HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 01 KASIM 2025, CUMARTESİ

Bursa TB Üyesi Firmalar, Gıda Ur-Ge Projesi ile Küresel Pazarlara Odaklanıyor

26.06.2023 11:40
Bursa TB Üyesi Firmalar, Gıda Ur-Ge Projesi ile Küresel Pazarlara Odaklanıyor
Bursa TB Üyesi Firmalar, Gıda Ur-Ge Projesi ile Küresel Pazarlara Odaklanıyor
Bursa Ticaret Borsası tarafından hayata geçirilen Gıda UR-GE Projesi açılış toplantısı, firma temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıda ihtiyaç analizi ve izlenecek yol haritası değerlendirildi.

Üyelerinin ticari hayatlarına katkı koyacak projeler üretmeyi sürdüren Bursa Ticaret Borsası (Bursa TB), gıda sektöründe faaliyet gösteren firmalara ihracat kapıları aralamak ve uluslararası pazarlarda rekabet gücü kazandırmak amacıyla çalışmaya devam ediyor. Ticaret Bakanlığı'nca desteklenen Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi (UR-GE) Projesi kapsamında, Bursa TB tarafından gıda sektöründe faaliyet gösteren firmalara yönelik hayata geçirilen Gıda UR-GE Projesi'nde açılış toplantısı düzenlendi. Bursa TB Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen toplantıya Bursa TB Meclis Başkan Yardımcısı Mustafa Aksu, Yönetim Kurulu Üyeleri Serdar Yıldız ile Emrah Silmez ve projede yer alan firmaların temsilcileri katıldı.



Gıda Sektöründe Yapısal Dönüşüm

Toplantının açılışında konuşan Bursa TB Yönetim Kurulu Üyesi Emrah Silmez, Ticaret Bakanlığı Devlet Destekleri Başkanlığı tarafından onaylanan projenin firmalara ve Bursa'ya hayırlı olmasını diledi. Günümüzde ülkelerin iklim, ürün çeşitliliği, genetik zenginlik gibi sahip oldukları avantajları, ekonomik ve milli değer haline getirme çabasında olduğunu söyleyen Silmez, bu nedenle gıda sanayinin rekabet gücünün artırılması ve yapısal değişimlerin hızlandırılmasının önemine vurgu yaparak, "Tarım ve gıda sanayi entegrasyonunun yaygınlaştırılması, hammadde üretimini artırıcı ve çeşitlendirici faaliyetlerin geliştirilmesi, KOBİ'lerimizin etkinliklerinin artırılması, gıda sektörünün bütün dallarında teknolojik yenilenme ve kalite sistemlerinin etkin bir şekilde kullanılması son derece elzemdir" dedi.

 "Üye firmalarımıza rekabet gücü kazandıracağız"

Bursa'nın, Türkiye'nin en önemli tarım kentlerinden biri olduğunu dile getiren Emrah Silmez, Gıda UR-GE projesi ile üye firmaların ihracat kapasitelerini artırmayı hedeflediklerini kaydetti. Silmez, "Türkiye tarım ihracatından ancak yüzde 4 oranında pay alabilen fakat bunun çok daha fazlasını yapabilecek potansiyele sahip şehrimizde, üyelerimizin uluslararası pazarlardaki rekabet gücünü artırmak amacıyla başlattığımız projemizle, firmalarımızı hem kurumsal anlamda hem de yapısal olarak geliştirmeyi ve onların ihracat kapasitelerini artırmayı hedefliyoruz. Odağına büyümeyi, yenilenmeyi, ihracatı ve rekabeti koyan bu anlamlı iş birliğinin, çok güzel neticeleri olacağı kanaatindeyim" diye konuştu.



Ar-Ge ve inovasyona dayalı büyüme

Projede yer alan Bursa TB Yönetim Kurulu Üyesi Serdar Yıldız da Gıda UR-GE projesi ile gıda sektöründe kümelenmeyi sağlayarak, üyeleri dünya pazarlarına taşımak istediklerini vurguladı. Markalaşmanın önemine dikkat çeken Serdar Yıldız, UR-GE projelerinin yenilikçilik ve Ar-Ge faaliyetlerini teşvik ettiğini dile getirerek, "Proje ile firmalarımızın inovasyona dayalı büyümelerine katkıda bulunmak istiyoruz. Proje sürecinde kuracağımız iş birlikleri ve düzenleyeceğimiz yurt dışı alım heyetleri organizasyonları ile üyelerimizin rakip ülke ve hedef pazarları tanımalarına imkân tanıyarak, katma değerli ihracat gerçekleştirmelerini hedefliyoruz" ifadelerini kullandı.

