Beddua etme

11.06.2025 00:00

Kışın tam ortası, çocukların sömestre tatilinde, Büyükannemizin köy evindeydik.Yemyeşil dik dağlarda ,uçsuz bucaksız ormanda,çam ağaçlarının eşsiz görünümünde rüya gibi bir gündü.

Radyodan duyduk.Usta bir gazeteci vurulmuştu.Kabak , yine insanin iyisinin başına patlamıştı.

Kar yağışı durmuş ,hafifçe esen rüzgar karları eritiyordu.

Evden biraz uzakta büyükçe bir kaya parçası vardı.Daha dikkatle bakınca ata benziyordu..ve üstünde bir yük var gibiydi.Çok merak ettim de oraya kar da gidemezdim.

Büyükanneme sordum; ,Normal bir kaya gibi durmuyordu.

Kızım , eskiden bizim yaylalardan öteye yörük obaları varmış.Obada yaşayanlar arasında bir ana ve oğlu ,koyun keçi sürüleriyle hayatlarını sürdürür kendi hallerinde yaşar giderlerken, Oğul yakın köylerden bir kızla evlenir.

Anne ağzı var dili yok sakin bir anneymiş.Her hafta şehir pazarına, yaptığı yoğurt , peynir ,ekmek vs. ne varsa atıyla satmaya inermiş.

Gelin hanım kız ,oldukça aksi ,memnun olmaz kişilikteymiş.

Üzerine titreyen eşine, kayınnasına karşı gelir , ne şükretmesini bilirmiş.Ne de bir güler yüz gösterirmiş.

Epey bir zaman sonra ,kayınnası o gün rahatsızmış.

_Gelin hanim ,Bu hafta pazara ben varıp geleyim,demiş.

Pazara götürdüklerini satıp , gaz ,tuz vs. ihtiyaçları alıp dönerken,aklı fikri kayınnasındaymış. Kadının varlığına tahammülü yokmuş.

İçinden geçenlerden melekler bile rahatsız,

şeytanlar sevinir olmuş.

Tam burada yayla yoluna saparken ,ağzında beddualar, kafasında kötülük planları, yüreğinde fesatlik tohumlarını yeşertmiş büyütmüştü, Gelin hanım.

Ben heyecanla dinlerken, büyükannemde meşhur fasulye turşusu kavurması yapıyor,sobanın fırının da, da misir ekmeği pişiriyordu.

Ben mutfakta oluşan güzel kokulu havadan, ilk defa gördüğüm manzara ve sıcak samimi ortamdan düşte gibiydim.

_ Büyükannemiz devam etti..

( Evdeki ana ,öyle iyi niyetli ,öyle asil bir insanmış ki, Gelin kıza sabredermiş.

Oğluna bakar. Ya Sabır evlat der ,gülümsermiş.

Yakın köy ve yörük obalarında onu tanımayan duasını almayan yokmuş.Kökten temelden , otlu ocaklı aileden olan anne şifalı otlardan hasta olanlara ilaçlar hazırlar, herkese iyiliğe koşarmış.

Şehre ,her gün taze koyun sütü gönderirmiş.)

_ Büyükannem ,nasıl yani o devirde hergün nasıl süt gönderilir.?

_ Anlatayım kızım ,dedi.

_ ( Çok çok eskiden ,yaylalardan şehir yerleşimlerine künklerle süt yolu varmış.

Süt üretimiyle uğraşanların belli günlerinde, yukardan aşağı sütü boşaltır.Imalathanelerde sütleri kullanırlarmış.

Bu süt yolu çok eski bir uygarlıktan kalmış.)

Tam da o anda, Anne dua eder ,benim yerime gitti şehre der ,

Allah benim için ,ne düşünüyorsa, iyilik içindir.Cahildir ,düzelir dermiş.

Gelin hanım da tam o an da ,

_ Ben gidene kadar taş kesilse de taş görsem.Olduğu yerde kalsa da kurtulsam varlığından demiş demesine de,keşke dili

susaydı.

Aklına gelen yalan olsaymış.

İşte o an ,zavallı at tökezledi, Gelin hanımın eli ayağı buz oldu katılaştı.

Oracıkta kaldılar.

O günden bu gune ibret oldular .İbreti Alabilene Görebilene.

Gelin ve At , taş oldular.

Bedduanın sonu iyi değildir.

( İyilik yap denize at. Balık bilmez ise Hâlik bilir.)

Müyesser Güzel

2.haziran 2025