HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 01 KASIM 2025, CUMARTESİ

Bölge Odaları İş Birliği Çalışma Ağı Toplantısı

10.08.2023 10:55
Bölge Odaları İş Birliği Çalışma Ağı Toplantısı
Bölge Odaları İş Birliği Çalışma Ağı Toplantısı
Yalova Ticaret ve Sanayi Odası, Bursa Ticaret Borsası, Gemlik Ticaret ve Sanayi Odası, Giresun Ticaret ve Sanayi Odası ve Orhangazi Ticaret ve Sanayi Odası olarak, iş birliği ve koordinasyon çalışmalarımızı daha da ileri taşımak amacıyla bir toplantı gerçekleştirdik. Bu önemli buluşmada, oda ve borsalar olarak performansımızı artırmak ve hizmet kalitemizi yükseltmek için atacağımız adımları ele aldık.

Yalova Ticaret ve Sanayi Odası'nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıya, Bursa Ticaret Borsası, Gemlik Ticaret ve Sanayi Odası ve BursaPro Web Tasarım ve Programlama oda ve firma yetkilileri katılım sağladı. Toplantıda, odalarımızın ve borsalarımızın daha etkin bir şekilde çalışabilmesi ve hedeflerimize ulaşabilmesi için önemli bir konu olan akreditasyon sürecini ele aldık.

TOBB Akreditasyon Kurulu tarafından belirlenen yeni akreditasyon maddelerini kapsayan yazılım üzerinde yapılan yenilikler ve entegrasyonlar hakkında detaylı bilgilendirme yapıldı. Bu güncellemeler, oda ve borsalarımızın performanslarını daha yakından izlemelerini, projelerini etkin bir şekilde yönetmelerini ve süreçlerini takip etmelerini sağlayacak. Böylece, üyelerimize daha iyi hizmet sunabilme ve iş birliği çalışmalarımızı daha verimli hale getirme imkanı elde edeceğiz.

Yalova Ticaret ve Sanayi Odası Ticaret Sicil Müdürü - Yönetim Sistemleri ve Akreditasyon Uzmanı İbrahim Akkanat, yapılan güncellemelerin oda ve borsalarımızın hedeflerine ulaşmasına ve daha da ileriye gitmelerine yardımcı olacağını belirtti. Aynı zamanda, TOBB Akreditasyon Kurulu tarafından belirlenen bu yeni akreditasyon maddelerinin, oda ve borsalarımızın ulusal ve uluslararası düzeydeki saygınlıklarını artıracağına inanmaktayız.

Yeni akreditasyon maddelerinin kabul edilmesi ve yazılıma entegrasyonun tamamlanmasıyla, Yalova Ticaret ve Sanayi Odası ve diğer Bölge Odaları İş Birliği Çalışma Ağı üyesi odalar, üyelerimize daha iyi hizmet sunma yolunda önemli bir adım atmış olacaklardır. Bu toplantı, iş birliği ve koordinasyon çalışmalarımızı güçlendirerek, performansımızı artırma, hizmet kalitemizi yükseltme ve üyelerimize daha iyi hizmet sunma hedefimize yönelik bir adımdır.

Bölge Odaları İş Birliği Çalışma Ağı olarak, oda ve borsalar olarak birlikte hareket etme ve ortak hedeflere ulaşma kararlılığımızı sürdüreceğiz. Bu çalışmalarımızın oda ve borsalarımızın ulusal ve uluslararası düzeydeki saygınlığını artıracağına inanıyoruz. İş dünyasına daha iyi hizmet sunmak için birlikte çalışmaya devam edeceğiz.

 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Bir ülkenin gerçek yüzü, sokaklarındaki düzenle, meydanlarındaki bayraklarla değil; en savunmasız insanlarına nasıl davrandığıyla ölçülür. Bugün bu ülkede, Aydın Söke Açık Cezaevi’nde, sessizce tükenen bir hayat var: Öztürk K. Öztürk K. %75 engelli. Talesemi majör hastası, aynı zamanda tip 1 diyabetli. Yani yaşamı boyunca düzenli kan nakline, insüline ve hijyenik ortama ihtiyaç duyan bir insan. Yürüyerek girdiği cezaevinde bugün artık yatalak hale gelmiş durumda. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, yürüyemiyor, elleri titriyor, bilinci kimi zaman gidip geliyor. Ve o hâlâ orada, duvarların arkasında “infaz” adı altında yaşam mücadelesi veriyor. Cezalandırmak, bir toplumu düzen içinde tutmanın aracıdır, denir. Ama insan onurunu korumayan bir ceza, artık adaletin değil, intikamın alanına girer. Bugün Türkiye’de, “hasta mahpuslar” başlığı altında yüzlerce insan, fiilen ölüm cezasına mahkûm edilmiş durumda. Her rapor “cezaevinde kalamaz” dese de, her dilekçe “uygun değildir” gerekçesiyle geri dönüyor. Peki, neye uygun değildir? Bir insanın yaşamasına mı? Bir devletin vicdanına mı? Öztürk K.’nin kardeşi, “Yürüyerek girdi, şimdi nefes bile alamıyor. Kimse duymuyor” diyor. Oysa devlet, her yurttaşının yaşam hakkını korumakla yükümlüdür — suçlu ya da suçsuz fark etmeksizin. Çünkü yaşam hakkı, hiçbir mahkemenin elinden alamayacağı bir haktır. Cezaevleri, yalnızca demir parmaklıkların ardındaki suçluların değil, dışarıdaki toplumun da aynasıdır. O aynada ne görüyoruz? Gözünü kapatmış bir sistem mi, yoksa el uzatmaya cesaret eden bir toplum mu? Bir devletin adaleti, güçlüye değil, güçsüze gösterdiği şefkatle ölçülür. Öztürk K.’nin durumu bir istisna değil, bir gösterge. Bir ülkenin sağlık sistemi, hukuk düzeni ve vicdanı burada kesişiyor. Ve biz, üçü arasında sıkışmış bir insanın her geçen gün eriyişini izliyoruz. Bu bir siyaset meselesi değil. Bu, insanlık meselesi. Bir insanın yaşamasına yardım etmek, bir partinin, bir ideolojinin, bir grubun meselesi değildir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yetkililere sesleniyorum: Adalet Bakanlığı’na, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne, İnsan Hakları Kurumları’na… Bu bir “dosya” değil, bir hayat. Ve o hayat, gün be gün elimizden kayıyor. Bir insanın ölüme terk edilmesi, hukukun değil, sessizliğin eseridir. Ve biz sustukça, adalet bir kelimeden ibaret kalır. Bir mahkûmun yatağında öylece çürüyüp gitmesi, hepimize dokunmalı. Çünkü bir gün, adaletin terazisi yeniden kurulacak. O gün geldiğinde, belki de en çok şunu sorgulayacağız: “Biz sustuğumuzda kim ölmüştü?”
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.