 "Firmaların ihtiyaç analizleri belirlenecek"

Açılış konuşmasının ardından konuşan Proje Danışmanı Gökhan Erol, proje kapsamında öncelikli olarak firmalara giderek, dış ticaret, tedarik zinciri yönetimi, üretim süreçleri, insan kaynakları, satış ve pazarlama, muhasebe ile finans başlıklarında şirketlerin durumlarını ve ihracat potansiyellerini belirlemek adına SWOT analizleri gerçekleştireceklerini söyledi. Kümelenme aşaması ve ihtiyaç analizlerinin belirlenmesi sonrasında katılımcı firmalara eğitim ve danışmanlık hizmetleri, yurt dışı pazarlama, alım heyeti ve tanıtım faaliyetleri konusunda destek sağlayacaklarını ifade eden Erol, 3 yıl süreyle devam edecek UR-GE projesinde faaliyetlerin yüzde 75'inin Ticaret Bakanlığı tarafından karşılanacağını belirtti. Toplantı, projeye katılan firma temsilcilerinden gelen soruların yanıtlanması ile sona erdi.

 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Bir ülkenin gerçek yüzü, sokaklarındaki düzenle, meydanlarındaki bayraklarla değil; en savunmasız insanlarına nasıl davrandığıyla ölçülür. Bugün bu ülkede, Aydın Söke Açık Cezaevi’nde, sessizce tükenen bir hayat var: Öztürk K. Öztürk K. %75 engelli. Talesemi majör hastası, aynı zamanda tip 1 diyabetli. Yani yaşamı boyunca düzenli kan nakline, insüline ve hijyenik ortama ihtiyaç duyan bir insan. Yürüyerek girdiği cezaevinde bugün artık yatalak hale gelmiş durumda. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, yürüyemiyor, elleri titriyor, bilinci kimi zaman gidip geliyor. Ve o hâlâ orada, duvarların arkasında “infaz” adı altında yaşam mücadelesi veriyor. Cezalandırmak, bir toplumu düzen içinde tutmanın aracıdır, denir. Ama insan onurunu korumayan bir ceza, artık adaletin değil, intikamın alanına girer. Bugün Türkiye’de, “hasta mahpuslar” başlığı altında yüzlerce insan, fiilen ölüm cezasına mahkûm edilmiş durumda. Her rapor “cezaevinde kalamaz” dese de, her dilekçe “uygun değildir” gerekçesiyle geri dönüyor. Peki, neye uygun değildir? Bir insanın yaşamasına mı? Bir devletin vicdanına mı? Öztürk K.’nin kardeşi, “Yürüyerek girdi, şimdi nefes bile alamıyor. Kimse duymuyor” diyor. Oysa devlet, her yurttaşının yaşam hakkını korumakla yükümlüdür — suçlu ya da suçsuz fark etmeksizin. Çünkü yaşam hakkı, hiçbir mahkemenin elinden alamayacağı bir haktır. Cezaevleri, yalnızca demir parmaklıkların ardındaki suçluların değil, dışarıdaki toplumun da aynasıdır. O aynada ne görüyoruz? Gözünü kapatmış bir sistem mi, yoksa el uzatmaya cesaret eden bir toplum mu? Bir devletin adaleti, güçlüye değil, güçsüze gösterdiği şefkatle ölçülür. Öztürk K.’nin durumu bir istisna değil, bir gösterge. Bir ülkenin sağlık sistemi, hukuk düzeni ve vicdanı burada kesişiyor. Ve biz, üçü arasında sıkışmış bir insanın her geçen gün eriyişini izliyoruz. Bu bir siyaset meselesi değil. Bu, insanlık meselesi. Bir insanın yaşamasına yardım etmek, bir partinin, bir ideolojinin, bir grubun meselesi değildir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yetkililere sesleniyorum: Adalet Bakanlığı’na, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne, İnsan Hakları Kurumları’na… Bu bir “dosya” değil, bir hayat. Ve o hayat, gün be gün elimizden kayıyor. Bir insanın ölüme terk edilmesi, hukukun değil, sessizliğin eseridir. Ve biz sustukça, adalet bir kelimeden ibaret kalır. Bir mahkûmun yatağında öylece çürüyüp gitmesi, hepimize dokunmalı. Çünkü bir gün, adaletin terazisi yeniden kurulacak. O gün geldiğinde, belki de en çok şunu sorgulayacağız: “Biz sustuğumuzda kim ölmüştü?”
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.