HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 01 KASIM 2025, CUMARTESİ

Başkan Çağlayan'dan şehit ailelerine ziyaret

Başkan Çağlayan Şehit Ailelerini ziyaret etti
Şehit Ailelerine sürpriz bir ziyaret yapan Belediye Başkanı Neşet Çağlayan, duygusal anlar yaşanmasına neden oldu. Çağlayan'a sürpriz ziyaretinde eşi Zöhre Çağlayan, Meclis üyeleri Mine Kurtiş, F.Zehra Höçük ve Fikret Nogal eşlik etti. Şehit aileleri hasbıhal eden Çağlayan, aileleri dinleyip, ihtiyaçlarını sordu.
 
31.08.2015 00:00
Başkan Çağlayan'dan şehit ailelerine ziyaret
Başkan Çağlayan'dan şehit ailelerine ziyaret
"ŞAŞIRDIK"

Başkan Çağlayan'ın şehir dışında olmayan şehit ailelerine yaptığı ziyaretler Şehit Vedat Akdağ'ın baba evinden başladı. Şehit babası Hüseyin Akdağ, ziyarete şaşırdığını gizlemeyerek, "Beklemiyorduk. Senede bir gün, asker, polis, Belediye görevlileri geliyordu. Bir daha ki seneye kadar da kimse kapımızı çalmıyordu" dedi. Eşi ile birlikte Çağlayan ve beraberindekileri karşılayan Akdağ, memnuniyetini aktarırken Başkan Çağlayan'a teşekkür etti.



"BAŞKANLARIN BAŞKANISIN"

Şehit Murat Solak'ın evinde ise Çağlayan'ı kalabalık aile üyeleri karşıladı. Şehit babası Demirali Vatansever, Belediye Başkanı Çağlayan'ı evinde görmekten duyduğu memnuniyeti anlatırken, duygulandı. Vatansever, merhum M.Turgut Ünlü'den sonra evini ziyaret eden tek Belediye Başkanının Neşet Çağlayan olduğunu ifade ederek, "Sen başka bir insansın, başkanların başkanısın" dedi.



ÖZÇELİK GÖZYAŞLARINI TUTAMADI

Beraberindeki heyetle birlikte ardından da, Şehit Hüseyin Uslu'nun babası Bayram Uslu ve Şehit Metin Güney'in babası Mehmet Güney'i de evlerinde ziyaret eden Çağlayan, burada da Şehit aileleriyle sohbet edip, sorunlarını dinledi, hediyeler verdi.

Şehit Oktay Özçelik'in baba evine yapılan ziyarette ise duygusal anlar yaşandı. Çağlayan'ın evini ziyaret etmesinden büyük onur duyduğunu söyleyen İlhan Özçelik, "Bundan daha büyük onur zannetmiyorum ki olsun. Çok mutlu oldum. Allah razı olsun. Beraberindeki hanımefendiler, beyefendiler de bizleri sevindirdi" diye konuştu. Başkan Çağlayan'ın hediye ettiği özel yaptırılmış Türk Bayrağını eline aldığında ise Özçelik, "Bundan daha güzel hediye olamazdı" diyerek gözyaşlarını tutamadı. Özçelik'in gözyaşları ziyarete katılan Çağlayan ve beraberindekileri de duygulandırdı.



BAYAN MECLİS ÜYELERİ HİZMET ETTİ 

Çağlayan, eşi ve Meclis üyelerinin ziyaretleri sırasında renkli görüntüler de yaşandı. Şehit evlerinde ikramları, bayan Meclis üyeleri F.Zehra Höçük ve Mine Kurtiş yaptı. Kendi evlerinde misafir ağırlar gibi davranan Höçük ve Kurtiş'in hizmeti, şehit ailelerini de mutlu etti.

