HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 03 KASIM 2025, PAZARTESİ

‘Üretenin kazanacağı bir Türkiye inşa edeceğiz’

18.04.2023 11:43
‘Üretenin kazanacağı bir Türkiye inşa edeceğiz’
‘Üretenin kazanacağı bir Türkiye inşa edeceğiz’
Orhangazi "Millet İttifakı" seçim bürosu dün büyük bir coşku ile açıldı. Açılışta konuşan CHP Bursa Milletvekili adayı Orhan Sarıbal Millet İttifakı İlçe Başkanları ile kol kola vererek "Birlikte kazanacağız" dedi.

CHP Bursa Milletvekili adayı Ender Teke ise, "Üreterek kazanacağımız bir Türkiye inşa edeceğiz" dedi.

 'YENİDEN UMUT, KARDEŞLİK VE KALKINMA İÇİN BURADAYIZ'

Camikebir Mahallesi Horhor Caddesi'nde açılan Millet İttifakı seçim bürosu, CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Millet İttifakı Milletvekili adayları, ilçe başkanları ve teşkilatları ile çok sayıda Millet İttifakı mensubunun coşkulu katılımı ile açıldı. Açılışta Millet İttifakı ortaklarından Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili adaylarının yanı sıra, İyi Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ve Deva Partisi Milletvekili adayları ve teşkilat başkanları yer aldı. Millet İttifakı seçim bürosunun açılışında konuşan Orhan Sarıbal, "Milletçe insanca yaşamak için buradayız. Dışlanan üniversite mezunlarımız bu güzelim vatanı terk etmesin diye, mülakatlarda 85 alıp katakule getirilerek hakkı yenmesin diye buradayız. Emeklilerimiz açlık sınırı altında aldıkları maaş ile ezilmesin diye buradayız. Yaz demeden kış demeden üreten, bu ülkenin karnını doyuran çiftçimiz emekçimiz emeğinin hakkını verebilmek için buradayız. Toplumsal ayrışma getirdiler başaramadılar. Masayı dağıtmak istediler başaramadılar. Ama bir şeyi başardılar. Sergiledikleri ekonomik program ile enflasyon sonuç faiz sebep dediler ve faizi dizginlediler. Bir yılsonunda bu program çöp oldu ve bizi ülkece batağa sürüklediler. Kısacası organize kötülüğü başardılar. Artık saray ve çevresinin hikayesi bitti. Biz bu ülkenin evlatları olarak yeniden umut için, yeniden kardeşlik için, yeniden kalkınma için buradayız ve 15 Mayıs sabahı bunu hep birlikte başaracağız" dedi.

 

'ÜRETENİN KAZANACAĞI BİR TÜRKİYE İNŞA EDECEĞİZ'

Millet İttifakı seçim bürosunun açılışında konuşan Orhangazili CHP Bursa Milletvekili Adayı Ender Teke, Millet İttifakı protokolünü göstererek "Millet İttifakı olarak 6 partinin yapacakları bu protokolde kayıt altındadır. 21 yıldır ülkeyi yönetenlerin kaçlı ittifak oldukları daha belli değildir. İktidarımızda kadın be öğrencilerimizin sigortaları devlet tarafından karşılanacak. Aile destekleri ile aç ve açıkta kimde kalmayacak. Kamuda torpil ve mülakat kalkacak. 4-5 yerden maaş alanların devri bitecek. Esnafımızın, çiftçimizin faiz borçları silinecek. Üretenin kazanacağı bir Türkiye inşa edeceğiz. 15 Mayıs sabahı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nu 13. Cumhurbaşkanı yapacağız. Birleşe birleşe kazanacağız" dedi.



 '2001'DE OLAN DEMOKRASİNİN VE EKONOMİNİN YARISI YOK'

İyi Parti Vursa Milletvekili adayı Deniz Erdal Ay konuşmasında, "Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener'in ve diğer Millet İttifakı mensubu partilerinin yaktığı demokrasi ateşi bu gün dalga dalga Orhangazi'ye ulaştı. 2001'de olan demokrasinin, 2001'de olan ekonominin yarısı yok şu an bu ülkede. Millet Cumhuriyet tarihinde ilk kez bu kadar güçlü bir biçimde bir araya geldi. Adeta bir Cumhuriyet şöleni yaşıyoruz. 15 Mayıs sabahı bu şöleni kutlamak için hep birlikte yine burada olacağız" dedi.

