HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 15 TEMMUZ 2025, SALI

Söz Ahlakı (Doğruluk)

15.07.2025 00:00
İslam Dininin getirmiş olduğu ölçüler, insanın günahlarla kirlenmiş gönlünü tertemiz hale getirir, dünyaya dalmış ruhunu uhrevi hayata döndürür, dünyayı ahirete ahireti dünyaya tercih etmeden her ikisini de Yaratanın razı olacağı bir yaşantıya çevirir.

Bu sebeple bize sunulmuş olan bu ilkeleri benimsemeli, hayat düsturu haline getirmeliyiz.

Bu düsturlardan biride doğruluktur.

Doğruluk yalancılığın zıddıdır.

Doğruluktan kasıt, söz söylemede, söz vermede,  yaşantıda, iş hayatında, aile hayatında vs. doğru olmak, yalancılıktan beri olmaktır.

Doğruluk ne kadar önemli ise doğru insanlarla beraber olmakta o kadar önemlidir.

Yaşam yalnız başına geçirilebilecek tarzda yaratılmamıştır.

Birliktelik kaçınılmazdır.

Bu birlikteliklerin en güzel şekilde devam edebilmesinin yolu ise doğruluktur.

Doğruluk hayatın temel ilkesidir.

Dünya hayatının güzel bir şekilde geçirilmesine vesiledir.

Doğru sözlü olmayanların, işlerinde doğru çalışmayanların aile yaşantısında doğru davranışlar sergilemeyenin sonu hüsranlıktır.

Birkaç örnekle konumuzu daha iyi anlamaya çalışalım:

Eve geç gelen koca doğru söz söylemeyerek eşine karşı nerde olduğunu saklar ise, evinde olanlar için kocasına doğru bilgileri kadın sunmaz ise böyle bir hayat yavaş yavaş eşlerin birbirinden uzaklaşmalarına sebep olacaktır.

Mesela evde aile birlikte beraber otururken telefon geldiğinde baba, telefona bakan çocuğuna "babam evde yok de" diye sözlerde bulunursa o zaman çocuk doğru sözün bazı zamanlarda söylenmeyeceğini zanneder ki, zaman sonra büyüdüğünde babası nerdeydin diye sorunca yanlış yerlerde dahi olsa çocuk doğru yerlerde dolaştığı yalanını söyleyecektir.

Çocuklar tertemiz birer varlıklardır.

Bizler onları şekillendirmekteyiz.

Bu sebeple onların yanında doğru davranışlar ve doğru sözler sergilememiz geleceğimiz için gereklidir.

Bazen eşler birbirlerine yalan söyler, çocuklar müdahale eder "sen çok konuşma bakayım" derler.

Çocuk sorduğunda neden doğru söylemiyorsun diye, ana-baba "bazen annelerin veya babaların bilmemesi gereken şeyler vardır" cevabı verilir ki; bu yanlış, zaman sonra "ana-babaların da bilmemesi gereken bazı şeyler vardır" şekline dönüşür.

Günümüzde zararlı alışkanlıklara müptela olmuş birçok gencimiz bu şekilde hatalara düşmektedir.

Çocuklarımızın nerde olduklarını tam soramıyor, sorsak dahi doğru cevaplar alamıyoruz.

Neslimizin dünya mutluluğu elimizdedir ve lütfen yapmış olduğumuz –kendimizce doğru olan- yanlış davranışlarla bu mutluluğu hüzne çevirmeyelim.

İş hayatında doğruluk ilkesi ışığında çalışmamak kul hakkını ihlal etmek demektir. Bizlere verilmiş olan memuriyet, bütün milletimizin bir emanetidir.

Yine ister devlet müesseselerinde, ister özel sektörde iş imkanı bulmuş isek bu bize verilen bir emanettir.

Doğruluk ilkesi çerçevesinde çalışmamak ise emanete hıyanetlik etmektir.

