi olan Yalova'da Çiftlikköy-Yalova Merkez-Koruköy-Çınarcık Turistik sahil yürüyüş ve bisiklet yolu projesi var mıdır.

9-Yalova- Adalar Yolcu taşıma hatlarının geliştirilmesi için çalışma neden yapılmıyor.  çevremizdeki ilçe ve beldelere de ilave hatlar konularak Deniz ulaşım ağı oluşturulmalı ve Deniz taşımacılığı rekabeti olmalı ve ücretlerin muhakkak belli bir seviyeye getirilmesi konusunda çalışmalar yapılmaktamıdır.

10- Denizi ve Kaplıcası ile ülkemizin ilk turizm merkezi ilan edilmiş ancak bu özelliği zaman içerisinde Ege bölgesine, Antalya ve Afyona kaptıran Yalova nın yeniden Turizm merkezi ilan edilemesi,tüm kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum ve özel sektör işbirliği ile Turizm seferberliği ilan edilmesine yönelik turizm master planı varmıdır.

Yalova'nın ekonomik,sosyal,kültürel, turizm ve sanayi alanlarında  gelişmesi için tüm şehrin el ele vererek güçlerini birleştirmelidir.

İlhami BAŞKAN Federasyon Başkanı

3.Göz Hra

#Yalova #röportaj #İlhamiBaşkan #çözüm İrfan Aydın Yalova Haber Ajansı Orhangazi Haber Yalova Kent Konseyi Orhangazi Haber İlhami Başkan

Röportajın tamamını ise aşağıda ki linetken izleyebilirsiniz:

 https://www.facebook.com/ucuncugozgazete/videos/1327812494750417





 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Bir ülkenin gerçek yüzü, sokaklarındaki düzenle, meydanlarındaki bayraklarla değil; en savunmasız insanlarına nasıl davrandığıyla ölçülür. Bugün bu ülkede, Aydın Söke Açık Cezaevi’nde, sessizce tükenen bir hayat var: Öztürk K. Öztürk K. %75 engelli. Talesemi majör hastası, aynı zamanda tip 1 diyabetli. Yani yaşamı boyunca düzenli kan nakline, insüline ve hijyenik ortama ihtiyaç duyan bir insan. Yürüyerek girdiği cezaevinde bugün artık yatalak hale gelmiş durumda. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, yürüyemiyor, elleri titriyor, bilinci kimi zaman gidip geliyor. Ve o hâlâ orada, duvarların arkasında “infaz” adı altında yaşam mücadelesi veriyor. Cezalandırmak, bir toplumu düzen içinde tutmanın aracıdır, denir. Ama insan onurunu korumayan bir ceza, artık adaletin değil, intikamın alanına girer. Bugün Türkiye’de, “hasta mahpuslar” başlığı altında yüzlerce insan, fiilen ölüm cezasına mahkûm edilmiş durumda. Her rapor “cezaevinde kalamaz” dese de, her dilekçe “uygun değildir” gerekçesiyle geri dönüyor. Peki, neye uygun değildir? Bir insanın yaşamasına mı? Bir devletin vicdanına mı? Öztürk K.’nin kardeşi, “Yürüyerek girdi, şimdi nefes bile alamıyor. Kimse duymuyor” diyor. Oysa devlet, her yurttaşının yaşam hakkını korumakla yükümlüdür — suçlu ya da suçsuz fark etmeksizin. Çünkü yaşam hakkı, hiçbir mahkemenin elinden alamayacağı bir haktır. Cezaevleri, yalnızca demir parmaklıkların ardındaki suçluların değil, dışarıdaki toplumun da aynasıdır. O aynada ne görüyoruz? Gözünü kapatmış bir sistem mi, yoksa el uzatmaya cesaret eden bir toplum mu? Bir devletin adaleti, güçlüye değil, güçsüze gösterdiği şefkatle ölçülür. Öztürk K.’nin durumu bir istisna değil, bir gösterge. Bir ülkenin sağlık sistemi, hukuk düzeni ve vicdanı burada kesişiyor. Ve biz, üçü arasında sıkışmış bir insanın her geçen gün eriyişini izliyoruz. Bu bir siyaset meselesi değil. Bu, insanlık meselesi. Bir insanın yaşamasına yardım etmek, bir partinin, bir ideolojinin, bir grubun meselesi değildir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yetkililere sesleniyorum: Adalet Bakanlığı’na, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne, İnsan Hakları Kurumları’na… Bu bir “dosya” değil, bir hayat. Ve o hayat, gün be gün elimizden kayıyor. Bir insanın ölüme terk edilmesi, hukukun değil, sessizliğin eseridir. Ve biz sustukça, adalet bir kelimeden ibaret kalır. Bir mahkûmun yatağında öylece çürüyüp gitmesi, hepimize dokunmalı. Çünkü bir gün, adaletin terazisi yeniden kurulacak. O gün geldiğinde, belki de en çok şunu sorgulayacağız: “Biz sustuğumuzda kim ölmüştü?”
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.