 



'15 MAYIS SABAHI UMUT VE KARDEŞLİK DOLU BİR TÜRKİYE'YE UYANACAĞIZ'

Millet İttifakı ilçe başkanları da birlik be beraberlik mesajı vererek, 15 Mayıs sabahı 6 partinin oluşturduğu millet ittifakı bu seçim yarışının galibi olacak. Birlikte ülke olarak yeniden umut dolu, kardeşlik dolu ve güzel ve müreffeh bir Türkiye'ye uyanacağız" sözünü verdiler.







 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Bir ülkenin gerçek yüzü, sokaklarındaki düzenle, meydanlarındaki bayraklarla değil; en savunmasız insanlarına nasıl davrandığıyla ölçülür. Bugün bu ülkede, Aydın Söke Açık Cezaevi’nde, sessizce tükenen bir hayat var: Öztürk K. Öztürk K. %75 engelli. Talesemi majör hastası, aynı zamanda tip 1 diyabetli. Yani yaşamı boyunca düzenli kan nakline, insüline ve hijyenik ortama ihtiyaç duyan bir insan. Yürüyerek girdiği cezaevinde bugün artık yatalak hale gelmiş durumda. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, yürüyemiyor, elleri titriyor, bilinci kimi zaman gidip geliyor. Ve o hâlâ orada, duvarların arkasında “infaz” adı altında yaşam mücadelesi veriyor. Cezalandırmak, bir toplumu düzen içinde tutmanın aracıdır, denir. Ama insan onurunu korumayan bir ceza, artık adaletin değil, intikamın alanına girer. Bugün Türkiye’de, “hasta mahpuslar” başlığı altında yüzlerce insan, fiilen ölüm cezasına mahkûm edilmiş durumda. Her rapor “cezaevinde kalamaz” dese de, her dilekçe “uygun değildir” gerekçesiyle geri dönüyor. Peki, neye uygun değildir? Bir insanın yaşamasına mı? Bir devletin vicdanına mı? Öztürk K.’nin kardeşi, “Yürüyerek girdi, şimdi nefes bile alamıyor. Kimse duymuyor” diyor. Oysa devlet, her yurttaşının yaşam hakkını korumakla yükümlüdür — suçlu ya da suçsuz fark etmeksizin. Çünkü yaşam hakkı, hiçbir mahkemenin elinden alamayacağı bir haktır. Cezaevleri, yalnızca demir parmaklıkların ardındaki suçluların değil, dışarıdaki toplumun da aynasıdır. O aynada ne görüyoruz? Gözünü kapatmış bir sistem mi, yoksa el uzatmaya cesaret eden bir toplum mu? Bir devletin adaleti, güçlüye değil, güçsüze gösterdiği şefkatle ölçülür. Öztürk K.’nin durumu bir istisna değil, bir gösterge. Bir ülkenin sağlık sistemi, hukuk düzeni ve vicdanı burada kesişiyor. Ve biz, üçü arasında sıkışmış bir insanın her geçen gün eriyişini izliyoruz. Bu bir siyaset meselesi değil. Bu, insanlık meselesi. Bir insanın yaşamasına yardım etmek, bir partinin, bir ideolojinin, bir grubun meselesi değildir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yetkililere sesleniyorum: Adalet Bakanlığı’na, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne, İnsan Hakları Kurumları’na… Bu bir “dosya” değil, bir hayat. Ve o hayat, gün be gün elimizden kayıyor. Bir insanın ölüme terk edilmesi, hukukun değil, sessizliğin eseridir. Ve biz sustukça, adalet bir kelimeden ibaret kalır. Bir mahkûmun yatağında öylece çürüyüp gitmesi, hepimize dokunmalı. Çünkü bir gün, adaletin terazisi yeniden kurulacak. O gün geldiğinde, belki de en çok şunu sorgulayacağız: “Biz sustuğumuzda kim ölmüştü?”
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.