Üçüncü Göz Gazetesi: İKİ YÜZ KARASI AYNA: A HABER VE HALK TV

Muharrem DEĞİRMEN /GÖZLEM
muharremdegirmen @ gmail.com

Türkiye'de medya, asli görevi olan toplumu bilgilendirme misyonunu çoktan yitirmiş durumda. Bugün ekranları açtığınızda karşınıza çıkan manzara; iktidar adına tetikçilik yapan A Haber ve CHP'nin ekran kolu gibi davranan Halk TV. Bu iki kanal, birbirinin aynadaki yansımasıdır: Aynı çamurun içinde farklı renklerle süslenmiş iki propaganda makinesi.

A Haber, AK Parti'nin sesi olmaktan öteye geçmemekte. Sözde haber bültenleri, neredeyse parti açıklamalarının tekrarından ibaret. Her gün aynı dil: "Muhalefet beceriksiz, dış güçler devrede, Reis yine haklı çıktı…" Eleştiriye tahammül yok, farklı sese hayat hakkı yok. Hukukun üstünlüğü yerine lidere itaati kutsayan bir ekran dili... Kamuoyuna bilgi değil, dogma pompalayan bir ideolojik aygıt.

Diğer tarafta Halk TV... CHP'nin adeta dijital genel merkezi gibi çalışıyor. Eleştirel gazetecilik kılıfıyla, parti çizgisine körü körüne bağlılık gösteriyor. "İktidar eleştirisi" adı altında yürütülen yayıncılık, muhalefeti değil doğrudan CHP'yi parlatmaya, yüceltmeye endeksli. CHP dışındaki muhalif sesler bile bu ekranda ya küçümsenir ya da susturulur. Halk TV'nin ekranı, "bizden olmayan" herkese kapalıdır. Bu da basın özgürlüğü değil, parti fanatizminin ekran versiyonudur.

Her iki kanal da sabah akşam karşılıklı küfürleşen, hakaret yarışına giren, toplumun sinir uçlarıyla oynayan bir dil kullanmakta. A Haber için muhalif olan herkes "hain"; Halk TV için iktidar yanlısı olan herkes "yobaz." Ne vicdan var ne sorumluluk; sadece ekranlardan toplumu hizaya sokma çabası, sadece kutuplaşma, sadece düşmanlaştırma…

Oysa hukuk devleti, eleştiriye açık medyayı değil, hakarete dayalı ekran kabadayılarını sorgular. Basın özgürlüğü; halkı aydınlatma hakkıdır, siyasi angajman değil. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin de defalarca altını çizdiği gibi, basın özgürlüğü sınırsız değildir. Hakaret, iftira ve karalama kampanyaları "düşünce özgürlüğü" değil, açıkça suçtur.

Bugün geldiğimiz noktada A Haber de Halk TV de basın değildir; her ikisi de bağlı oldukları siyasi yapının borazanıdır. Bu medya organları, halkın değil; partilerin çıkarını korur. Gazetecilik değil, ekran üzerinden propaganda savaşı yaparlar. Habercilik değil, ekran kabadayılığı üretirler.

Ve bu nedenle, Türkiye'nin demokratikleşmesinin önündeki en büyük engellerden biri de işte bu ekran iktidarlarıdır. Halkı kutuplaştıran, gerçekleri perdeleyen, sadece kendi mahallesine yayın yapan bu karanlık medya düzeni yıkılmadıkça, ne hakikat yerini bulur ne de hukuk nefes alır.

Gerçek gazetecilik; iktidarı da muhalefeti de gerektiğinde tokatlayabilen, hiçbir partiye yamulmayan, sadece halkın yanında duran haberciliktir. Ne A Haber'in korkulu dili, ne Halk TV'nin kibirli sesi bu vasfa sahip değildir. Bu ikisi de, Türkiye basın tarihine kara birer leke olarak geçmiştir. Ve bu lekeler, halkın hakikat talebiyle silinecektir.

Muharrem DEĞİRMEN /GÖZLEM / diğer yazıları