HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 01 KASIM 2025, CUMARTESİ

ULUDAĞ ELEKTRİK’TEN SÜRDÜRÜLEBİLİR DÜNYA HAREKETİ

26.06.2023 11:36
ULUDAĞ ELEKTRİK’TEN SÜRDÜRÜLEBİLİR DÜNYA HAREKETİ
ULUDAĞ ELEKTRİK’TEN SÜRDÜRÜLEBİLİR DÜNYA HAREKETİ
Çevre Haftası kapsamında bir dizi etkinlik gerçekleştiren Uludağ Elektrik, doğanın korunması ve sürdürülebilir bir dünya için çalışmalarına devam ediyor. 5 milyon kişiye hizmet veren şirket, karbon ayak izini azaltmak ve iklim değişikliğiyle mücadele için yeşil enerji kullanımı ve sıfır karbon uygulamalarının teşvik edilmesi noktasında faaliyetlerini sürdürüyor.

Sürdürülebilir Bir Dünya İçin Amaç Ortaklığı

Çevre Haftası kapsamında başlattığı sürdürülebilir dünya hareketini tüm yıla yaymayı hedefleyen Uludağ Elektrik, enerjinin temiz kaynaklardan temin edildiğini gösteren YEK-G Belgelerini paydaşlarına ulaştırdı. Şirket, Osmangazi Belediyesi ve Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Bursa Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü'nün destekleriyle düzenlenen Türkiye Çevre Haftası kutlaması kapsamında paydaşları nezdinde de sürdürülebilir dünya için amaç ortaklığı yaparak YEK-G sistemine farkındalık kazandırdı. Etkinlikte kurumlara YEK-G Belgelerini Uludağ Elektrik Genel Müdürü Ali Erman Aytac takdim ederken, yenilebilir kaynakların çevre için önemine de değinildi. Organizasyonda yenilenebilir enerji kaynakları temalı kitaplar çocuklara dağıtılarak, temiz enerji kaynaklarıyla çalışan teknolojileri görebilmeleri ve gelecek için bu kaynakların ne kadar önemli olduğunun bilincine varmaları da sağlandı.

Çevre Haftası kapsamında gerçekleştirdikleri çalışmalara dönük görüşlerini ileten Uludağ Elektrik Genel Müdürü Ali Erman Aytac, "Dünya üzerinde yaşanan savaşlar ve enerji tedarik zincirindeki aksamalar temiz enerji kaynaklarına ilgiyi daha da artırdı. Yerli ve milli kaynakların enerji arz güvenliği açısından kritik önem taşıdığı günümüzde bizler de  YEK-G mekanizması hakkında hem paydaşlarımızı bilinçlendirmek hem de karbon emisyonlarını azaltmak adına bu kaynakların tercih edilebileceğini göstermiş olduk. YEK-G sistemin amacı elektrik üretim ve tüketiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını artırmak ve çevreyi korumak. Tüm paydaşlarımızın enerjisini yenilenebilir kaynaklardan temin ederek, sürdürülebilir bir dünya için amaç ortaklığı yapmış olduk. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkı koyan projeleri devreye alan bir şirket olarak her sosyal projemizde enerji verimliliği ve tasarrufunu, temiz kaynakların önemini vurguluyoruz. Çalışmalarımızda doğal kaynakları koruyarak, bugünü ve yarını daha yaşanabilir kılmak için hareket ediyoruz" dedi.

İklim Değişikliğiyle Mücadeleye Farkındalık

Şirket, UNDP Sıfır-Karbon Okuryazarlığı Dijital İçerik Geliştirme Kampı ve Araştırma Projesi'nde yaratıcı fikir ve tasarım atölyesine verdiği destekle de iklim değişikliğiyle mücadeleye farkındalık yarattı. Öğrencilerin Türkiye'nin sıfır karbon hedefleri doğrultusunda bilgilendirici içerikler ürettiği ve iklim değişikliği ile ilgili dikkat çekici dijital tasarımların üretildiği yarışmada, 120 üniversite öğrencisine ise sıfır karbon eğitimi verildi. Doğa dostu uygulamaları müşterileriyle paylaşan Uludağ Elektrik, enerji yoğunluğunun azaltılması ve iklim değişikliğiyle mücadele üzerine çalışmalarını gelecek yıllarda da devam ettirecek.





 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Bir ülkenin gerçek yüzü, sokaklarındaki düzenle, meydanlarındaki bayraklarla değil; en savunmasız insanlarına nasıl davrandığıyla ölçülür. Bugün bu ülkede, Aydın Söke Açık Cezaevi’nde, sessizce tükenen bir hayat var: Öztürk K. Öztürk K. %75 engelli. Talesemi majör hastası, aynı zamanda tip 1 diyabetli. Yani yaşamı boyunca düzenli kan nakline, insüline ve hijyenik ortama ihtiyaç duyan bir insan. Yürüyerek girdiği cezaevinde bugün artık yatalak hale gelmiş durumda. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, yürüyemiyor, elleri titriyor, bilinci kimi zaman gidip geliyor. Ve o hâlâ orada, duvarların arkasında “infaz” adı altında yaşam mücadelesi veriyor. Cezalandırmak, bir toplumu düzen içinde tutmanın aracıdır, denir. Ama insan onurunu korumayan bir ceza, artık adaletin değil, intikamın alanına girer. Bugün Türkiye’de, “hasta mahpuslar” başlığı altında yüzlerce insan, fiilen ölüm cezasına mahkûm edilmiş durumda. Her rapor “cezaevinde kalamaz” dese de, her dilekçe “uygun değildir” gerekçesiyle geri dönüyor. Peki, neye uygun değildir? Bir insanın yaşamasına mı? Bir devletin vicdanına mı? Öztürk K.’nin kardeşi, “Yürüyerek girdi, şimdi nefes bile alamıyor. Kimse duymuyor” diyor. Oysa devlet, her yurttaşının yaşam hakkını korumakla yükümlüdür — suçlu ya da suçsuz fark etmeksizin. Çünkü yaşam hakkı, hiçbir mahkemenin elinden alamayacağı bir haktır. Cezaevleri, yalnızca demir parmaklıkların ardındaki suçluların değil, dışarıdaki toplumun da aynasıdır. O aynada ne görüyoruz? Gözünü kapatmış bir sistem mi, yoksa el uzatmaya cesaret eden bir toplum mu? Bir devletin adaleti, güçlüye değil, güçsüze gösterdiği şefkatle ölçülür. Öztürk K.’nin durumu bir istisna değil, bir gösterge. Bir ülkenin sağlık sistemi, hukuk düzeni ve vicdanı burada kesişiyor. Ve biz, üçü arasında sıkışmış bir insanın her geçen gün eriyişini izliyoruz. Bu bir siyaset meselesi değil. Bu, insanlık meselesi. Bir insanın yaşamasına yardım etmek, bir partinin, bir ideolojinin, bir grubun meselesi değildir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yetkililere sesleniyorum: Adalet Bakanlığı’na, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne, İnsan Hakları Kurumları’na… Bu bir “dosya” değil, bir hayat. Ve o hayat, gün be gün elimizden kayıyor. Bir insanın ölüme terk edilmesi, hukukun değil, sessizliğin eseridir. Ve biz sustukça, adalet bir kelimeden ibaret kalır. Bir mahkûmun yatağında öylece çürüyüp gitmesi, hepimize dokunmalı. Çünkü bir gün, adaletin terazisi yeniden kurulacak. O gün geldiğinde, belki de en çok şunu sorgulayacağız: “Biz sustuğumuzda kim ölmüştü?”
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.