PKK Tamam da Arz-ı Mevhut ne zaman sonlanacak?

13.05.2025 14:16

Emperyalist güçlerin maşa olarak kullandığı PKK terör örgüsünün fethi kararı almış olması, elbette ki bölgemiz için olumlu gelişmelerin de temelini atacaktır.

Lakin yılanın başı olan Arz-ı Mevhut idealleri devam ettiği sürece, bölgenin huzur bulması imkânsızdır.

Verimli Hilal olarak da adlandırılan Mezopotamya Havzası, asırlardır kan ve gözyaşının adresi olmaya devam ediyor.

Siyonist anlayışın Arz-ı Mevhut idealleri doğrultusunda bölgeye huzur vermeme politikalarının tezahürü olarak, bölge üzerindeki oyunların biri bitmeden diğeri başlıyor.

Kırk yılı aşkın süredir devletimizin ve milletimizin değerlerini sömüren PKK terör örgütü, nihayet kendini fethi kararı aldı.

Toplumsal barış süreci olarak adlandırılan gelişmelerin bir ayağı olarak, terör örgütünün kontr sonrası faaliyetlerini PKK adına yapmama ve PKK'yı fethi kararı kamuoyundan büyük destek buldu.

Örgütün on binleri bulan milis güçlerinin, bölgedeki İsrail kontrolünde kurulmak istenen Kürt uydu devletine katılmaları bekleniyor.

İlginç olan, yıllardır PKK terör örgütüne her türlü desteği ve silah yardımını yaparak örgütün ayakta kalmasını sağlayan emperyalist devletlerin de bu fethi kararına tam destek vermiş olmalarıdır.

ABD, Fransa, İngiltere, Rusya ve tabii ki İsrail bu senaryoda başrol oynayarak kararı ilk önce alkışlayanlar arasında yer aldılar.

Birleşik Kürdistan için kuruluş senedi BM'ye verildi.

Bölgede yaşanan hızlı gelişmeleri sağlıklı olarak değerlendirmeden esas gayeyi görmek imkânsızdır.

Yıllardır, başta Kürt halkı olmak üzere bölge insanının kanını emen; binlerce vatan evladının şehadetine, yüzlerce milyar dolarlık mâli kayıplara sebep olan PKK terör örgütünün kendini fethi etmiş olması, örgütün köşeye sıkışmış olmasından dolayı değil, amacına ulaşmış ve görevini tamamlamış olmasındandır.

Nitekim bundan tam dört yıl önce yaptığımız yayınlarda, BM'nin kuruluş senedinin BM'ye verildiğini kamuoyuna duyurup yetkilileri uyarmıştık.

Yapmış olduğumuz o yayında, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'ın da özel dostluğunu kazanmış olan uyuşturucu baronu Hüseyin Baybaşı'nın BM'ye başvuruda bulunarak BM'nin kuruluş senedini verdiğini; birkaç yıl içerisinde PKK dahil, bölgedeki Kürt kökenli yapıların kendilerini tek tek fethederek bu oluşuma katılacaklarını belirtmiştik.

Esas bölgeyi bekleyen tehlike, İsrail kontrolünde kurulacak olan, özde İsrail uydu Barzanistan sözde Birleşik Kürt Federe Devleti'dir.

Görünen o ki, maalesef bu oluşuma PKK'nın silah bırakması şartıyla biz de "evet" dedik.

Yakın zamanda Barzani yönetiminin, tırnak içinde "Türkiye'ye katılmak istiyoruz" şeklinde bir çıkış yapması durumunda, bizdeki sıvı milliyetçilerin bayram yapmalarına şahit olabiliriz.

Böylesi bir karar da Büyük İsrail ya da Arz-ı Mevhut idealinin bir parçası olacaktır.

Musul, Kerkük, Erbil, Halep vs. Türkiye'ye katılmak için başvuruda bulunabilirler.

Böyle bir kararın bizde karşılık bulabilmesi için anayasamızın ilk dört maddesinin değiştirilerek üniter yapıdan federatif yapıya geçmemiz gerekir ki, esas o zaman hapı yutacağız.

Büyüyoruz derken Doğu ve Güneydoğu illerimizin nasıl elimizden çıkarıldığına şahitlik yapabiliriz.

Nitekim Hz. Peygamber'in haber verdiği günlerin ayak sesleri geliyor.

Yahudiler Nil'den Fırat'a ulaşacaklar.

İsrail'in işgalci yapısı ya da nüfusu böyle bir işgal için yeterli değildir.

Onun için de Babil'deki kayıp Yahudik kavmi olarak kabul edilen Barzanistan kullanılacaktır.

Müslüman Kürt ve Türkmen liderlerin daha ayık olmaları gerekiyor.

Hüseyin Baybaşı'nın yıllar önce, tırnak içinde "artık Kuzey Kürdistan, Suriye Kürdistanı, İran Kürdistanı gibi ifadeler yerine Birleşik Kürdistan tabirinin kullanılması gerekir" çıkışını çok iyi tahlil etmek gerekir.

Bölge, Kurtar Sokrası'ndan alınıp sırtlanların önüne atılmak isteniyor.

İsrail'in Arz-ı Mevhut idealinden geri durması imkânsız olduğuna göre, bölge halklarının ayık olup kardeşlik ikliminde bir araya gelmeleri kaçınılmazdır.

İrfan Aydın – 3. Göz Özel Haber