HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 03 KASIM 2025, PAZARTESİ

Yalovalı Seçmen 3. Milletvekiline Kilitlendi Meliha Akyol mu Ayhan Küçük mü?

08.05.2023 01:14
Yalovalı Seçmen 3. Milletvekiline Kilitlendi Meliha Akyol mu Ayhan Küçük mü?
Yalovalı Seçmen 3. Milletvekiline Kilitlendi Meliha Akyol mu Ayhan Küçük mü?
Seçim maratonunda son viraja girildiği bugünlerde Yalova kamuoyu 3. milletvekilinin kim olacağına kilitlendi. Ak Parti 1. sıra adayı Ahmet Büyükgümüş ve CHP 1. sıra adayı Tahsin Becan'ın seçilmelerine kesin gözüyle bakılırken yarışın Meliha Akyol ile Ayhan Küçük arasında geçeceği Yalova kamuoyunda konuşuluyor.

Görevini başarıyla yürüten Ak Parti Yalova İl Başkanı Muğlim Bağatar'ın milletvekili adayı olmak için istifa etmesi sonrasında Yalova kamuoyunun beklentisi Bağatar'ın aday gösterileceği yönündeydi. Yalova milletvekilliğinden ziyade Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın özel ekibi içinde yer alan ve bu yönüyle çok yoğun bir çalışma temposu olan Ahmet Büyükgümüş'ün İstanbul'dan gösterilmesi bekleniyordu. Büyükgümüş'ün ısrarı üzerine yeniden Yalova'dan aday gösterilmesi Ak Partideki dengeleri değiştirdi. Yalova'da ciddi bir oy potansiyeli olan MHP'nin de sevilen bir adayla yarışa katılması Ak Partinin 2 milletvekili çıkarma ihtimalini zorlaştırdı.

Yalovalılar Yalova Milletvekili İstiyor!

Köklü tarihi, doğası, konumu ve de Atatürk ile özdeşleşmiş bir kent olan Yalova'nın hak ettiği değeri göremediği görüşünde birleşen Yalovalılar, bu seçimde üç olmasa da en azından 2 Yalova Milletvekili istiyorlar. Ak Parti 1. Sıra Milletvekili Ahmet Büyükgümüş genel merkez görevlerinden kafasını kaldırıp Yalova'yla yeterince ilgilenemediğini, diğer Ak Partili milletvekili Meliha Akyol'un da hizmet karnesinin düşük olduğunu söyleyen Yalova halkı bu seçimde hizmet edecek bir diğer vekil adayını meclise taşımak istiyorlar.

İbreler İYİ Partili Ayhan Küçük'ü Gösteriyor

Yalova kamuoyu uzun zaman sonra ilk kez partizanlıkta değil, Yalova menfaatlerinde birleşti. Gerek Ak Partili seçmenlerle gerekse de CHP kökenli seçmenlerle yaptığımız röportajlarda her iki taraf da birer vekil çıkaracaklarını ama üçüncü vekilin Yalova için İYİ Partili Ayhan Küçük olması için çalışacaklarını rahatlıkla söylemeleri dikkatlerden kaçmadı. Bilhassa Yalova ilçe ve köylerinde büyük karşılık bulan Ayhan Küçük tepki oylarının yanı sıra Yalova için milletvekili beklentisi olanlar arasında da büyük karşılık buluyor. 3.Göz Hra



 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Bir ülkenin gerçek yüzü, sokaklarındaki düzenle, meydanlarındaki bayraklarla değil; en savunmasız insanlarına nasıl davrandığıyla ölçülür. Bugün bu ülkede, Aydın Söke Açık Cezaevi’nde, sessizce tükenen bir hayat var: Öztürk K. Öztürk K. %75 engelli. Talesemi majör hastası, aynı zamanda tip 1 diyabetli. Yani yaşamı boyunca düzenli kan nakline, insüline ve hijyenik ortama ihtiyaç duyan bir insan. Yürüyerek girdiği cezaevinde bugün artık yatalak hale gelmiş durumda. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, yürüyemiyor, elleri titriyor, bilinci kimi zaman gidip geliyor. Ve o hâlâ orada, duvarların arkasında “infaz” adı altında yaşam mücadelesi veriyor. Cezalandırmak, bir toplumu düzen içinde tutmanın aracıdır, denir. Ama insan onurunu korumayan bir ceza, artık adaletin değil, intikamın alanına girer. Bugün Türkiye’de, “hasta mahpuslar” başlığı altında yüzlerce insan, fiilen ölüm cezasına mahkûm edilmiş durumda. Her rapor “cezaevinde kalamaz” dese de, her dilekçe “uygun değildir” gerekçesiyle geri dönüyor. Peki, neye uygun değildir? Bir insanın yaşamasına mı? Bir devletin vicdanına mı? Öztürk K.’nin kardeşi, “Yürüyerek girdi, şimdi nefes bile alamıyor. Kimse duymuyor” diyor. Oysa devlet, her yurttaşının yaşam hakkını korumakla yükümlüdür — suçlu ya da suçsuz fark etmeksizin. Çünkü yaşam hakkı, hiçbir mahkemenin elinden alamayacağı bir haktır. Cezaevleri, yalnızca demir parmaklıkların ardındaki suçluların değil, dışarıdaki toplumun da aynasıdır. O aynada ne görüyoruz? Gözünü kapatmış bir sistem mi, yoksa el uzatmaya cesaret eden bir toplum mu? Bir devletin adaleti, güçlüye değil, güçsüze gösterdiği şefkatle ölçülür. Öztürk K.’nin durumu bir istisna değil, bir gösterge. Bir ülkenin sağlık sistemi, hukuk düzeni ve vicdanı burada kesişiyor. Ve biz, üçü arasında sıkışmış bir insanın her geçen gün eriyişini izliyoruz. Bu bir siyaset meselesi değil. Bu, insanlık meselesi. Bir insanın yaşamasına yardım etmek, bir partinin, bir ideolojinin, bir grubun meselesi değildir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yetkililere sesleniyorum: Adalet Bakanlığı’na, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne, İnsan Hakları Kurumları’na… Bu bir “dosya” değil, bir hayat. Ve o hayat, gün be gün elimizden kayıyor. Bir insanın ölüme terk edilmesi, hukukun değil, sessizliğin eseridir. Ve biz sustukça, adalet bir kelimeden ibaret kalır. Bir mahkûmun yatağında öylece çürüyüp gitmesi, hepimize dokunmalı. Çünkü bir gün, adaletin terazisi yeniden kurulacak. O gün geldiğinde, belki de en çok şunu sorgulayacağız: “Biz sustuğumuzda kim ölmüştü?”
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.