Ticari hayatta doğruluk ise ticari canlılığın devam etmesinin en önemli sebebidir.

Yalan üzerine bina edilmiş ticari hayatta, ne esnaf nede müşteri bir fayda elde edemez. Müşteriyi aldatan esnaf aslında kendisini aldatmış demektir.

Aldata aldata en sonunda müşterisi kalmayan esnaf elbette iflas edecektir.

Esnafı aldatan müşteri ise yine kendini aldatmış demektir.

Özellikle borçlu olunan yerlere zamanında borçların ödenmemesi sebebiyle esnaflar mağdur olmakta ve nice küçük müesseseler bu şekilde kapanmak zorunda kalmaktadır. Buda küçük esnafın yok olmasına sebep olmaktadır.

Arkadaşlık ilişkileri ise yine doğrulukla sürdürülebilmektedir.

Yalancılarla arkadaş olmak istemeyiz.

Doğru sözlü olmayanların zararlarının mutlaka bir gün bize dokunacağını çok iyi bilmekteyiz. Bu sebeple bizde arkadaşlık ilişkilerimizde doğruluktan asla taviz vermeyeceğiz.

Çünkü, Müslüman kendisi için istediğini Müslüman kardeşi için isteyendir. 

Doğruluk emin olmak ve güvenilir olmak demektir.

Yalancıdan emin olunmaz, yalancının asla güvenirliği yoktur. 

Doğruluk konusunda Peygamber Efendimiz bizlere en büyük örnektir.

O'nun hayatında yalana asla rastlanmamıştır. Sadece kendine inanalar değil, inanmayanlar dahi onun doğruluğunu tasdik etmişler ve kendisine Muhammedü'l-Emin demişlerdir. Kabe'nin tamirinde Kureyşliler "Hacer-i Esved"i yerine koyma sırası gelince anlaşamadılar. Kureyş'in bütün kolları, bu şerefin kendilerine âit olmasını istiyordu.

Anlaşmazlık dört gün sürdü, kan dökülmek üzereydi ki, Harem kapısından ilk girecek zâtın hakem yapılarak, onun vereceği karara uyulmasını" teklif edildi.

Bu teklifin kabul edilmesiyle Haremin kapısından girecek olan beklenmeye başlandı. Kapıdan Hz. Muhammed (s.a.s) girince buna o kadar sevindiler ki, "el-Emîn, el-Emîn," geldi, O'nun vereceği karara razıyız dediler.

Hz. Muhammed (s.a.s.), üzerine Hacer-i Esved-i koyduğu yaygının uçlarını Kureyşin ulularına tutturdu; hep berâber, konulacağı yere kadar taşıdılar.

Hz. Peygamber (s.a.s.)'de taşı alıp yerine yerleştirdi. Anlaşmazlığın bu şekilde çözümlenmesi herkesi memnûn etti.

Böylece büyük bir felâket önlenmiş oldu.

Günümüzde ahlaki ilkelerin hiçe sayıldığını üzülerek görmekteyiz.

Sözünde ahlakı vardır.

Bu ahlak ise doğruluktur.

Doğru sözlü, doğru özlü olmamak kişiye zarar verdiği gibi ibadetlerine de zarar vermektedir. İnsanla yalan asla bir araya gelmemelidir.

Yazımızı Sevgili Peygamberimizin tavsiyeleriyle sonlandırıyoruz.

Efendimiz şöyle buyuruyor:

"Şüpheliyi bırak, şüphe vermeyene bak.

Zira gönül, (sözde ve işde) doğrudan huzur, yalandan kuşku duyar."

Yüce Rabbim özü ve sözü doğru olanlardan eylesin.

Yalana, yanlışa saptırtmasın.

Hatalarımızı affeylesin.

Kusurlarımızı bağışlasın.

Allah'a emanet olun.

Cemil Öner

(Emekli Din Görevlisi)

 
Cemil ÖNER / diğer yazıları
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.