HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 04 KASIM 2025, SALI

"DEĞİŞEN HİÇBİR ŞEYİN OLMADIĞINI GÖRDÜK"

01.01.2025 00:51
"DEĞİŞEN HİÇBİR ŞEYİN OLMADIĞINI GÖRDÜK"
"DEĞİŞEN HİÇBİR ŞEYİN OLMADIĞINI GÖRDÜK"
Bursa'da 23 yıldır faaliyet gösteren CarrefourSa Bursa Alışveriş Merkezi (AVM) satılmasının ardından tahliye başladı. Deprem riski taşıdığı için yıkımına karar verilen Carrefoursa Bursa Alışveriş Merkezi için İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, konu hakkında açıklamalarda bulundu.

Bursa'da 2001 yılında faaliyet göstermeye başlayan ve köklü Alışveriş Merkezleri'nden biri olan CarrefourSa Bursa, 250 milyon dolara Atış Yapı'ya satıldı.

Satılmasının CarreforSa Alışveriş Merkezi, riskli yapı olarak değerlendirildi.

Bursa'da gündem haline gelen CarreforuSa Alışveriş Merkezi için tepkiler devam ederken bir tepki de İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu'ndan geldi.

"BURSA'YA İHANETTİR DEDİK"

İYİ Parti İl Başkanlığı'nda 2024 yılının değerlendirildiği toplantıda konuşan Türkoğlu, "3 Bin konutluk Carrefour Projesi Bursa'ya ihanettir dedik. Bursa'daki yerel yönetimler ve yetkili kurum ve kuruluşlar by pass edilerek Çevre ve Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından çürük raporu verilerek, 3 bin konutluk projenin önünün siyaseten açılmasını Meclis'e taşıdık" ifadelerini kullandı.

"BURSA'NIN KALBİNE BİR HANÇER OLACAK"

Türkoğlu, projenin Bursa'nın mevcut sorunlarını daha da derinleştireceğini ifade ederek, şunları söyledi: Bursa zaten yaşanamaz bir şehir haline geldi. Trafik kaosu, çarpık kentleşme ve kentsel dönüşüm eksikliği gibi sorunlar çözülmemişken, şehrin merkezinde böyle bir proje kabul edilemez. Doğanbey TOKİ örneğinde olduğu gibi, bu proje de Bursa'nın kalbine bir hançer olacak"

"DEPREM OLSA AYAKTA KALACAK CARREFOUR BİNASINA ÇÜRÜK RAPORU VERİLDİ"

Carrefour binasının, uzmanlar tarafından depreme en dayanıklı yapılardan biri olarak gösterildiğini belirten Türkoğlu, binaya verilen çürük raporuna tepki gösterdi. Türkoğlu, "Bursa'da büyük bir deprem olsa ayakta kalacak yerlerden biri olarak gösterilen Carrefour binasına çürük raporu verildi. Bu rapor, emsal artışı ve projeye zemin hazırlamak için bir araç olarak kullanıldı. Raporun ardından, riskli bölge ilan edilerek mevcut kiracılar tahliye edildi" diye konuştu.

"BU PROJE ŞEHRİ FELÇ EDECEK"

Projenin hayata geçirilmesi halinde Bursa'nın daha da yaşanmaz hale geleceğini vurgulayan Türkoğlu, "Bursa'nın göbeğinde 3 bin konut ve ticari alanlarıyla bu proje şehri felç edecek. Halkın ve uzmanların itirazlarına rağmen, yetkililer kulaklarını tıkamaya devam ediyor" dedi.

İYİ Parti Bursa İl Başkanı İsmail Kaya, göreve geldikleri günden bu yana yaklaşık 170 programa katıldıklarını belirterek, "Sivil toplum kuruluşlarının etkinliklerinden hemşehrilerimizin düğün, cenaze ve iş yeri açılışlarına kadar geniş bir yelpazede halkımızla bir araya geldik. Aynı zamanda teşkilat yapılanmamızı da tamamladık" dedi.

"DEĞİŞEN HİÇBİR ŞEYİN OLMADIĞINI GÖRDÜK"

Başkan Kaya, Bursa'nın mevcut yönetimini eleştirerek, AK Parti'nin kentte yalnızca algı yönetimi anlayışıyla hareket ettiğini savundu. Özellikle billboardlarda hizmet yerine kutlama ve sosyal belediyecilik afişlerinin yer almasını eleştiren Kaya, "Değişen hiçbir şey olmadığını görüyoruz. Su ve ulaşım gibi temel hizmetlerde yapılan düzenlemeler halkı yanıltmaktan öteye gitmiyor. Örneğin, suya yapılan indirimin ardından fiyatların eski halinden daha pahalı hale geldiğini gördük" ifadelerini kullandı.

Bursa Şehir Hastanesinde hayatını kaybeden Yüsra Bebek neden öldü? Hastaneye alerjik nezle şikayetiyle gelip, yanlış serum verilmesi ve sonrasında hatalı tedavi uygulanmasıyla ilgili iddiayı sorguladık.

Bursa Sağlık İl Müdürlüğünce yapılan ilaç ve tıbbi malzeme ihalelerinin, İktidar Partisi il yöneticileri ağırlıklı kişilere ya da şirketlerine verilmesini irdeledik. Örneğin aslında bütün Bursa'ya yerecek 50 milyonluk kemoterapi tedavi ilacı ihalesinin, sadece Şehir Hastanesi ihtiyacı için, bir AK Parti'li yöneticiye verildiğini sorguladık.

