HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 03 EYLÜL 2025, ÇARŞAMBA

Gençlik Umudun ve Çıkmazların Kesişiminde

03.09.2025 00:00
Türkiye'nin en büyük serveti genç nüfusu. Ne var ki bu servet, çoğu zaman yeterince değerlendirilemiyor. Gençler, umut dolu hayallerle büyüyor ama günün sonunda eğitim sisteminin bunalımları, işsizlik baskısı, toplumsal beklentiler ve ekonomik zorluklarla yüz yüze kalıyor. Gençlik, dinamizmiyle yarınları inşa etmesi gereken bir dönemken, çoğu gencin sırtında ağır bir yük haline dönüşüyor.

Bugünün gençleri, eğitim hayatlarının hemen her aşamasında bir sınavdan diğerine koşuyor. Lise ve üniversite sınavları gençlerin yaşamını yönlendirirken, sistemdeki sürekli değişiklikler ve fırsat eşitsizlikleri büyük bir güvensizlik yaratıyor. Birçok genç, yıllarca emek vererek üniversiteyi kazanıyor ama mezuniyet sonrası iş bulamama ihtimali karşısında motivasyonunu kaybediyor. Orhangazi'de de gençlerin önemli bir kısmı bu tabloyu birebir yaşıyor. İlçede üniversiteye gidenlerin çoğu, büyük şehirlerde eğitim aldıktan sonra geri dönmek istemiyor çünkü iş imkânı sınırlı. Bu da Orhangazi'de genç nüfusun hızla azalmasına ve ilçenin beyin gücünü kaybetmesine yol açıyor.

Türkiye'de genç işsizliği yüksek oranlarda seyrediyor. Üniversite bitirmiş gencin iş bulamaması artık sıradan bir durum haline geldi. Orhangazi'de gençler genellikle fabrikalarda, tarım sektöründe ya da hizmet sektöründe iş arıyor. Ancak çoğu zaman buldukları iş, eğitimleriyle örtüşmüyor. Bu durum, gençlerin kendi potansiyelini gerçekleştirmesini engelliyor. Kimi gençler ise çareyi Bursa'ya, İstanbul'a ya da yurt dışına göç etmekte buluyor. Beyin göçü yalnızca ülke için değil, küçük şehirler için de büyük bir kayıp. Orhangazi'de doğup büyüyen gençlerin, ilçelerini terk etmek zorunda kalması, aslında bu toprakların geleceğine bırakılmış bir yara.

Gençler yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve psikolojik anlamda da büyük sıkıntılar yaşıyor. Sosyal medya, gençlerin hayatında adeta ikinci bir dünya haline gelmiş durumda. Başarı, zenginlik ve kusursuz yaşam dayatmalarıyla karşı karşıya kalan gençler, kendi hayatlarının yetersiz olduğunu düşünmeye başlıyor. Depresyon, kaygı bozukluğu ve umutsuzluk, gençliğin sessiz hastalıkları olarak hızla yayılıyor. Orhangazi'de de gençler için sosyal yaşam alanlarının kısıtlı olması, bu duyguları daha da derinleştiriyor. Kafe köşelerinde ya da sahilde zaman geçirmek dışında alternatiflerin azlığı, gençlerin ilçeye dair aidiyet duygusunu zayıflatıyor.

Gençlik, çoğu zaman siyasetin ve toplumun gözünde yalnızca yönlendirilmesi gereken bir grup olarak görülüyor. Oysa gençlerin fikirleri, yaratıcılıkları ve enerjileri olmadan toplumun ilerlemesi mümkün değil. Orhangazi'de gençlik meclislerinin, öğrenci kulüplerinin, spor kulüplerinin daha aktif hale getirilmesi, onların ilçeye bağlanmasını sağlar. Spor tesisleri, kültür merkezleri, sanat atölyeleri ve kütüphaneler gençlere yalnızca zaman geçirecek alan değil, aynı zamanda kendilerini geliştirecek ortam sunar.

Türkiye'nin gençleri, daha adil bir eğitim, daha güvenilir bir istihdam ve daha özgür bir sosyal yaşam talep ediyor. Onlara bu fırsatları sunmak, yalnızca bir nesli değil, geleceğin Türkiye'sini kurtarmak anlamına geliyor. Orhangazi özelinde de gençlerin ilçeye bağlanması için yatırımların artırılması, onların sesine kulak verilmesi ve karar mekanizmalarına dahil edilmeleri gerekiyor. Gençler yalnızca geleceğin değil, bugünün de en önemli aktörleri.

Eğer bugün onların sorunlarını görmezden gelirsek, yarın kaybedeceğimiz yalnızca bir kuşak değil, ülkenin yarını olacak. Ama eğer güven, umut ve fırsat verirsek, gençlik bu toprakları yeniden ayağa kaldıracak en büyük güç olacaktır.

Enbiya BAKIR

 
Enbiya Bakır / 'ZAFER' e Doğru / diğer yazıları
•Gençlik Umudun ve Çıkmazların Kesişiminde 03 00:00:00.09.2025
•Bir Milletin Varoluş Destanı 30 Ağustos 29 00:00:00.08.2025
•Depreme Hazırlıksız Orhangazi 20 00:00:00.08.2025
•Yeniköy Sahası Çürürken Kim Seyirci, Kim Sorumlu? 12 00:00:00.08.2025
•Bursa Mitinginde Milli Duruşun Fotoğrafı 05 00:00:00.08.2025
•Orman Yangınları ve Sınıfta Kalan Orman Bakanı 29 00:00:00.07.2025
•Bekir Aydın! Hani sporcunun dostu idin? 24 00:00:00.07.2025
•GENÇLERİN SESSİZ ÇIĞLIĞI: ORHANGAZİ’DE SOSYAL YAŞAM NEREDE? 15 00:00:00.07.2025
•Kerbela ve Hz. Hüseyin’den Öğrendiğim İlk Hakikat 05 00:00:00.07.2025
•GÖZÜMÜZÜN ÖNÜNDE UNUTULAN BİR TARİH ILIPINAR HÖYÜĞÜ 02 00:00:00.07.2025
•Yaşamın Kökü mü, Kârın Dibi mi? 25 00:00:00.06.2025
•Yönetilemeyen İlçe Orhangazi 18 00:00:00.06.2025
•Çocukların Gözlerinde Saklı Bir Milletin Hikayesi 11 00:00:00.06.2025
•Bir Otelin Sessiz İhaneti 29 00:00:00.05.2025
•Bir Milletin Dirilişi ve Gençliğe Emanet Edilen Bir Cumhuriyet 18 00:00:00.05.2025
•Ekümeniklik İddiası ve Lozan Antlaşması 13 00:00:00.05.2025
•Bu Bir Gözdağı mı, Yoksa Sessiz Bir Keşif mi? 05 00:00:00.05.2025
•Milli Egemenlik, Göç Politikaları ve Tehdit Altındaki Türkiye 22 00:00:00.04.2025
•Şehitlerimizi Unutmak İhanettir, Anmak ise Vefa Borcudur! 16 00:00:00.04.2025
•Prof. Dr. Haydar Baş’ı Vefatının 5. Yılında Rahmetle Anıyoruz 14 00:00:00.04.2025
•Adaletin Peşinde: Tarihten Günümüze Adalet Mücadelesi 09 00:00:00.04.2025
•Orhangazi'nin Lojistik ve Depolama Potansiyeli: Değerlendirilmeyi Bekleyen Bir Fırsat 26 00:00:00.03.2025
•Çanakkale’de Kanla Yazılan Destan ve Orhangazi’nin Kahraman Evlatları 16 00:00:00.03.2025
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.