Üçüncü Göz Gazetesi: MHP’li Bozoğlu’ndan Kaymakama İstiklal Marşı çıkışı

Muharrem DEĞİRMEN /GÖZLEM
muharremdegirmen @ gmail.com

Geçtiğimiz günlerde Orhangazi'de düzenlenen, Peygamber Efendimizin 1500. doğum yılına ithaf edilen Mevlid Kandili programında yaşananlara kulak misafiri oldum. Meydanda kısa süreli bir tartışma dikkatimi çekti. Önce anlam veremedim, sonra merak edip araştırdım. Konuyu orada bulunanlarla konuştum, MHP'li yakın kaynaklardan dinledim. Anladım ki mesele sadece bir tartışma değil, aslında çok daha derin bir kırılmaydı.

Program resmî bir protokol programıydı: Kaymakam, belediye başkanı, siyasi parti temsilcileri, STK'lar, kısacası şehrin nabzını tutan herkes meydandaydı. Müftülük düzenlemişti, dualar edildi; Gazze'den farklı coğrafyalara kadar nice mazlum halklar için gözyaşı döküldü.

Ama işin en can alıcı tarafı şuydu: Bu ülkenin bağımsızlığını borçlu olduğumuz Atatürk ve silah arkadaşları için tek bir dua edilmedi. Şehitler ve gazilerimiz için niyaz edilmedi. İstiklal Marşı okunmadı. Cumhuriyet'in ve İstiklalin mimarları yok sayıldı.

Edindiğimiz bilgilere ve İlçe Başkanı Halil Bozoğlu'na da doğrulattığımız olaylarda bu eksiklikler üzerine MHP Orhangazi İlçe Başkanı Halil Bozoğlu ile Kaymakam Zafer Karamehmetoğlu arasında meydanda bir tartışma yaşandı. Bozoğlu, "Atatürk ve silah arkadaşları anılmalıydı, İstiklal Marşı ile başlanmalıydı. Onlar olmasaydı bugün kim bize dua edecekti?" sözleriyle tepkisini dile getirdi. Ancak bu çıkış, oradaki diğer siyasi temsilcilerden hiçbir karşılık bulmadı.

Müftülüğün düzenlediği programın maneviyatı elbette kıymetlidir. Fakat Atatürk ve kahramanlarını dışarıda bırakarak o maneviyat eksik bırakıldı. Kendi milletinin değerlerini yok sayıp sadece uzak coğrafyalara ağlamak, bu halka yapılacak en büyük haksızlıktır.

Gazze için dua etmek güzeldir, insani bir duruştur. Ama Mustafa Kemal ve arkadaşları olmasaydı bugün kim bize dua edecekti? Gazze mi, başka bir diyar mı, yoksa biz mi başkalarının merhametine sığınacaktık?

Meydanda bu sözler yükseldiğinde ortamın havası birden değişti. Duydular ama duymamış gibi yaptılar. Diğer siyasi partiler sessizliğe büründü. Susmakla yetindiler. Bir tek ses yükseldi, diğerleri kulaklarının üstüne yattı.

Kaymakam Bey'in programa on beş dakika geç gelmesini de ekleyelim buraya…

Çünkü bu tabloyu daha da manidar kılıyor. Vaktinde gelmeyen bir Kaymakam'ın, vaktinde hatırlaması gereken İstiklal Marşı'nı da hatırlamaması tesadüf müdür, yoksa alışkanlık mı olmuştur? Müftülüğün de gözden kaçırdığı şey aslında milletin kalbinin tam ortasında duruyordu.

Atatürk'ün şu sözü burada adeta yankılandı:

"Millî bayramlarını kutlamayan bir millet, dini bayramlarını da kutlayacak vatan bulamaz."

Evet, mesele tam olarak budur. Eğer milletin ortak değerlerini, bağımsızlık sembollerini, kahramanlarını görmezden gelirsen; dini hassasiyetleri yaşatacak zemini de kaybedersin. Çünkü bayram, sadece takvim yaprağında değil, vicdanlarda kutlanır.

İstiklal Marşımız nasıl okunmaz?

Nasıl İstiklal Marşımız için "yönetmelikte yok" denilebilir?

Biz bu adamları unutturmayız!

Çünkü unutan, önce vatanını kaybeder.

Muharrem DEĞİRMEN /GÖZLEM / diğer yazıları