HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 01 KASIM 2025, CUMARTESİ

415 tarımsal kooperatifte 44.249 ortak

12.06.2023 11:44
415 tarımsal kooperatifte 44.249 ortak
415 tarımsal kooperatifte 44.249 ortak
Kooperatiflerin Desteklenmesi Ve Kadınların Güçlendirilmesi Kapsamında: Kadın Kooperatifi Ortaklarına , Erkek kooperatif Ortaklarına ve Kooperatif Kurma ve Kooperatif Ortağı Olma İsteği Olan Kadınlara Kooperatifçilik ve Kooperatif Geliştirme Süreçleri Eğitimleri konularında eğitim düzenlendi.

Düzenlenen eğitimde söz alan İl Müdürü AYGÜL "Projenin amaçlarından biri de, kadınların kooperatifler aracılığıyla ekonomik ve sosyal açıdan güçlenmelerini sağlamak için kooperatiflerin desteklenmesi ve kadınların güçlendirilmesi alanlarında ilgili kurumların kurumsal kapasitelerini geliştirmek için bir eğitim programı düzenlemektir.

İlimizde 29 Mayıs- 2 Haziran 2023 tarihleri arasında gerçekleştirilecek eğitim programı, kooperatifçilik ve kooperatifçilik geliştirme süreçleri konusunda yoğunlaşacaktır. Bu eğitim programı, kamu kurumları, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarındaki personelin kurumsal kapasitelerini geliştirmeyi amaçlamaktadır.

Eğitim programı boyunca katılımcılar kooperatiflerin temel ilkeleri, kooperatif türleri, yönetim ve organizasyon, finansal yönetim, ürün pazarlama ve satış stratejileri gibi konular hakkında detaylı bilgi edineceklerdir. Ayrıca, katılımcılar, kadınların kooperatiflerde aktif rol alması, liderlik becerilerini geliştirmesi ve güçlenmesi için stratejileri öğreneceklerdir.

Bu eğitim programı, kooperatifçilik sektöründe faaliyet gösteren tüm kurumlar, kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve kadın girişimcileri için faydalı bir fırsat sunmaktadır. Katılımcılar, bu eğitim programı sayesinde kooperatifçilik sektörü hakkında daha kapsamlı bir anlayış kazanacak ve kadınların güçlenmesi için etkili stratejiler geliştirebileceklerdir.

Ülkemizin kalkınmasında ve nüfusun önemli bir bölümünün geçiminin sağlanmasında etkisi olan tarım sektöründe, istihdamın yarıya yakınını kadın nüfus oluşturmaktadır. Kadınlar tarımsal işlerde üreten, değerlendiren, pazarlayan ve ev içi rolleri açısından da tüketen bireyler olarak önemli konuma sahiptir.

Türkiye'de kadın kooperatifleri ilk olarak 1999 yılında kurulmaya başlamıştır. Bakanlığımız bünyesindeki tarımsal amaçlı kooperatiflerin zaten kadın ortakları da vardı. Kadınların yapmış olduğu faaliyetler daha özelleşmiş çalışmalar olması hasebiyle (geleneksel gıdalar, geleneksel el sanatları gibi ve hizmet sektörü)  tamamı kadınlardan kurulu kooperatifler kurulmaya başladı. Böylece kırsal alandaki kadınlar yeni bir üretim ve istihdam alanını keşfettiler.

İlimizde 415 tarımsal amaçlı kooperatif ve bu kooperatiflere bağlı 44.249 ortak vardır. Bu kooperatiflerin içinde kadın ortak olmakla birlikte 2018 Yılına kadar sadece kadınlardan kurulmuş; tarımsal amaçlı,  3 kooperatifimiz vardı. Bu kooperatiflerimiz Trilye, Oylat ve Zeynilerdi. Kırsal alanda kadın tarımsal kalkınma kooperatifleri ivme kazanarak; 2019 yılında iki, 2020 yılında iki, 2021 yılında on, 2022 yılında iki kooperatif kurularak 19 sayısına ulaştı. Toplamda 523 kadın bu kooperatiflerimize ortaktır. 16 ilçemizde faaliyet gösteren kooperatiflerimiz çalışmalarına gayretli bir şekilde devam etmektedir. Ülkemizde Kırsal Alanda Faaliyet Gösteren Kadın Kooperatif sayısı 99 olup; bu kooperatiflere bağlı ortak sayısı 2802'dir. Kadın kooperatifi sayısı ve ortak sayısı bakımından Bursa olarak 1. Sırada bulunmaktayız. Kırsal alanda kurulmuş kadın tarımsal kalkınma kooperatiflerinde öncü durumdayız. Bakanlığımızın eş faydalanıcı olduğu projenin İl müdürlüğümüzün eş yürütücüsü olduğu projenin hayırlara vesile olmasını diliyorum." dedi.