 

BİZLERİ EVLADINIZ BİLİN

Belediye Başkanı Çağlayan, şehit aileleriyle sohbet ederken, "30 Ağustos Zafer Bayramı öncesinde vatan için şehit düşen tüm şehitlerin geride kalan emanetlerinin halini hatırını sormak istedik. Sizlere bizim anne babamızsınız gözüyle bakıyoruz. Bizleri de bir evladınız gibi görün. Her derdinizin bir şekilde dermanı olmaya çalışıyoruz. Onlar vatan için canlarını feda ettiler. Bizlerde bu vatan için çalışarak hem şehitlerimize, hemde vatanımıza karşı borcumuzu ödemenin gayreti içindeyiz. Bu süreçte değerli büyüklerimizin hem hayır dualarını, hemde sürece olan katkılarını hep gördük. İnşallah görmeye de devam edeceğiz. Bizler bizlerle birlikte olduğunuz, karşılıklı moral motivasyonumuzu sağladığımız müddetçe her şeyin en güzelinin olacağına inanıyoruz" diye konuştu.



ŞEHİTLİK TEŞEKKÜRÜ

Ziyarette Başkan Çağlayan'a dua eden şehit aileleri, İlçe Şehitliği'ne yapılan çalışmalar için de ayrıca teşekkür etti.HABER: Orhangazi Belediyesi Basın Bürosu

 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Bir ülkenin gerçek yüzü, sokaklarındaki düzenle, meydanlarındaki bayraklarla değil; en savunmasız insanlarına nasıl davrandığıyla ölçülür. Bugün bu ülkede, Aydın Söke Açık Cezaevi’nde, sessizce tükenen bir hayat var: Öztürk K. Öztürk K. %75 engelli. Talesemi majör hastası, aynı zamanda tip 1 diyabetli. Yani yaşamı boyunca düzenli kan nakline, insüline ve hijyenik ortama ihtiyaç duyan bir insan. Yürüyerek girdiği cezaevinde bugün artık yatalak hale gelmiş durumda. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, yürüyemiyor, elleri titriyor, bilinci kimi zaman gidip geliyor. Ve o hâlâ orada, duvarların arkasında “infaz” adı altında yaşam mücadelesi veriyor. Cezalandırmak, bir toplumu düzen içinde tutmanın aracıdır, denir. Ama insan onurunu korumayan bir ceza, artık adaletin değil, intikamın alanına girer. Bugün Türkiye’de, “hasta mahpuslar” başlığı altında yüzlerce insan, fiilen ölüm cezasına mahkûm edilmiş durumda. Her rapor “cezaevinde kalamaz” dese de, her dilekçe “uygun değildir” gerekçesiyle geri dönüyor. Peki, neye uygun değildir? Bir insanın yaşamasına mı? Bir devletin vicdanına mı? Öztürk K.’nin kardeşi, “Yürüyerek girdi, şimdi nefes bile alamıyor. Kimse duymuyor” diyor. Oysa devlet, her yurttaşının yaşam hakkını korumakla yükümlüdür — suçlu ya da suçsuz fark etmeksizin. Çünkü yaşam hakkı, hiçbir mahkemenin elinden alamayacağı bir haktır. Cezaevleri, yalnızca demir parmaklıkların ardındaki suçluların değil, dışarıdaki toplumun da aynasıdır. O aynada ne görüyoruz? Gözünü kapatmış bir sistem mi, yoksa el uzatmaya cesaret eden bir toplum mu? Bir devletin adaleti, güçlüye değil, güçsüze gösterdiği şefkatle ölçülür. Öztürk K.’nin durumu bir istisna değil, bir gösterge. Bir ülkenin sağlık sistemi, hukuk düzeni ve vicdanı burada kesişiyor. Ve biz, üçü arasında sıkışmış bir insanın her geçen gün eriyişini izliyoruz. Bu bir siyaset meselesi değil. Bu, insanlık meselesi. Bir insanın yaşamasına yardım etmek, bir partinin, bir ideolojinin, bir grubun meselesi değildir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yetkililere sesleniyorum: Adalet Bakanlığı’na, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne, İnsan Hakları Kurumları’na… Bu bir “dosya” değil, bir hayat. Ve o hayat, gün be gün elimizden kayıyor. Bir insanın ölüme terk edilmesi, hukukun değil, sessizliğin eseridir. Ve biz sustukça, adalet bir kelimeden ibaret kalır. Bir mahkûmun yatağında öylece çürüyüp gitmesi, hepimize dokunmalı. Çünkü bir gün, adaletin terazisi yeniden kurulacak. O gün geldiğinde, belki de en çok şunu sorgulayacağız: “Biz sustuğumuzda kim ölmüştü?”
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.