"YEREL YÖNETİMDEN ÜMİTLİ DEĞİLİZ"

Bursa'nın yerel ve genel yönetimden beklentilerine de değinen Başkan Kaya, 31 Mart 2025'te kapsamlı bir değerlendirme raporu sunacaklarını belirterek" Bursa'nın sorunlarına çözüm üretmek ve hizmet alanındaki eksiklikleri gidermek için çalışıyoruz. Yanlış kararlar alındığında kamuoyunu bilgilendiriyor ve gerekli müdahaleleri yapıyoruz. Ancak şu an için yerel yönetimden ümitli değiliz. Bunun yanında genel yönetimden de Bursa'ya gereken yatırımların yapılmasını bekliyoruz" ifadelerini kullandı. aşkan Kaya, Bursa'nın sorunları ve çözüm önerileriyle ilgili detaylı bir açıklamayı 31 Mart 2025'te kamuoyuyla paylaşacaklarını belirtti.

"BİR TÜRLÜ YIKILAMAYAN BETON SANTRALİNE İLİŞKİN BİR BÜYÜK SANCIYI DURDURDUK"

Bursa'nın Nilüfer ilçesinde kaçak olarak faaliyet gösterdiği iddia edilen ancak bir türlü yıkılamayan beton santraline ilişkin bir büyük sancıyı durdurduk. Her seferinde mührü sökülerek etrafa zehir saçmaya devam eden santrali, Meclis gündemine getirerek, kalıcı olarak mühürlenmesini ve bölgeden kaldırılması kararını temin ettik.

200 HANEDEN 30 HANEYE DÜŞMESİNİ İLİŞKİN SORU ÖNERGESİ VERDİK

Bursa'nın Orhaneli ilçesinde, tartışmalı bir değerlendirmeyle sit alanı statüsüne alınan Deliballılar köyünün, söz verilen restorasyonun yapılmaması, vatandaşın da bir çivi çakmasının yasak olması nedeniyle 200 haneden 30 haneye düşmesini ilişkin soru önergesi verdik.

 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Bir ülkenin gerçek yüzü, sokaklarındaki düzenle, meydanlarındaki bayraklarla değil; en savunmasız insanlarına nasıl davrandığıyla ölçülür. Bugün bu ülkede, Aydın Söke Açık Cezaevi’nde, sessizce tükenen bir hayat var: Öztürk K. Öztürk K. %75 engelli. Talesemi majör hastası, aynı zamanda tip 1 diyabetli. Yani yaşamı boyunca düzenli kan nakline, insüline ve hijyenik ortama ihtiyaç duyan bir insan. Yürüyerek girdiği cezaevinde bugün artık yatalak hale gelmiş durumda. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, yürüyemiyor, elleri titriyor, bilinci kimi zaman gidip geliyor. Ve o hâlâ orada, duvarların arkasında “infaz” adı altında yaşam mücadelesi veriyor. Cezalandırmak, bir toplumu düzen içinde tutmanın aracıdır, denir. Ama insan onurunu korumayan bir ceza, artık adaletin değil, intikamın alanına girer. Bugün Türkiye’de, “hasta mahpuslar” başlığı altında yüzlerce insan, fiilen ölüm cezasına mahkûm edilmiş durumda. Her rapor “cezaevinde kalamaz” dese de, her dilekçe “uygun değildir” gerekçesiyle geri dönüyor. Peki, neye uygun değildir? Bir insanın yaşamasına mı? Bir devletin vicdanına mı? Öztürk K.’nin kardeşi, “Yürüyerek girdi, şimdi nefes bile alamıyor. Kimse duymuyor” diyor. Oysa devlet, her yurttaşının yaşam hakkını korumakla yükümlüdür — suçlu ya da suçsuz fark etmeksizin. Çünkü yaşam hakkı, hiçbir mahkemenin elinden alamayacağı bir haktır. Cezaevleri, yalnızca demir parmaklıkların ardındaki suçluların değil, dışarıdaki toplumun da aynasıdır. O aynada ne görüyoruz? Gözünü kapatmış bir sistem mi, yoksa el uzatmaya cesaret eden bir toplum mu? Bir devletin adaleti, güçlüye değil, güçsüze gösterdiği şefkatle ölçülür. Öztürk K.’nin durumu bir istisna değil, bir gösterge. Bir ülkenin sağlık sistemi, hukuk düzeni ve vicdanı burada kesişiyor. Ve biz, üçü arasında sıkışmış bir insanın her geçen gün eriyişini izliyoruz. Bu bir siyaset meselesi değil. Bu, insanlık meselesi. Bir insanın yaşamasına yardım etmek, bir partinin, bir ideolojinin, bir grubun meselesi değildir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yetkililere sesleniyorum: Adalet Bakanlığı’na, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne, İnsan Hakları Kurumları’na… Bu bir “dosya” değil, bir hayat. Ve o hayat, gün be gün elimizden kayıyor. Bir insanın ölüme terk edilmesi, hukukun değil, sessizliğin eseridir. Ve biz sustukça, adalet bir kelimeden ibaret kalır. Bir mahkûmun yatağında öylece çürüyüp gitmesi, hepimize dokunmalı. Çünkü bir gün, adaletin terazisi yeniden kurulacak. O gün geldiğinde, belki de en çok şunu sorgulayacağız: “Biz sustuğumuzda kim ölmüştü?”
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.