HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 03 KASIM 2025, PAZARTESİ

YENİDEN REFAH PARTİSİ ÇALIŞMALARINI HIZLANDIRDI

10.09.2024 11:37
YENİDEN REFAH PARTİSİ ÇALIŞMALARINI HIZLANDIRDI
YENİDEN REFAH PARTİSİ ÇALIŞMALARINI HIZLANDIRDI
Yeniden Refah Partisi'nde kurucu ilçe başkanı Ahmet Yavuz'un Bursa merkeze yerleşmesinden dolayı ilçe başkanlığını bırakması sonrasında ilçe başkanlığı görevine atama ile gelen Abdullah Şahin, yeni kongre sürecini başlattı. Yeniden Refah Partisi Orhangazi ilçe teşkilatı Palmiye Düğün Salonu'nda düzenlediği kahvaltılı toplantı ile partiye yeni katılan isimlere de rozet taktı.

Yeniden Refah Partisi'nde yaklaşık 1 ay önce Abdullah Şahin il başkanlığı kararı ile yeni ilçe başkanı olarak atanmıştı. 

Kongre süreci devam ediyor

Yeniden Refah Partisi Orhangazi ilçe teşkilatı ilçe başkanı Abdullah Şahin başkanlığında ise kongre sürecini başlattı. YRP Orhangazi teşkilatının önümüzdeki haftalarda kongre yaparak yeni ilçe başkanı ve yönetimini belirlemesi beklenirken, mevcut başkan Şahin, yeni yönetim oluşturmak için havuz çalışması başlattı.

Yeni üyelere rozet

YRP Orhangazi ilçe başkanlığı Palmiye Düğün Salonu'nda İl Başkan yardımcısı ve Teşkilat başkanı Adnan Vatansever, İl Koordinatörü Mehmet Kule ve yönetim kurulu üyelerinin katılımı ile Palmiye Düğün Salonundaki kahvaltılı buluşmada partiye yeni üye olan isimlere rozetlerini taktı. İl Başkan yardımcısı Adnan Vatansever Ak Parti'nin her geçen gün kan kaybettiğini belirterek, ancak Türkiye'de Ak Parti'nin alternatifi asla CHP olmamalı. CHP bu milletin değerlerinden uzak bir parti. AK Parti'nin tek alternatifi ise Yeniden Refah Partisidir dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Bir ülkenin gerçek yüzü, sokaklarındaki düzenle, meydanlarındaki bayraklarla değil; en savunmasız insanlarına nasıl davrandığıyla ölçülür. Bugün bu ülkede, Aydın Söke Açık Cezaevi’nde, sessizce tükenen bir hayat var: Öztürk K. Öztürk K. %75 engelli. Talesemi majör hastası, aynı zamanda tip 1 diyabetli. Yani yaşamı boyunca düzenli kan nakline, insüline ve hijyenik ortama ihtiyaç duyan bir insan. Yürüyerek girdiği cezaevinde bugün artık yatalak hale gelmiş durumda. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, yürüyemiyor, elleri titriyor, bilinci kimi zaman gidip geliyor. Ve o hâlâ orada, duvarların arkasında “infaz” adı altında yaşam mücadelesi veriyor. Cezalandırmak, bir toplumu düzen içinde tutmanın aracıdır, denir. Ama insan onurunu korumayan bir ceza, artık adaletin değil, intikamın alanına girer. Bugün Türkiye’de, “hasta mahpuslar” başlığı altında yüzlerce insan, fiilen ölüm cezasına mahkûm edilmiş durumda. Her rapor “cezaevinde kalamaz” dese de, her dilekçe “uygun değildir” gerekçesiyle geri dönüyor. Peki, neye uygun değildir? Bir insanın yaşamasına mı? Bir devletin vicdanına mı? Öztürk K.’nin kardeşi, “Yürüyerek girdi, şimdi nefes bile alamıyor. Kimse duymuyor” diyor. Oysa devlet, her yurttaşının yaşam hakkını korumakla yükümlüdür — suçlu ya da suçsuz fark etmeksizin. Çünkü yaşam hakkı, hiçbir mahkemenin elinden alamayacağı bir haktır. Cezaevleri, yalnızca demir parmaklıkların ardındaki suçluların değil, dışarıdaki toplumun da aynasıdır. O aynada ne görüyoruz? Gözünü kapatmış bir sistem mi, yoksa el uzatmaya cesaret eden bir toplum mu? Bir devletin adaleti, güçlüye değil, güçsüze gösterdiği şefkatle ölçülür. Öztürk K.’nin durumu bir istisna değil, bir gösterge. Bir ülkenin sağlık sistemi, hukuk düzeni ve vicdanı burada kesişiyor. Ve biz, üçü arasında sıkışmış bir insanın her geçen gün eriyişini izliyoruz. Bu bir siyaset meselesi değil. Bu, insanlık meselesi. Bir insanın yaşamasına yardım etmek, bir partinin, bir ideolojinin, bir grubun meselesi değildir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yetkililere sesleniyorum: Adalet Bakanlığı’na, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne, İnsan Hakları Kurumları’na… Bu bir “dosya” değil, bir hayat. Ve o hayat, gün be gün elimizden kayıyor. Bir insanın ölüme terk edilmesi, hukukun değil, sessizliğin eseridir. Ve biz sustukça, adalet bir kelimeden ibaret kalır. Bir mahkûmun yatağında öylece çürüyüp gitmesi, hepimize dokunmalı. Çünkü bir gün, adaletin terazisi yeniden kurulacak. O gün geldiğinde, belki de en çok şunu sorgulayacağız: “Biz sustuğumuzda kim ölmüştü?”
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.