 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Bir ülkenin gerçek yüzü, sokaklarındaki düzenle, meydanlarındaki bayraklarla değil; en savunmasız insanlarına nasıl davrandığıyla ölçülür. Bugün bu ülkede, Aydın Söke Açık Cezaevi’nde, sessizce tükenen bir hayat var: Öztürk K. Öztürk K. %75 engelli. Talesemi majör hastası, aynı zamanda tip 1 diyabetli. Yani yaşamı boyunca düzenli kan nakline, insüline ve hijyenik ortama ihtiyaç duyan bir insan. Yürüyerek girdiği cezaevinde bugün artık yatalak hale gelmiş durumda. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, yürüyemiyor, elleri titriyor, bilinci kimi zaman gidip geliyor. Ve o hâlâ orada, duvarların arkasında “infaz” adı altında yaşam mücadelesi veriyor. Cezalandırmak, bir toplumu düzen içinde tutmanın aracıdır, denir. Ama insan onurunu korumayan bir ceza, artık adaletin değil, intikamın alanına girer. Bugün Türkiye’de, “hasta mahpuslar” başlığı altında yüzlerce insan, fiilen ölüm cezasına mahkûm edilmiş durumda. Her rapor “cezaevinde kalamaz” dese de, her dilekçe “uygun değildir” gerekçesiyle geri dönüyor. Peki, neye uygun değildir? Bir insanın yaşamasına mı? Bir devletin vicdanına mı? Öztürk K.’nin kardeşi, “Yürüyerek girdi, şimdi nefes bile alamıyor. Kimse duymuyor” diyor. Oysa devlet, her yurttaşının yaşam hakkını korumakla yükümlüdür — suçlu ya da suçsuz fark etmeksizin. Çünkü yaşam hakkı, hiçbir mahkemenin elinden alamayacağı bir haktır. Cezaevleri, yalnızca demir parmaklıkların ardındaki suçluların değil, dışarıdaki toplumun da aynasıdır. O aynada ne görüyoruz? Gözünü kapatmış bir sistem mi, yoksa el uzatmaya cesaret eden bir toplum mu? Bir devletin adaleti, güçlüye değil, güçsüze gösterdiği şefkatle ölçülür. Öztürk K.’nin durumu bir istisna değil, bir gösterge. Bir ülkenin sağlık sistemi, hukuk düzeni ve vicdanı burada kesişiyor. Ve biz, üçü arasında sıkışmış bir insanın her geçen gün eriyişini izliyoruz. Bu bir siyaset meselesi değil. Bu, insanlık meselesi. Bir insanın yaşamasına yardım etmek, bir partinin, bir ideolojinin, bir grubun meselesi değildir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yetkililere sesleniyorum: Adalet Bakanlığı’na, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne, İnsan Hakları Kurumları’na… Bu bir “dosya” değil, bir hayat. Ve o hayat, gün be gün elimizden kayıyor. Bir insanın ölüme terk edilmesi, hukukun değil, sessizliğin eseridir. Ve biz sustukça, adalet bir kelimeden ibaret kalır. Bir mahkûmun yatağında öylece çürüyüp gitmesi, hepimize dokunmalı. Çünkü bir gün, adaletin terazisi yeniden kurulacak. O gün geldiğinde, belki de en çok şunu sorgulayacağız: “Biz sustuğumuzda kim ölmüştü?”
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.