HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 01 KASIM 2025, CUMARTESİ

Türkiye lojistikte kan kaybediyor

EVSİD Kurucu Başkanı Burak Önder, Türkiye'nin Lojistik Performans Endeksi'nde 2014'te 30'uncu sırada olduğuna işaret ederek, "Ülkemiz 2016'da 34, 2018'de ise 47'nci sıraya geriledi. Türkiye'nin lojistik performansı sadece maliyet olarak değil birçok etken açısından geriye gitti. Bu veriler yabancı yatırımcılar tarafından da dikkatle takip ediliyor" dedi.
10.04.2023 13:07
Türkiye lojistikte kan kaybediyor
Türkiye lojistikte kan kaybediyor
Geçen yıl 250 milyar dolarlık ihracatı aşarak rekor kıran Türk ihracatçısı ve iş dünyası İstanbul'da sahurda bir araya gelerek, sorunları ve gelecek hedeflerini paylaştı. Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Başkanı Talha Özger, EVSİD Kurucu Başkanı Burak Önder ve EVSİD Başkan Vekili Oğuzhan Durmuş tarafından düzenlenen organizasyonda "Bugünün Sorunu İhracat ve Lojistik" başlıklı bir panel gerçekleştirildi. Panelde Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, TİM eski Başkanı İsmail Gülle, İstanbul Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Başkanı Kazım Taycı, TİM Maden Sektör Kurulu Başkanı ve İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya, İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanı Adil Pelister yer aldı. Gelenekselleşen sahur buluşmalarında sektörde yaşanan sorunların ve gelecek hedeflerinin konuşulduğunu ifade eden Talha Özger, "Bu buluşmamızda konu olarak 'Bugünün Sorunu İhracat ve Lojistik' konusunu öne almak istedik. Daha geçen hafta Meksika'ya 39 firmamızla ev ve mutfak eşyaları sektöründen 39 firmamızla bir heyet gerçekleştirdik. Yaklaşık 565 iş görüşmesi yaptık. Çok verimli bir heyetti. Ancak orada önümüze çıkan en büyük engellerden biri lojistik oldu. Oradaki alıcılarla pazarlık aşamasına geldiğimizde lojistik fiyatları konuşuldu. Sipariş aşamasına geçtiğimizde ise 'lojistik dahil olursa siparişi onaylarız' dediler. İşte bu örnek lojistiğin ne kadar önemli olduğunu bizlere gösteriyor. Lojistikle ilgili çok daha verimli çalışmalara imza atılması gerekiyor" dedi.

Türkiye'nin temel sorunu

Dünyada en iyi lojistik performans maliyetlerini gösteren 'Lojistik Performans Endeksi'ne bakıldığında ilk 10'da sanayisi ve ihracatı gelişmiş Avrupa ülkelerinin yer aldığına dikkat çeken Burak Önder, "Türkiye bu endekste 2014'te 30'uncu sıradayken, 2016'da 34, 2018'de ise 47'nci sıraya geriliyor. Yani Türkiye'nin lojistik performansı sadece maliyet olarak değil birçok etken açısından geriye gidiyor. Bu veriler yabancı yatırımcılar tarafından da dikkatle takip ediliyor. Yatırımcının yatırım yaparken baktığı unsurlardan bir tanesi de bu oluyor. Aslında lojistik sadece sanayicinin ve ihracatçının değil, ülkenin genel problemi diyebiliriz. Lojistik, bütün girdilere, her maliyete etki eden unsurlardan bir tanesi olarak karşımıza çıkıyor. Bizim ülke olarak sorunlarımızın üzerine daha fazla eğilmemiz gerekiyor. Bunu yapacak gücümüz var. Ülke olarak bu güce sahibiz. Nasıl Türk Hava Yolları'nda hava lojistiğinde başarı sağladıysak diğer alanlarda da bunu başarabilecek gücümüz var. Üzerine çalıştığımız zaman çözemeyeceğimiz bir problemin olmadığını düşünenlerdenim" ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Bir ülkenin gerçek yüzü, sokaklarındaki düzenle, meydanlarındaki bayraklarla değil; en savunmasız insanlarına nasıl davrandığıyla ölçülür. Bugün bu ülkede, Aydın Söke Açık Cezaevi’nde, sessizce tükenen bir hayat var: Öztürk K. Öztürk K. %75 engelli. Talesemi majör hastası, aynı zamanda tip 1 diyabetli. Yani yaşamı boyunca düzenli kan nakline, insüline ve hijyenik ortama ihtiyaç duyan bir insan. Yürüyerek girdiği cezaevinde bugün artık yatalak hale gelmiş durumda. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, yürüyemiyor, elleri titriyor, bilinci kimi zaman gidip geliyor. Ve o hâlâ orada, duvarların arkasında “infaz” adı altında yaşam mücadelesi veriyor. Cezalandırmak, bir toplumu düzen içinde tutmanın aracıdır, denir. Ama insan onurunu korumayan bir ceza, artık adaletin değil, intikamın alanına girer. Bugün Türkiye’de, “hasta mahpuslar” başlığı altında yüzlerce insan, fiilen ölüm cezasına mahkûm edilmiş durumda. Her rapor “cezaevinde kalamaz” dese de, her dilekçe “uygun değildir” gerekçesiyle geri dönüyor. Peki, neye uygun değildir? Bir insanın yaşamasına mı? Bir devletin vicdanına mı? Öztürk K.’nin kardeşi, “Yürüyerek girdi, şimdi nefes bile alamıyor. Kimse duymuyor” diyor. Oysa devlet, her yurttaşının yaşam hakkını korumakla yükümlüdür — suçlu ya da suçsuz fark etmeksizin. Çünkü yaşam hakkı, hiçbir mahkemenin elinden alamayacağı bir haktır. Cezaevleri, yalnızca demir parmaklıkların ardındaki suçluların değil, dışarıdaki toplumun da aynasıdır. O aynada ne görüyoruz? Gözünü kapatmış bir sistem mi, yoksa el uzatmaya cesaret eden bir toplum mu? Bir devletin adaleti, güçlüye değil, güçsüze gösterdiği şefkatle ölçülür. Öztürk K.’nin durumu bir istisna değil, bir gösterge. Bir ülkenin sağlık sistemi, hukuk düzeni ve vicdanı burada kesişiyor. Ve biz, üçü arasında sıkışmış bir insanın her geçen gün eriyişini izliyoruz. Bu bir siyaset meselesi değil. Bu, insanlık meselesi. Bir insanın yaşamasına yardım etmek, bir partinin, bir ideolojinin, bir grubun meselesi değildir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yetkililere sesleniyorum: Adalet Bakanlığı’na, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne, İnsan Hakları Kurumları’na… Bu bir “dosya” değil, bir hayat. Ve o hayat, gün be gün elimizden kayıyor. Bir insanın ölüme terk edilmesi, hukukun değil, sessizliğin eseridir. Ve biz sustukça, adalet bir kelimeden ibaret kalır. Bir mahkûmun yatağında öylece çürüyüp gitmesi, hepimize dokunmalı. Çünkü bir gün, adaletin terazisi yeniden kurulacak. O gün geldiğinde, belki de en çok şunu sorgulayacağız: “Biz sustuğumuzda kim ölmüştü?”
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.